Yaptıkları transferlerle sadece ligi düşündüklerini belgeleyen yönetimlerin istediği oldu ve iki takım da evine döndü.
Devre arasında Roberto Carlos ve Kazım gibi iki ilk 11 oyuncusunu kaybeden Fenerbahçe, sadece Avrupa Ligi'nde oynayamayacak Gökhan Ünal'ı kadrosuna katmakla yetindi. Baros'un sakatlığı nedeniyle forvette alternatifsiz kalan Galatasaray ise, bu bölgeye takviyeyi yine Avrupa'da forma giyemeyecek olan Jo ile yaptı. Üstelik, Giovani transferi için oynayabilecek santrforu Nonda'yı da gönderdi. Sonuç olarak Avrupa'daki son iki temsilcimiz, önceki gece "Annesinin ligi"ne döndü. Her iki takım taraftarı da büyük üzüntü yaşarken, yönetimlerin icraatlarıyla bu elenmeyi ister bir görüntü çizmeleri ise tartışma konusu oldu. Bunda kuşkusuz ligde şampiyon olacak takımın Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılarak önemli bir parayı kasasına koyacak olmasının rolü büyük. Ancak belki de Türkiye'ye bir Avrupa kupası daha kazandırma fırsatını 'duygusal' nedenlerle reddettiler. Konuyu otoritelere sorduk, işte yanıtları.
YÖNETİMLER ÜZÜLDÜ MÜ?
Hakikaten yazık!
SEÇEREK, maliyetini hesap ederek futbolcu almazsanız, ister ara transfer olsun, ister ana transfer, yarar sağlayamazsınız. Lille'de Hazard 2007'de altyapıdan geldi. Bugün paha biçilemiyor. Galatasaray, Jo'yu alıyor Avrupa'da oynama şansı yok. Dos Santos'u alıyor adam yılların pasını silmekle uğraşıyor. Beğendiğiniz Elano 90 dakika oynayamıyor. Fenerbahçe'ye bakıyorsunuz umut diye aldığınız Cristian kulübede oturuyor. Eleniş sonrası ilk açıklamaları "artık lige bakacağız" oluyorsa ligi önde tuttukları ortada. Yani 'küçük olsun bizim olsun' hesabı... Hakikaten yazık. ŞANSAL BÜYÜKA
Koltuğu kolladılar
GÖRÜNEN o ki, idarecilerimiz için annemizin ligi daha önemliymiş. Avrupa'da ilerlemek yerine Türkiye'de başarı, günü kurtarmak ve koltuğu kollamak adına tercih ediliyor. Özellikle Galatasaray'ın devre arası transferlerinin, Avrupa'ya hiçbir katkısı olmadığı gibi Süper Lig mücadelesinde de ne kadar etkili olacağı tartışılır. Euro ve dolar bazında verilen paralara çok yazık, önü kesilen Türk futbolcularına daha da yazık. Sonuçta Türk futbolunda birçok şeyin tekrardan ciddi şekilde gözden geçirilmesi lazım. Aksi halde böylesine hüsranları daha çok yaşamaya mahkum kalırız. AHMET ÇAKAR
Hocalar da mutludur
DEVRE arası transferlerinin genelde yara sarmak için olduğunu biliyoruz. Fenerbahçe, Daum'un isteğine rağmen transfer yapmadı. Galatasaray ise yatırıma rağmen iyi plan yapamadı. Mart'taki kongre ve tribünlere şirin gözükme çabaları, gereken oyuncular yerine ünlü oyuncuların peşine düşmelerine neden oldu. Avrupa Ligi umurlarında değil. Teknik direktörlerin de çok önemsemediğini düşünüyorum. Hatta maçlar bittikten sonra rakip teknik direktörden daha mutlu olmaları da söz konusu olabilir. Daum Liverpool'la oynamaktan kurtuldu, Rijkaard da takımının yıpranmasından... GÜRCAN BİLGİÇ
Üç santrfor da olsa...
GALATASARAY ve Fenerbahçe'nin elenmeleri yönetimlerini kahretmiştir. Carlos ve Kazım'ı yollayan Fenerbahçe'nin hücuma dönük yabancı bir kanat oyuncusu alması gerekirdi, yönetim almadı. Ama bu kadar sakatlık yaşanabileceğini de tahmin edemezlerdi. Galatasaray yönetimi transfer politikasında hata yaptı. Avrupa'da oynamayacağını bildiği halde Jo'yu almak ve Nonda'yı göndermek yanlıştı. Üstelik Giovani de hayal kırıklığı oldu. Atletico rövanş maçına bakınca yönetimin suçu azalıyor. Çünkü üç santrforla bile oynasalar, tetikçi İtalyan hakemi geçemezlerdi. LEVENT TÜZEMEN
Amaç Türkiye'ymiş
SONUÇ olarak, her iki takım için de UEFA Avrupa Ligi'nde hedef, final oynamaksa ki -öyle beyanatlar veriliyordu- demek ki yanlış transfer politikaları uygulamışlar. Fenerbahçe'nin Avrupa Ligi maçı öncesinde bu kadar eksikle sahaya çıkması düşündürücü. Üç kulvarda mücadele edecek bir takımın yani Fenerbahçe'nin kesinlikle transfere ihtiyacı vardı diye düşünüyorum. Ama Gökhan Ünal'ın dışında transfer yapılmadı. Gerçekte genel düşünce, elenen iki büyük takımımız için kendi ligimizmiş. Çünkü Avrupa için ciddi bir hazırlık ve organizasyon yapmamışlar. FEYYAZ UÇAR
Diğer kulvarlar engel
FENERBAHÇE-Galatasaray rekabeti Türk Futbolu'nun enerji ve motivasyon kaynaklarından biridir. Ama "zararlı yan etkileri" çok vahimdir. En zararlı yan etki, her ikisinin de birbirlerine kilitlenip Avrupa'yı ikinci plana itmesi. Sorun iki başkana; ikisi de Avrupa çeyrek finali yerine Süper Lig şampiyonluğunu tercih eder. Aksini söylüyorlarsa, hata içindeler. Çünkü kadrolarını iç rekabete göre seçiyorlar. Belki iddialı olacak ama yöneticiler, Avrupa'dan kurtulduklarına sevinmiş olabilirler. Hedef "en büyük rakibe" galebe çalmaksa, diğer kulvarlar "kutsal hedefte" sadece engeldir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...