Aldatmada aldatan mı yoksa aldatılan mı sorumludur? Azgın teke sendromu nedir? Cinsellik, aile ve evlilik konularında toplumu bilgilendirmeyi ve farkındalığı arttırmayı amaçlayan Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED); aldatma ve azgın teke sendromu konusunda çok çarpıcı bir basın açıklaması yaptı.
Aldatmalar her geçen gün artıyor
Aldatmanın artık toplumun her kesiminde yaşanan bir durum olduğuna dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; “Yasaklar her dönemde insanlara cazip gelmiştir. Yeni bir insan, yeni bir beden, yaşanılan heyecan duygusu belki de kişiye uzun zamandır unutmuş olduğu duyguları tattırabilir. Ancak toplumsal açıdan bakıldığında aldatma kabul edilebilir bir durum değildir ve hem aldatana hem de aldatılana zarar verir.’’ dedi. Varolan ilişkiyi bitirip, yeni bir ilişkiye başlamak varken, neden bazı insanlar aldatmayı tercih ediyor?’’ sorusunun her dönemde farklı yanıtlarının olabileceğini ve aldatmanın partnerin başka bir partner olduğunu fark ettiği noktada çiftin hayatını olumsuz etkilemeye başladığını söyleyen Dr. Keçe; “Genel olarak temelde var olan bir ilişkiyi geliştirebilmek, üretebilmek ve yaşamı paylaşabilmek becerisini geliştirememiş kişilerin kendilerini yeniden ifade etme, dürtüsellikteki anlık hazların sürekliliğini sağlama ve sonsuz bağlanma arayışlarına aldatma diyebiliriz. Aldatma; belki de insanlık tarihinin en eski zamanlarından bu yana değişmeyen bir gündem maddesidir ve son yıllarda aldatma sosyal bir yara haline gelmiştir.’’ dedi.
Kadın ve erkeğin aldatma nedenleri farklıdır
İnternette sohbet ve paylaşım sitelerinin yaygınlaşmasıyla birlikte aldatmalar çoğalmıştır.
Aldatmanın genellikle duygusal ve cinsel ihtiyaçlardan kaynaklandığını söyleyen CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; “Aldatma birçok ihtiyaçtan dolayı ortaya çıkabilir. Duygusal boşluk, cinsel ihtiyaçlar, evlilik hayatının rutin olması, cinsel hayata renk getirmek, yeni bir heyecan yaşamak, aldatmanın artık bir alışkanlık haline gelmesi, eşle/partnerle yaşanan iletişim sorunları, vb. nedenler kişinin eşini/partnerini aldatmasına neden olabilir. Kadın ve erkeğin aldatma nedenleri de birbirinden farklıdır. Erkek daha çok cinsel ihtiyaçlarını karşılamak, farklı heyecanlar yaşamak ve skor yapmak için aldatırken, kadın ise duygusal olarak eşi tarafından ihmal edildiğini düşündüğünde, duygusal boşluğu doldurmak, ilgi ve sevgi görmek, beğenilmek, kendini güzel, hoş, çekici ve değerli hissetmek için aldatır.’’ dedi. Aldatma denildiğinde akla önce erkeğin geldiğini ve aldatmanın toplumda erkeğe özgü bir davranış olarak algılandığını da belirten Psk. Bacanak; “Toplumda erkeğin aldatması beklendik bir durum olarak görülür ve açıkçası doğal karşılanır. Kadın aldattığında ise toplumdan gördüğü tepki daha şiddetlidir. Ancak son dönemde kadınların da en az erkekler kadar eşlerini/partnerlerini aldattıklarını görüyoruz. Özellikle son dönemde internette sohbet ve paylaşım sitelerinin yaygınlaşmasıyla birlikte aldatmalar da çoğalmıştır. Evde eşinden beklediği ilgi ve sevgiyi göremeyen ya da kendini ifade edemeyen kişilerin, internet ortamında daha rahat hareket ettiklerini ve kolayca duygusal anlamda birilerine bağlanabildiklerini görmekteyiz. Ancak aldatma gerçek de olsa, sanal da olsa aldatmadır ve sonrasında olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir.’’ dedi.
Azgın teke sendromu nedir?
Aldatmanın ileri yaşlarda da ortaya çıktığını belirten CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; “Ortalama 50 yaşından sonra belirginleşen zihinsel fonksiyonlarda düşüş, huysuzluk, kıskançlık ve çapkınlık gibi alışılmamış davranış şekillerinin dikkat çektiği dönem orta yaş krizi olarak adlandırılabilir. Orta yaş krizine giren, cinsel isteğinde yalancı bir artış yaşayan, yemeye içmeye düşen, evini, karısını, işini veya sosyal çevresini terk etmeye teşebbüs eden, kıskançlığı artan, çapkınlık yapan ve keyfine düşkün olan erkeklere halk arasında azgın teke, bu durumun yaşanmasına da azgın teke sendromu denir. Her erkekte görülecek diye bir kural olmasa da, orta ve ileri yaş içinde olan erkekler; yaşamlarını gözden geçirip kendileri için ne yaptıklarını sorgulamaya, genç bir partner aramaya ve kayıplarını fark etmeye başlayabilirler. Bu nedenle azgın tekeler estetik ameliyat, botoks yaptırma, ciltteki lekeleri temizletme, yaşlılık belirtileri olan dudak ve alın çevresindeki kırışıklıların düzeltilmesi gibi yollara başvurarak ilişkilerinde kendilerine güvenlerini arttırmaya çalışabilirler. Çok sık yapılan bir başka yanlış da, orta yaş krizine giren erkeğin veya tutkulu bir aşk ya da çok daha fazlasının yaşaması halinde bu sıkıntılı dönemin aşılacağı yanılgısıdır. Bu soruna doğru tanı koyamazsak ve doğru çözümler üretemezsek evini terk eden erkeklere; kendine güven duygusunu yitirmiş, bir paçavra gibi bir kenara atılmış hissini yaşayan umutsuz ve mutsuz kadınlar eklenecektir. Çünkü azgın teke sendromunda sorun her ne kadar hormonsal gibi algılansa da psikolojiktir. Kişi yaşlandıkça yaşlananın ruhu değil bedeni olduğu ve ruhun gıdasını vermek kaydıyla her yaşın kendine göre güzellikleri olabileceği gerçeğini anlayamaz ise; huzursuzlaşır, kendini kötü hisseder ve anlamsız bir var olma çabası içine girebilir, azgın teke olabilir. Basında daha çok erkekler yer alsa da, ister kadın ister erkek olsun, durum fark etmez ve var olan partnerin ve evin dışında mutluluk aranmaya başlanır. Kısaca hayata renk katamama ve duygusal ihmaller azgın teke sendromu yol açabilir.'’ dedi.
Aldatan mı yoksa aldatılan mı sorumludur?
Aldatılmanın üzücü ve kabullenilmesi zor bir durum olduğunu söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psk. Dnş. Fatma Ayrık; “Böyle bir durum yaşandığında bir suçlu aramak yerine olaya holistik olarak yaklaşmak ve aldatmaya yol açan nedenin ve koşulların ne olduğunun farkına varmak gereklidir. Aldatma bazen kişinin kendini ya da eşini cezalandırması ya da varoluşsal bir tepki olarak da ortaya çıkabilir. Adatmadan aldatan kadar, aldatılan da sorumludur. Eğer çiftin sevgi, saygı ve güven bağı güçlüyse bu sorunun üstesinden gelinebilir. Herkes kendi sorumluluğunun farkına varmalı ve ortak çaba ile yapıcı bir yol üstlenmelidir. Tabi ki aldatmak ilişkide bir iz bırakır, bu durumda çiftin evlilik terapisine başvurması faydalı olacaktır.’’ dedi.
Milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...