Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, Habertürk TV'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Başbuğ, "Kanal İstanbul" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Kanal İstanbul yapılınca ne olur? Dış politika konusunda her fikiri ciddi olmak kaydıyla, farklı görüşler de olabilir. Farklı görüşlerin seviyeli, birbirine hakaret etmeden söylenilmesi önemli. Bu görüşlerin dikkate alınması da önemli. Dış politikada bir yanlış adım atarsanız bunu düzeltemezsiniz. 1964'de BM Güvenlik Konseyi'nde Kıbrıs Cumhuriyeti'ni Kıbrıslı Rumlar temsil ediyor diye imza attık, bugün hala çözemiyoruz. Dış politika konusunda farklı görüşleri dinleyelim, farklı yorumlar olabilir. Birisinin görmediği noktayı bir başkası görebilir. Dış politikada anlaşmalar biraz muğlaktır, bunların yorumlarını uzmanlardan iyi anlamak lazım. Kanal İstanbul, Montrö bağlamında bir noktada dış politika konusudur. Kanal İstanbul yapılırsa ne olur? Birincisi bu konuda çok deneyimli Rıza Türmen'in bir yazısı vardı. Hazırlıklarımı yaparken o yazıdan istifade ettim. Türkiye'nin yetiştirdiği uzmanlardan birisi. AİHM'de yıllarca görev yaptı. Uluslararası hukukta tecrübeli, saygın bir insan. Kanal İstanbul yapılırsa Montrö içinde düşünemezsiniz. Montrö Anlaşması'nın dışında bir oluşum olarak karşımıza çıkıyor. Kanal İstanbul'a yönlendirme yetkiniz hiçbir şekilde yok. Ticaret ve savaş gemilerini yönlendiremezsiniz.
Savaş gemilerinin geçişinde de aslında kanallar, Suveyş kanalında falan engelleme yok. 1921'de Kiev kanalıyla ilgili olarak Daimi Adalet Divanı'nın kararı var. Diyor ki, iki açık denizi birleştiren yapay bir su yolunun bütün dünyanın kullanımına adanması durumda bu su yolu doğal boğazlara benzerlik gösterir. Kanal İstanbul yapılırsa, dedik ki Montrö dışında ayrı bir durum yaratıyor.
Peki Montrö'yü nasıl riske eder? Montrö'nün son iki maddesi 28 ve 29. maddesi. 28. maddesi Montrö'nün tamamen ortadan kaldırılması ve durdurulmasıyla ilgili. Bazı maddelerin değiştirilmesiyle ilgili de 29. madde. Uluslararası hukukta bir kural var, koşullarda değişiklik olması. Siz Kanal İstanbul'u yaptığınız zaman koşullarda bir değişiklik yaratıyorsunzu. Montrö'nün dışında ayrı bir yapılanma. Koşullarda değişiklik olması durumunda taraflar bu anlaşmaya son verme ya da uygulamayı durdurma hakkına sahip. İlgili yerlere müracat edecekler. Diyecekler ki, 'Kanal İstanbul koşullarda değişiklik yarattı'. O zaman Montrö'ye kaldıralım, yeni bir sistem belki. O zaman haydi yeni bir konferans. Daha kötüsünü de yaratabilir. Koşullarda önemli bir değişiklik oluyor.
Konferansta ne olacak? Bu kritik bir konu. Montrö'de size hükümranlık ve güvenlik veren bir durumla karşı karşıyayız. Birinci tehlike Montrö'nün tamamen ortadan kaldırılması ve uygulanmasının durdurulması. Montrö'ye imza atan devletlerin uluslararası konferansa çağrılması söz konusu. Kimler o devletler? İngiltere, Fransa, Rusya, Hindistan, İtalya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan var. Toptan kaldırılması halinde berbat bir durumla karşı karşıya gelebilirsiniz. Egemenliğiniz riske girecek.
Denilebilir ki, 'daha iyi şartlar', bu mümkün değil. 1983 Deniz Hukuku Sözleşmesi var. Rıza Türmen diyor ki, uluslararası boğazlardan geçiş rejimi kıyı devletlerine Montrö'nün verdiği yetkileri vermez. Montrö'den kazandığımız uluslararası anlaşmalarla düzenlenen Boğazlar'ın statüsünü saklı kalmasını zorla koydurduk. 83 Deniz Hukuku Sözleşmesi, uluslararası boğazlardan geçiş rejimi olan bize Montrö'nün bugün verdiği hak ve yetkileri vermez. Ki biz bunu büyük mücadele sonucunda buradan kazanılan hakların saklı kalmasını 83 Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne koydurduk. Çünkü çok büyük risk var.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...