Pandemiyle beraber evden çalışma ve uzaktan çalışma sistemi yaygın hale gelirken Amerika’da çalışanlar arasında yapılan anketlerde pek çok kişi de yeniden ofise dönmeme konusunda kararlı olduğunu dile getiriyor. Ofise dönmek istemeyenlerin yanında yeni çalışma düzeninden farklı beklentileri olan çalışanlar da var. Bazı çalışanlar, hem evden çalışabilecekleri hem de gerektiği zaman ofise gidebilecekleri hibrit bir modeli tercih edebileceklerini belirtiyorlar.
Aslında salgınla beraber pek çok global şirket de hibrit bir modele geçtiğini duyurdu. Google CEO’su Sunda Pichai’den JPMorgan CEO’su Jamie Dimon’a kadar yönetici liderlerden bu yeni çalışma modelini benimsediklerine dair açıklamalar geldi.
Rich Barton: “Odadakilerin birinci sınıf, telefondakilerin ikinci sınıf olduğu iki sınıflı bir sistem olamaz.”
YENİ ÇALIŞMA DÜZENİNİN DEZAVANTAJLARI
Özellikle çocuk sahibi olan ebeveynler için hayatı daha da kolaylaştıracağı düşünülen hibrit modelde uzmanlar, işverenlerin işleyişi düzgün bir şekilde ele almaması halinde bazı dezavantajların ortaya çıkabileceğini öngörüyorlar. Çalışan annelerin kariyerlerinin zarar görmesinden ve çeşitlilik konusunda engelleyici durumların oluşması başlıca konular arasında.
Zillow CEO’su Rich Barton, esnek çalışma düzenlemelerinin çalışanlar için ne anlama gelebileceğini kamuoyu önünde sorgulayan ilk yöneticilerden biriydi. Zillow, hibrit çalışma modelini tamamen benimsemiş olsa da Barton, ekibinin karşılaşabileceği zorluklarla ilgili endişelerini dile getirmişti.
İKİ SINIFLI BİR SİSTEM ORTAYA ÇIKARIYOR
Barton, şubat ayında dördüncü çeyrek değerlendirmesi yaparken konuyla ilgili şunları söylemişti: “Fiziksel konumlarından bağımsız olarak tüm ekip üyeleri için eşit bir oyun alanı sağlamalıyız. Odadakilerin birinci sınıf, telefondakilerin ikinci sınıf olduğu iki sınıflı bir sistem olamaz.”
Tufts Üniversitesi İşletme Dekanı Bhaskar Chakravorti de Insider’a yaptığı açıklamada; çalışanların morali, çeşitliliği ve şirket kültürü üzerindeki etkileri nedeniyle hibrit bir gelecek konusunda endişeli olduğunu söyledi: “Açıkçası, devasa bir karargâha sahip olmanın, ardından bir sürü insanın dünyanın dört bir yanına dağılmasının ve bu dağınık topluluğun karargâhtakilerle eşit hissetmesini beklemenin sürdürülemez olduğunu düşünüyorum.”
Uzaktan çalışan on çalışandan dördü, çalışmalarının daha az değerlendirildiğini, daha az tanındıklarını, daha az zam veya terfi alma olasılıklarının daha düşük olduğunu hissettiklerini söyledi.
OFİSE GELENLERE TERFİ… PEKİ YA EVDE KALANLARA NE OLACAK?
Chakravorti ayrıca şirketleri, daha fazla kadın ve beyaz olmayan insanı işe almaları gerektiği konusunda da uyardı. Bu değişikliğin yapılmaması halinde ise özellikle teknoloji sektöründe çoğunlukla istekli, yetenekli beyaz erkeklerin yer aldığı homojenik bir yapının hakim olacağına dikkat çekiyor.
Uzaktan çalışma konusunda uzman olan Stanford Üniversitesi ekonomisti Nicholas Bloom, bunu bir adım daha ileri götürdü. Bloomberg’de yayınlanan röportajında Bloom, hibrit çalışma ile evden çalışanların, ofise gelen meslektaşlarına göre terfi gibi konularda göz ardı edilebilecekleri ve bunun da altı ila yedi yıl içinde bir çeşitlilik krizine yol açabileceği konusuna dikkat çekti.
Araştırma şirketi Perceptyx’in 1.000’den fazla ABD’li çalışana uyguladığı bir ankete göre; uzaktan çalışan on çalışandan dördü, çalışmalarının daha az değerlendirildiğini, daha az tanındıklarını, daha az zam veya terfi alma olasılıklarının daha düşük olduğunu hissettiklerini söyledi.
2020’nin Eylül ayında, işsizlik sorunu ile karşı karşıya kaldığını söyleyen erkek sayısı 216.000 iken, kadınlarda bu sayı 900.000’e kadar çıktı.
HER 4 ÇALIŞAN KADINDAN BİRİ İŞİ BIRAKMAYI DÜŞÜNÜYOR
Bu süreçte çalışma hayatı ile ilgili en çok sorun yaşayan gruplar ise kadınlar ve genç çalışanlar oldu. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ocak ayındaki raporuna göre; iş kaybı sorununu en çok kadınlar ve genç çalışanlar yaşadı. 2020’nin Eylül ayında, işsizlik sorunu ile karşı karşıya kaldığını söyleyen erkek sayısı 216.000 iken, kadınlarda bu sayı 900.000’e kadar çıktı.
McKinsey and Co. tarafından geçen sonbaharda yapılan bir anket ise; her dört çalışan kadından birinin, çocuk bakımı ve diğer ev işleri nedeniyle işlerini dengelemenin zorluğunu öne sürerek çalışma saatlerini azaltmayı veya çalışmayı tamamen bırakmayı düşündüğünü ortaya çıkardı.
Danışmanlık firması Frost Included danışmanlarından Raafi Alidina da hibrit modelin, çalışanlar içinde karmaşalar yaratacağını belirtiyor: “Sonunda insanlar ofise gittiklerinde, ellerinden gelenin en iyisini yapmayacaklar çünkü ‘Ah, keşke çocuğumla evde olabilseydim’ diye düşünecekler ve çalışamayacaklar.”
UZAKTAN ÇALIŞMAYI İSTİSNA DEĞİL, NORM HALİNE GETİRİN
Alidina, iki sınıflı olarak tanımlanan bu sistemin yükselişini engellemenin birkaç yolu olduğunu anlatıyor. “Bunun bir yolu, çalışanların iş yerlerine bağlı hissetmelerine yardımcı olma konusunda daha proaktif olmak” diyor.
Alidina ayrıca, şirketlerin çalışanların tanınmasını bir öncelik haline getirmesi ve bunun her rolü kapsaması gerektiğini belirtiyor.
Ve son olarak; çalışanların uzaktan çalışmayı talep etmelerini beklemek yerine, uzaktan çalışmayı norm haline getirmenin çok daha eşitlikçi bir yapı sağlayacağına dikkat çekiyor. Ve sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Yöneticilerin de bir çalışanın neden ofise rapor vermesi gerektiğini gerekçelendirmesini sağlayın.”
Alidina’ya göre; toplumda daha fazla güce ve ayrıcalığa sahip olan kişiler, diğer kişilerin kendilerini bütüne ait hissedebilmelerine yardımcı olmalılar. Bu nedenle bu süreçte lider yöneticilere çok daha fazla ihtiyaç olduğunu da vurguluyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...