CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, eski İstanbul Milletvekilleri ve Parti Meclisi (PM) üyeleri Eren Erdem'in bugün haksız, hukuka aykırı bir şekilde tutuklandığını savundu.
Erdem'in sabaha karşı Ankara'da evinin önünde gözaltına alındığını, ardından da İstanbul'a götürülüp, 35. Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla tutuklandığını bildiren Tezcan, bu sürecin hiçbir yerinde hukuk olmadığını ifade etti.
Tezcan, "Eren Erdem'in tutuklanması, başından sonuna kadar kurgulanmış siyasi bir operasyondur. Bu tutuklama Türkiye'de hiç kimsenin can ve mal güvenliğinin, hukuki güvenliğinin olmadığının kanıtıdır." diye konuştu.
Eren Erdem hakkında açılan davanın, "FETÖ'ye yardım" iddiasını içerdiğini belirten Tezcan, Erdem'in zaten bu dava nedeniyle 19 Eylül'de duruşması bulunduğunu kaydetti.
İddianame kabul edildikten sonra tutuklama kararı verilmediğini anımsatan Tezcan, "19 Eylül tarihinde Eren Erdem, duruşmasına gidecek, savunmasını yapacak. Aslolan tutuksuz yargılamadır. Her şey net olarak ortaya çıkacak ama bir algı operasyonu yaratılmak için Eren Erdem apar topar tutuklanıyor." dedi.
"Siyasi operasyon"
Eren Erdem'in FETÖ'ye yardım ettiği iddiasıyla tutuklandığını aktaran Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu tam bir komedi. Hayatları, bütün yaşamları FETÖ'ye yardım, FETÖ'yü devlete yerleştirmek, FETÖ'yle iştirak halinde iş tutmakla geçenler, hayatı FETÖ ile mücadeleyle geçmiş bir arkadaşımızı FETÖ'ye yardımdan tutukluyor. Ne yazık ki Türkiye bu tür acı iftiralarla ilk defa karşılaşmıyor. Daha önce Sözcü, Cumhuriyet gazetesi yazarlarında olduğu gibi, yaşamı boyuncu FETÖ ile mücadele etmiş olanlar, yaşamı boyunca FETÖ ile el ele tutuşup, beraber iş tutanlar tarafından FETÖ'cülükle suçlanıyor. Dokuz kitabında da FETÖ ile mücadele etmiş, gazeteciyken de siyasetçiyken de FETÖ ile mücadele etmiş... Delil olarak dayandıkları hususlar FETÖ'cülerin iddianamelerinde yazdıkları hususlar. FETÖ'cülerin topladıkları delilleri, Eren Erdem'in aleyhine kullanıyorlar. Bunu hiçbir vicdan sahibinin kabul edebilmesi mümkün değildir. Bu çok açık siyasi operasyon yapma alışkanlığında olanların atacağı iftiradır."
Bu tutuklamanın, iktidar kanadının kontrol altındaki yargının bu uygulamalara devam edeceğinin işareti olduğunu öne süren Tezcan, "Tutuklama bir siyasi operasyon" iddiasında bulundu.
Tezcan, "Bu operasyona" teslim olmayacaklarını vurgulayarak, "Türkiye'de hukukun hakim kılınacağına inancımız tamdır." değerlendirmesini yaptı.
"2 yıldır dokunulmazlığı yok"
"Türkiye bir çadır devleti değildir ve hiç kimse Türkiye'nin bu birikimini bir çadır devleti görüntüsü vererek, heba edemeyecektir." diyen Tezcan, tutuklamanın gerekçesinin ise çok ilginç olduğunu savundu.
Gerekçede, "kaçma şüphesi var" denildiğini ancak Eren Erdem'in 2 yıldan bu yana, bu dava nedeniyle dokunulmazlığı olmadığını anlatan Tezcan, şunları söyledi:
"Yani iki yıl içerisinde milletvekili de olsa Eren Erdem'i tutuklayabilirlerdi. İki yıldır 38 kez yurt dışına gitmiş gelmiş. İfadesinde 'Kaçsam o zaman kaçardım' diyor. Gelmiş. Şimdi 2 yıldır dokunulmazlığı olmayan birini tam da bugün sabaha karşı tutuklayacaksınız. Gerekçeniz de 'Yurt dışına kaçabilir' olacak, bugüne kadar kaçmayan birisine. Bu açıkça bunun siyasi bir karar, hatta siyasi bir operasyon olduğunu gösteriyor. Türkiye hiç kimsenin hukuka güvenemeyeceği bir noktaya hızla sürükleniyor. Hukukun olmadığı yer diktatörlüktür. Biz PM üyemiz ve 26. Dönem İstanbul Milletvekili Eren Erdem'in bu davanın sonunda aklanacağına inanıyoruz, hiçbir şüphemiz yok."
"Sorumuz hala geçerlidir"
Bülent Tezcan, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Dünkü olağanüstü MYK toplantısının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili açıklamada bulunduğu hatırlatılarak, "Sayın Erdoğan'ın bir açıklama yapması gerektiğini söylemiştiniz. Bugün cami açılışında Erdoğan'ın yanında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da vardı. Bu görüntüyü siz nasıl yorumlarsınız?" sorusu üzerine Tezcan, şu yanıtı verdi:
"Sayın Erdoğan meramını diliyle anlatabilecek yetenekten yoksun mu değil mi onu bilmiyorum. Biz onun bu konuda net bir açıklama yapmasını bekliyoruz. Sorumuz hala geçerlidir. Ama 'Benim meramımı anlatacak kabiliyetim yok, onun için ancak pozisyon göstererek bunları anlatıyorum' diyorsa, kendi bileceği bir şeydir. Hala açıklama bekliyoruz."
"OHAL bir kez daha uzatılmayacak gibi görünüyor ama terörle mücadelenin etkin olduğu illerdeki mücadeleyi artırmak için bir yasayla düzenleme yapılacağı söyleniyor. Siz nasıl bir yasa bekliyorsunuz?" sorusu üzerine de Bülent Tezcan, "İktidarın tutumundan, yaklaşımından, bugüne kadar yaptıklarından yola çıktığımızda OHAL'in bugün kaldırılmış olsa dahi Türkiye'nin bir sürekli OHAL şartları altında yaşayacağını görüyoruz. İktidar bundan sonraki uygulamalarda, Türkiye'yi sürekli OHAL şartlarında yönetecek. Tek adam rejimi demokrasinin ortadan kaldırıldığı, hukuk güvenliğinin olmadığı bir düzeni yerleştiriyor. Zaten OHAL düzeni de budur. Bundan sonra şeklen kaldırabilirler, tabii arzumuz kalkmasıdır ama şeklen değil, tamamen OHAL uygulamalarının ortadan kalkmasıdır." karşılığını verdi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...