CHP'li Ağbaba'dan 'taşeron' açıklaması 

CHP'li Ağbaba, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında taşeron düzenlemesine ilişkin, “Hükümet açısından utanılacak bir düzenlemedir. Bu düzenleme ile işçiler arasında vicdansızca bir ayırım yapılmıştır. Adeta AKP işçileri bölmüştür. Yazılı ve sözlü sınav şartı getiriliyor. Sözlü de ne sorulacak, geçmiş mülakatlarda belli, ‘reis ne anlama geliyor’, ‘cumhurbaşkanının çocuklarının ismi’, bu isimleri soracaklar. AKP’li olan insanları alacaklar, olmayanları almayacaklar” dedi.

“DEMOKRASİYİ SAVUNANLARLA TEK ADAMLIĞI SAVUNANLAR ARASINDA GEÇECEK BİR YARIŞTIR”

İttifak tartışmalarının hatırlatılması üzerine Ağbaba, şu yanıtı verdi:

“Öncelikle 2019’da yapılması beklenen seçimler demokrasiyi savunanlarla tek adamlığı savunanlar arasında geçecek bir yarıştır. Biz CHP olarak, anamuhalefet partisi olarak göstereceğimiz adayın ikinci tura kalacağına hiç kuşku duymuyoruz. Bizim görevimiz 16 Nisan’daki atılan ‘hayır’ oylarını artırmaktır.

 “İTTİFAKI GİBİ LAFLAR MHP VE AKP TARAFINDAN ÇIKARILMIŞTIR”

Bu ittifak söylentileri biz kaynaklı değil. Yani demokrasiyi savunanlar tarafından çıkarılmış bir laf değildir ittifak. İttifak tek adamlığı savunan MHP ve AKP arasında konuşulan bir sözdür. Yani bu ittifakı partilerin birlikte seçime girmesi cumhur ittifakı gibi laflar MHP ve AKP tarafından çıkarılmıştır. Tek adamlığı savunanlar yüzde 50 artı 1’i yakalayamadıklarını açıkça görüyorlar. Bütün telaşları bütün ittifak çalışmaları da o yöndendir.

"BU İTTİFAKI SÖYLEYENLER YÜZDE 50.1’İN TELAŞINDADIR”

Bugün eğer olası bir seçim olsa yüzde 60’ın üzerinde bir ‘hayır’, demokrasiyi savunanların yüzde 60’ın üzerinde çıkacağını biliyoruz. Bu ittifakı söyleyenler yüzde 50.1’in telaşındadır.”

“Hangi adayla yüzde 60’ı hedefleyeceksiniz?” sorusuna da Ağbaba, “Demokrasiyi savunanlarla, adayın ismi önemli tabi ama o ilkeler var, 16 Nisan’a giderken ilkeler var, cumhuriyet, demokrasi, güçler ayrılığı ilkesi var.

“MECLİS BAŞKANI İSMAİL KAHRAMAN SARAYIN EMRİNDE BİR MEMURDUR”

Bugün Meclis’in kapısına kilit vurulmuş durumdadır. Meclis Başkanı İsmail Kahraman sarayın emrinde bir memurdur. Meclis’in itibarını yok etmiştir.”

“OLABİLİR, NİYE OLMASIN, KEMAL BEY CHP’NİN LİDERİDİR”

“Kemal Kılıçdaroğlu aday olabilir mi?” sorusuna da Ağbaba, “Olabilir, niye olmasın, Kemal Bey CHP’nin lideridir. Kemal Kılıçdaroğlu eğer bu konuda dün kendisi de söyledi araştırmalar gösterirse olur, Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin lideridir. Aday olup olmama tartışması aslında çok bizim önemsediğimiz bir tartışma değildir. Biz bu konuda her türlü fedakarlığı yaparız amacımız demokrasinin korunmasıdır. Kemal Kılıdaroğlu da 16 Nisan’daki ‘hayır’ diyenlerin en önemli unsurudur diyelim, en önemli lideridir diyelim” yanıtını verdi.

CHP'li Ağbaba ve CHP'li Torun daha sonra 'Taşeron İşçilerin Beyanlarıyla İlgili Duyuru' yayınladı. İşte o duyuru:

"Cumhuriyet Halk Partisi, tüm taşeron işçilerin ayrımsız-şartsız kadroya alınmasını savunmakta; her platformda belediyelerdeki taşeron işçilerin de kadrolu belediye işçiliğine geçirilmesi gerektiğini ifade etmektedir.

Ancak AKP iktidarı, 1 milyona yakın taşeron işçiyi ilgilendiren bir düzenlemeyi, Meclis’ten kaçırarak Anayasaya da aykırı biçimde KHK ile düzenlemiştir.

696 sayılı KHK ile başta yerel yönetimler başta olmak üzere çok sayıda kurum ve kuruluş kadro kapsamı dışında bırakılmış ve bir dizi koşul getirilmiştir.

Bu KHK’ya göre belediyeler, belediyelere bağlı kuruluşlar ve belediye şirketlerinin taşeronlarında çalıştırılan işçiler, ilgili yerel yönetimlerin şirketlerine geçirilecektir.

Ancak bu geçiş ile ilgili olarak KHK’da çok sayıda koşul da getirilmiştir.

KHK’nın 127. maddesi gereği, başvuru sırasında işçilerin, 1) taşeronda çalıştırılmasına ilişkin olarak açtıkları davalardan ve/veya icra takiplerinden feragat edeceğine dair yazılı beyanda bulunması ve 2) geçmişe yönelik hak ve alacak talebinde bulunmayacağı ve bu haklarından feragat edeceğine dair yazılı bir sulh sözleşmesi yapmayı kabul ettiğini yazılı olarak beyan etmesi de gerekmektedir.

Cumhuriyet Halk Partisi, bu koşulları ve KHK’da getirilen diğer koşulları hiçbir biçimde benimsememekte, koşul aranmaması gerektiğini savunmaktadır.

Ancak bugün itibariyle Cumhuriyet Halk Partili belediyeler de, taşeronlardan belediye şirketlerine geçiş ile ilgili KHK’da belirtilen koşulları uygulamak ile yükümlüdür.

Bu koşullara uyulmaksızın geçiş yapıldığı takdirde en büyük zararı gören işçilerimiz olacaktır.

Çünkü KHK’nın 127. maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23. maddenin, yerel yönetimlere de kıyasen uygulanacak olan 12. fıkrasında “Şartları taşımadıkları halde bu madde hükümlerinden yararlandırıldıkları tespit edilenlerin herhangi bir tazminat ödenmeksizin istihdamına son verilir” denilmektedir.

Dolayısıyla belediyelerimiz tarafından bu şartlar aranmaksızın geçişlerin yapılması halinde, gelecekte geçişi yapılan işçilerin tazminatsız işten çıkarılması söz konusu olabilecektir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak işçilerimizi böyle bir risk altına sokmamız söz konusu olamaz.

Dolayısıyla partimizin yönetimde olduğu belediyeler, başvuru sırasında yukarıda belirtilen iki beyanı talep etmek ve ilgili diğer koşulları uygulamak zorunda olacaktır. Aksi yönde bir tasarrufta bulunulabilmesi olanaklı değildir.

Sonuç olarak Cumhuriyet Halk Partili belediyeler de, şirketlere geçiş sürecini KHK’da belirtilen koşullara ve kurallara uygun bir biçimde yürütecektir.

Başvurular sırasında ilgili dilekçe ve belgeler ile birlikte yukarıda belirtilen iki beyan da alınacaktır. Ancak başvuru sırasında bir feragatname verilmesi ya da sulh sözleşmesi yapılması söz konusu değildir. KHK gereği feragatname ve sulh sözleşmesi, sınav sonuçlarının kesinleşmesinin ardından verilecektir.

Bununla birlikte partimiz, hiçbir koşul ve şart aranmaksızın tüm taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi yönündeki çalışma ve çabalarını sürdürecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur."