MİT'e ait yardım tırlarının durdurulmasına ilişkin davada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yeşilkaya, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar Enis Berberoğlu, Erdem Gül ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yeşilkaya, sanıklar Can Dündar, Erdem Gül ve Enis Berberoğlu hakkında "örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep etti.
Mütalaada Enis Berberoğlu'nun ayrıca "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki kapalı duruşmada, daha önceki celsede tanık olarak dinlenilmesine karar verilen ve bugünkü duruşmaya çağrılan gazeteci Soner Yalçın'ın duruşmaya gelmediğinin tutanağa geçirildiği öğrenildi.
Duruşmada, esasa ilişkin görüşü sorulan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yeşilkaya'nın, mütalaasını hazırladığını ve mahkemeye sunduğu kaydedildi.
Mütalaada, MİT tırlarının 1 Ocak 2014 ve 19 Ocak 2014 tarihlerinde durdurulduğu, ulusal güvenlik ve devlet sırrı kapsamında yayın yasağı konulmasına rağmen durdurulma görüntülerinin 29 Mayıs 2015'te Cumhuriyet gazetesinde o dönem genel yayın yönetmeni olan sanık Can Dündar imzasıyla yayınlandığı hatırlatılarak, bu eyleme ilişkin Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül'ün yargılanıp ceza aldığı, "terör örgütü üyeliği" suçu yönünden ise dosyanın ayrıldığı hatırlatıldı.
Dava konusu görüntülerin bir hafıza kartıyla CHP Milletvekili Enis Berberoğlu tarafından Dündar'a verildiğinin tespit edildiği belirtilen mütalaada, yargılama izni alınan Berberoğlu hakkında açılan davanın da bu dava dosyasıyla birleştirildiği anlatıldı.
Berberoğlu'nun, Dündar ve Gül gibi FETÖ/PDY'nin hiyerarşik yapısına dahil olmaksızın örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda, devletin güvenliği veya iç-dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal casusluk amacıyla Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmasını sağlayarak, "FETÖ/PDY'ye yardım etmek" suçunu işlediği vurgulanan mütalaada, şu ifadeler kullanıldı:
"Her ne kadar sanıklar Dündar ve Gül yönünden, 'terör örgütüne üye olma' suçu yönünden dosya ayrılsa da 15 Temmuz'daki kanlı darbe teşebbüsünde bulunulması süreçleri dikkate alındığında, FETÖ/PDY'nin silahlı terör örgütü olduğuna dair herhangi bir tereddüt yoktur. Kaldı ki Erzincan ve Kırşehir Ağır Ceza Mahkemelerince verilmiş FETÖ/PDY örgütünün silahlı terör örgütü olduğu yönünde yargı kararları bulunmaktadır. Bu itibarla sanıklar Can ve Gül'ün de Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 220/7. maddesi yoluyla (örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır), 314/2 maddesi kapsamında kalan 'silahlı terör örgütünün hiyerarşisine dahil olmaksızın terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme' suçunu işledikleri anlaşılmıştır.
29 Mayıs 2015'te Cumhuriyet gazetesinde yapılan MİT tırlarına ilişkin haberlerin, 17/25 Aralık 2013 tarihlerinden sonra, yasal meşru hükümeti her türlü illegal yöntemle devirmeyi ve çalışamaz hale getirmeyi hedefleyen FETÖ/PDY yapılanmasının, gerek ulusal gerekse uluslararası kamuoyunu maniple ederek, meşru hükümeti baskı altına alıp çalışamaz hale getirmeyi, yine Türkiye'yi, 'teröre destek veren ülke' olarak yargılatmayı amaçladığı, bu şekilde siyasal hedeflere ulaşmak için yapılan yayının, siyasal casusluk olarak değerlendirilmesi gerektiği, sanık Enis Berberoğlu'nun, sanıklar Dündar ve Gül ile fikir ve eylem birliği içinde 29 Mayıs 2015'te Cumhuriyet gazetesinde MİT tırlarına ilişkin haber yapılıp görüntülerin ifşa edilmesi eylemleri sürecine bizzat iştirak ederek, atılı TCK'nın 330/1. maddesi kapsamında kalan, 'devletin güvenliği veya iç dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla yayınlayıp açıklamak' suçunu işlediği anlaşılmıştır."
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tanık olarak çağrılmasına rağmen bugünkü duruşmaya gelmeyen gazeteci Soner Yalçın hakkında "zorla getirilme" kararı vererek, duruşmayı 1 Mart'a erteledi.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...