22 Kasım 2019 tarihinde Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ile Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) ortaklaşa operasyonunda, kentte DEAŞ adına bilgiler paylaşan 13 kişi, eş zamanlı yapılan operasyonla gözaltına alındı. Şahısların ülkeye kaçak yollardan giriş yaptığı ve Suriye’de örgüt içerisinde faaliyette bulunduğu belirlenmişti.
Öte yandan, devam eden çalışmalarda Tarsus ilçesinde bir şahsın, örgütün istihbaratçısı olduğuna yönelik de bilgiye ulaşıldı. Yapılan operasyonda şahıs gözaltına alınırken, şüphelinin dijital malzemelerinde yapılan incelemede ülke ülke klasörlere ayrılmış dünyanın birçok ülkesinden DEAŞ’a katılım yapanların listesinin olduğu, ayrıca örgüte ait binlerce klasör verinin bulunduğu tespit edildi. Dijital malzemelerden çıkarılan listeye göre örgüte 3 bin 846 kişinin katıldığı belirlenirken, bilgisayarda 103 kişinin öldüğü Ankara Garı saldırısının sanığı Hacı Ali Durmaz ait bir formda ele geçirildi.
Gizlilik için her ay bir açık hat almışlar
Hammet ile ilgili iddianame hazırlandı. Savcılık tarafından hazırlanan iddianame, 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede hiç DEAŞ içinde bulunmadığını iddia eden Hammet, 2015 yılının sonlarına doğru Türkiye’ye kaçak yollarla girdiğini belirtti. Türkiye’ye geldikten sonra Rakka’da iken Ahrar-u Şam örgütünde savaşçı olan Feyz Halil Kessar ile Şanlıurfa’da karşılaştığını dile getiren Hammet, "Kessar bana ’DEAŞ hakkında bir çalışma yapacağız, DEAŞ’tan aranan ve DEAŞ’tan kaçan önemli kişilerin bilgilerini toplayacağız’ dedi. Bende kabul ettim. Bunu Abu Ahmet kod ismini kullanan Muhammed Celgad adına yaptık. Bir ofiste Kessar ile birlikte bilgi topladık. 9 ay boyunca aktardığım bilgiler kapsamında 8 bin lira aldım. Bilgi aktardığım sürece her ay açık hat olarak tabir edilen hatlar alarak gizliliği sağlamaya çalışıyorduk. Daha sonra yaşanan olaylardan dolayı ayrıldım" diye konuştu.
Para karşılığında bilgileri satmış
Bu şahıslardan ayrıldıktan sonra 2-3 ay hamallık yaptığını savunan Hammet, "Daha sonra kod adının Abu İsmail El Askeri olarak öğrendiği kişi beni buldu ve ’seninle Şanlıurfa'da iken telefonda konuşan şahıs bendim, DEAŞ, YPG ve rejim güçleri ile ilgili bilgi toplamanı istiyorum’ dedi. Önce kabul etmedim ama daha sonra kabul ettim. O beni Robert isimli bir şahsa yönlendirdi ve bilgileri ben ona vermeye başladım. Verdiğim bilgiler karşılığında Robert bana 400 dolar verdi. Robert ile yüz yüze hiç görüşmedim. Bu şahsın hangi ülkede tam olarak bilmiyorum. Abu İsmail El Askeri bana bu şahıs hakkında sadece, bu bizden biridir demişti" ifadelerini kullandı.
Emojileri güvenlik için kullanmışlar
Konuşmalarda kullandıkları emojilerin şifre olup, olmadığının sorusunu da yanıtlayan Hammet, Robert isimli kişiyle yazışmaları sırasında kullandıkları emojilerin özel bir şifre olduğunu dile getirdi. Hammet, "Belirtilen emojilerin bizim kendi aramızda bir şifre olduğu doğrudur. Kendisi bana önce bir emoji gönderir, ben müsait isem kendisine başka bir emoji göndererek sonradan konuşmaya başlardık. Konu bundan ibarettir. Robert dışında bilgi aldığım kişilerle de bunu kullanırdık. Mesaj olarak hal hatır sorduktan sonra emoji işareti koyuyordum. Eğer kendisinin yanında DEAŞ’a mensup şahıslar yoksa bana bilgi aktarımı yapılıyordu, emoji işareti bu şahıslarla aramızda ortamın güvenli olduğunu belirtir bir şifre idi" dedi.
Hammet ayrıca birçok isim vererek, DEAŞ’ın ofisi şeklinde çalışan yerlerde örgüt üyeleriyle ilgili bilgilerin toplandığını, bunların da yabancılara satıldığını iddia etti. Tanıdığı DEAŞ üyesi kişilerin de isimlerini veren Hammet, Türkiye’ye örgüt mensuplarının geçiş yaptıkları yerleri de sosyal medyada kaçakçılık yapan şahısların sayfasından bulduğunu iddia etti.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |