Posta’dan Kezban Yılmaz’a konuşan Alabora’nın ifadelerinden bir kısım şöyle:
İnsanlarda genel bir mutsuzluk var, sizce neden?
Çünkü müthiş bir tüketim toplumu var. Her şey almakla ilgili, vermekle ilgili hiçbir şey yok. Bu zamanda bir ev alabilmek için 30 sene çalışan insanlar var. Aslında devlet sisteminin vatandaşına bakması gerekiyor.
Ama öyle bile olsa her şeyin almak üzerine kurulu olduğu bu kapitalist sistem insanları mutsuzluğa sürüklüyor. Artık çoğu insan da lükse, albeniye çok meraklı. Benim o taraklarda bezim yok.
Siz peki, hayatta en çok neye önem verirsiniz?
Benim için hayatta en önemli şey ruhsal tatmin. Eğer işimi yapamıyorsam, mesleğimden tatmin olamıyorsam çok mutsuz oluyorum. İllaki bir şey yapmalıyım, iyi bir film çekmeliyim, iyi bir oyunda oynamalıyım. Bir ara heykel yaptım mesela. Yoğunluğum azalınca devam edeceğim.
Geçtiğimiz yıl ülkemizden 253 bin kişi göç etti, hem de 25-35 yaş arası gençler...
Valla ben bir yere gitmiyorum. Buradayım. Özellikle İstanbul’da yaşamaktan çok keyif alıyorum. Çok özel bir şehir İstanbul. Mesleğimi devam ettirebildiğim sürece benim için sorun yok. Bir şeylerden memnun değilsen değiştirmek için çaba göstermen gerekli. Ben kendi hayatımdan memnunum.
O zaman mutlusunuz...
Evet. Mutlu bir insanım ben. Hayata karşı çok umutlu olduğum için değil ama. Artık şöyle düşünüyorum: Hayat böyle. Buna karşı yapacağımız çok da bir şey yok. Yani bağırıp çağırıp neden böyle diye debelenmenin alemi yok.
Kabullenişle ilgili belki. Çocuğum ve sevdiklerim sağlıklıysa, sevdiğimiz işi yapabiliyorsak ve para kazanabiliyorsak bence mutluluk için bunlar yeterli. Ama “8 milyon dolarım olsun” dersen mutsuzsun o zaman.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |