Rabia Platformu Sözcüsü Abdurrahman Dilipak yaptığı yazılı açıklamada, Mısır'da insanlık dramı yaşandığını, bir insana yapılan haksızlığın bütün topluma yöneltilmiş tehdit olduğunu kaydetti.
Dilipak, yüksek yargının da bu evrensel hukuk ilkelerine karşı kaba bir meydan okumaya dönüşen cinayetlere karşı sesini yükseltmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Dışişlerimiz uluslararası örgütleri ve dost ülkeleri harekete geçmeye çağırmalıdır. Sivil toplum kuruluşlarımız da uluslararası sivil örgütlerin harekete geçmesi için çağrıda bulunmalıdır. Herkes, ilgili sivil toplum kuruluşları veya diğer oluşumlarca yapılan protestolara katılmalı, sosyal medya üzerinden daha fazla tepki vermeli."
"Ülkeler suç ortağı olacak"
İnsan Hakları ve Mazlumları Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mısır'da darbe yönetiminin, batı ülkeleri tarafından adeta meşru bir yönetim gibi kabul edildiğini belirtti.
Ünsal, Müslüman Kardeşler Teşkilatı Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii'nin de arasında bulunduğu darbe karşıtı 683 kişi hakkında idam kararı verildiğini aktararak, "Bu ve daha önce 528 kişi hakkında verilen idam kararlarının infazı halinde bu, sadece Mısır hükümetince değil, batı dünyası tarafından da yapıldığı anlamına gelecek. Bu ülkeler de darbeciler kadar suç ortağı olacak" değerlendirmesinde bulundu.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Güvenç
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Sıtkı Güvenç, Mısır'daki idam kararlarına ilişkin, "Mısır'daki darbeye Türkiye'den başka hiçbir ülke sesini çıkarmadı" dedi.
Mısır'daki demokrasinin darbeyle kesintiye uğradığını ifade eden Güvenç, şöyle konuştu:
"Mısır'daki darbeye Türkiye'den başka hiçbir ülke sesini çıkarmadı. Bu duruma Recep Tayyip Erdoğan'dan başka karşı duran da olmadı. Zalimler, iki yüzlü Batılılar ve ABD darbeye sesini çıkarmadığı gibi darbecileri destekledi. Kurulan düzmece mahkemelerde de demokrasiye karşı yapılan darbeyi protesto eden insanlar idam cezasına çarptırılarak sindirilmeye çalışıldı."
Güvenç, Mısır halkının her şeye rağmen direnmeye devam ettiğine işaret etti.
"Mısır'daki direniş engellenemez"
Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir de millet iradesinin geciktirilebileceğini ancak engellenemeyeceğini söyledi.
İdam kararlarıyla İslam dünyasındaki direniş ve zulme başkaldırının cezalandırılmaya çalışıldığını vurgulayan Aldemir, "Yargısız infazların ne olduğunu Anadolu insanının çok iyi bilir. Mısır'daki direniş engellenemez. Şuanda tamamen direnişe yönelik bir operasyon yapılıyor. Bu kararlar sadece Kahire'de değil Londra, Washington ve Tel Aviv'de alınıyor" dedi.
Anadolu Gençlik Derneği Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Fatih Evyapan ise aklıselim insanların cezaların hukuki bir dayanağının olmadığının farkında olduğunu bildirdi.
İdam kararlarından çıkarı olan tek merkezin "siyonizm" olduğunu savunan Evyapan, şunları kaydetti:
"Zulüm ilelebet devam edemez. Hiçbir hukuki dayanağı olmadan, üstelik askeri bir darbenin gölgesinde alınan idam kararlarıyla Mısır'da barış ve huzur ortamının tesis edilemeyeceği açıktır. Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkeleri, insan hak ve özgürlüklerinden dem vuran her kuruluş ve sözde askeri darbelere karşı olan Batılı ülkeler bu olaya gerçekten tepki vermiş olsaydı idam kararlarına cüret edilemezdi."
"İnsanlığın vicdanı katlediliyor"
Konya Sivil Toplum Kuruluşları (STK) İcra Heyeti Başkanı Latif Selvi de Mısır'da yeni bir üzücü sürece girildiğini söyledi.
Vicdan sahibi tüm yöneticilerden bu uluslararası kurumları harekete geçirmek için seferberlik ilan etmelerini beklediklerini anlatan Selvi, şöyle konuştu:
"Aksi halde burada idam edilenler Rabia Meydanı'ndan toplanıp götürülen İhvan-ı Müslümin üyeleri değil, Mısır'da hak, adalet peşinde olanların değil, topyekün insanlığın vicdanı katlediliyor. Bu idamcezaları budur. Bu başka katilleri de cesaretlendirecek. Netice itibariyle insani temeli de olsa siz neyi ortaya koyarsanız koyun bunlar birer asi muamelesi yapıp götürüp katledecekler."
"Hukuk cinayeti"
Kayseri Barosu Başkanı Fevzi Konaç ise "Yeni idam kararları, olmayan yargılamayla verilmiş, korku ve sindirme amaçlı hukuk cinayetidir. Tüm dünyanın, sergilenen bu sahte hukuk şovuna sessiz kalmasını, güya darbe karşıtı olan ancak akan kan Müslüman kanı olunca susan iki yüzlü batıyı da kınıyorum. Batının merhametine bel bağlayan şaşkın, çaresiz, sinmiş İslam ülkelerini de kınıyorum" dedi.
"Elimizden geleni yapmalıyız"
Aksaray Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Mahmut Aslan da "Mısır Müftüsü'nün nasıl bir karar vereceğini kestiremiyoruz ama dünya, bu karara baskı yaparsa ona göre hareket edeceklerdir. Bu yüzden maddi ve manevi elimizden ne geliyorsa yapmalıyız" dedi.
"Müslümanları yıldıramazlar"
İnsan Hakları Savunucuları Derneği Genel Başkanı Ali Akbaş, Mısır'da darbe karşıtı 683 kişi hakkında verilen idam kararına ilişkin, "Mısır halkını bu idam karalarıyla susturabileceklerini sananlar yanılıyor. Darağacının ipinde cennet bahçelerini gören Müslümanları bu tür korkutmalarla yıldıramazlar. Bunlar ancak darbecilerin sonlarını hızlandırır" dedi.
SAÜ Ortadoğu Araştırma Merkezi Mısır Masası Araştırma Görevlisi Telci
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortadoğu Araştırma Merkezi Mısır Masası Araştırma Görevlisi İsmail Numan Telci, Mısır'da darbe karşıtlarına verilen idam cezalarına ilişkin, "Uluslararası kamaoyu baskısı belki burada etkili olabilir veya bölge ülkelerdeki tepki, İslam İşbirliği Teşkilatı, Mısır'a telkinlerde bulunarak, kararın kaldırılması ya da azaltılmasını sağlayabilir" dedi.
Diyarbakır'daki STK'lardan idam cezalarına tepki
Mısır'da darbe karşıtlarına verilen idam cezalarına Diyarbakır'daki sivil toplum kuruluşu temsilcileri tepki gösterdi.
Diyanet-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ömer Evsen, Mısır'da 683 kişiye verilen idam cezalarının insanlık adına çok büyük bir ayıp olduğunu söyledi.
Mustazaflar Cemiyeti Şube Başkanı Nuri Güler, Mısır'da ki idam cezalarına tepki göstererek, bu cezanın aslında İhvan üyelerine verilen bir ceza olmadığını, Müslümanlara verilen bir gözdağı olduğunu söyledi.
Din Adamları Yardımlaşma Derneği (DİAY-DER) Başkanı Zahit Çiftkuran, yapılan zulme sessiz kalınmaması gerektiğini dile getirdi.
İnsanlara cezalarını ancak Allah'u Teala'nın vereceğini ifade eden Çiftkuran, "Dünyanın neresinde olursa olsun zulme karşı birlik içerisinde olmamız gerekiyor" dedi.
683 kişiye verilen idam kararını sert bir dille kınadıklarını dile getiren Memur-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş, "Mısır'da halkın seçmiş olduğu ilk meşru Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi'ye yapılmış olan darbeyi kabul etmiyoruz. Verilen bu idam kararları taraflı ve hukuksuzdur" ifadelerini kullandı.
İHH Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yıldız, kamuoyunu ve Müslümanları 683 kişiye verilen idam kararını kınamaya davet ettiklerini belirterek şöyle konuştu:
"Daha önce verilen idam kararlarını tanımadığımız gibi bu idam kararını da tanımıyoruz. Cunta yönetimi tıpkı bizdeki İstiklal Mahkemeleri gibi düşünülmeden, sosyal karşılığı hesaplanmadan, baskıcı zihnin dayatmalarıyla alınmış bir karardır bizler bu kararı tanımıyoruz"
Anadolu Gençlik Derneği Şube Başkanı Abdurrahman Ergin, Mısır'daki idam kararlarının bir insanlık suçu olduğuna dikkati çekti.
"Bu idam kararlarının hiçbir şekilde insan hakları, özgürlükler ve adaletle bir ilgisi yoktur" ifadesinin kullanan Ergin, şunları kaydetti:
"İnsanların temel hak ve hürriyetlerinin ayaklar altına alındığı bir karardır. Yaşanan bu hukuk dışı süreçte batının sessiz kalması elbette ırkçı emperyalizmin izlediği stratejinin bir gereğidir. Bu kararla Mısır’ın bir iç savaşa sürüklenme ihtimali olabilir. İnsan hak ve özgürlükleri noktasında duyarlılık sahibi uluslararası tüm kuruluşlar bu idam kararlarına karşı en sert tepkiyi verecektir.
aa
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...