Economist dergisinin bu haftaki sayısında "Kusurlu bir Örnek" başlığını taşıyan makale, Türkiye'nin Kürt sorununu çözdüğü takdirde, bölgesi için daha iyi bir model oluşturacağı görüşünü işliyor.
Makale, Başbakan Erdoğan'ın "Arap baharının yaşandığı ülkelere yaptığı başarılı gezinin üzerine New York'ta Başkan Obama'yla yapacağı görüşmeye güvenle dolup taşarak gittiğini" belirtiyor, ancak bunun uzun sürmediğini, görüşmeye saatler kala Ankara, Siirt ve sonra Bitlis'te PKK'nın düzenlediği düşünülen, ancak örgütün sorumluluk almayı reddettiği saldırılar yaşandığını yazıyor.
Türkiye'nin son aylarda laik demokrasisi, büyüyen ekonomisi ve uluslararası gücüyle tüm dünyadaki Müslümanlara ilham verdiğini belirten Ekonomist, "ancak" diyor, "son kanlı olaylar gösterdi ki Kürt sorunu ve Erdoğan'ın giderek şahinleşen tutumu, hükümetin başarılarını etkileyebilir.
Makalede, Haziran ayındaki genel seçimlerden bu yana 100'ü aşkın kişinin PKK'la ilgili şiddet olaylarında öldüğü, hükümetin Kuzey Irak'taki PKK kalelerine düzenlediği bir dizi hava saldırısının ise fark yaratmadığı vurgulanıyor.
"Erdoğan, 2003'te iktidara geldiğinde Türkiye'nin onlarca yıllık Kürtlere baskı politikasını değiştirmeye koyulmuştu. Şimdi tam tersi yönde ilerliyor görünüyor. Türk ordusunun yakında Kuzey Irak'a girebileceği yolunda söylentiler var." diyen Ekonomist, siyaset bilimci Soli Özel'in "hükümet bu gidişatını değiştirmezse yakında bir Kürt baharıyla karşı karşıya kalabilir" şeklindeki yorumuna dikkat çekiyor.
Economist dergisine göre "PKK teröristleri, Türk askerlerini şiddeti tırmandırarak kızıştırmaya çalışıyor. Erdoğan da bu tuzağa düşüyor gibi görünüyor."
"Hükümet yanlısı bazı yorumlarda, İsrail'in, Erdoğan'ın Mavi Marmara olayı nedeniyle özür dilemeyi reddettiği için, büyükelçisini sınırdışı etmesinin intikamını almaya çalıştığı ve PKK saldırılarından İsrail'in sorumlu olduğu iddia ediliyor." denilen makalede, yetkililerin bu tür konuşmaları görmezden geldikleri, ancak doğu Akdeniz'deki yeni bir anlaşmazlığın da kimilerini teyakkuza geçirdiği dile getiriliyor.
Türkiye'nin "İsrail, Kıbrıs'la beraber petrol ve doğalgaz aramaya devam ederse misilleme tehdidinde" bulunduğu vurgulanıyor.
Makale şu sözlerle noktalanıyor:
"Amerika, bölgede en büyük iki müttefikinin bozuşmasından dolayı gergin. Obama'nın Erdoğan'dan İsrail'e açık kapı bırakmasını rica ettiği söyleniyor. Amerika'nın Arap baharının, en önemlisi de Suriye'nin geleceğini çizerken, Türklerin yardımına ihtiyacı var. Ancak Erdoğan, Arap sokaklarındaki popülerliğini İsrail'e yönelik sert eleştirilerine borçlu. Yine de Türkiye'nin İsrail karşıtı söylemi, bölgedeki rakibi İran'ın tenkitleri yanında hiç kalır. Ve Türkiye'nin kusurlu olsa da canlı demokrasisi, mollaları en azından şimdilik gölgede bıraktı. Kürtlerle barış ise Türk demokrasisinin devamını sağlayacaktır."
(BBC TÜRKÇE)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |