Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısı ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Türkiye'nin, kimsenin meşru çıkarında gözü olmadığını ve Yunanistan'ın Mısırla hukuki temeli olmayan bir anlaşmaya yöneldiğini belirten Erdoğan, "Gelin Akdeniz'deki tüm ülkeler olarak bir araya gelelim, herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, koronavirüs salgınına ilişkin açıklamasında ise "Ülkemiz, milyon kişi başına düşen ölüm oranında 57. sırada. Salgını en az hasarla atlatan ülkelerden biri olacağız" dedi.
Türkiye'deki ekonomik gelişmelere de değinen Erdoğan, faizlerin daha da düşeceğini vurguladı ve "2018 yılı Ağustos ayında yaşadığımız saldırılar sonrasında küresel finans sisteminin bize dayamaya çalıştığı yüksek faiz yaklaşımını asla kabul etmedik" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
- Lübnan'da meydana gelen patlama sebebiyle dost Lübnan halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Geçtiğimiz haftanın en önemli konusu da Akdeniz ve Ege'de verdiğimiz cevaplardı. Ancak Yunan tarafı bir kez daha göstermiş, Mısır'la hiçbir hukuki temeli olmayan anlaşmaya yönelmiştir. Türkiye'nin hiç kimsenin hakkında, hukukunda toprağında meşru çıkarlarında gözü yoktur. Bizim tek talebimiz bize aynı yaklaşımla yaklaşılmasıdır. Bizi sahillerimize hapsetme girişimine elbette rıza göstermeyeceğiz.
- Biz diyoruz ki gelin Akdeniz'deki tüm ülkeler olarak bir araya gelelim. Herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım. Ülkemizin bu çağrısına kulak asmayan bir takım ülkeler kendi geleceklerini karartıyorlar. Anlaşmazlıkların diyalog yoluyla, hakkaniyetle çözümü için biz her zaman varız.
- Yunan tarafı iyi niyetli hareket etmediğini gösterdi.
- Oruç Reis sismik araştırma gemimiz Antalya açıklarından demir alarak görev bölgesine doğru hareket etti. Bu sabah 8 itibariyle çalışmalarına başladı. Ekonomide olduğu gibi enerjide de ülkemizin bağımsızlığı için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Salgın ve onunla bağlantılı siyasi ekonomik sosyal sorunların üzerine çöktüğü güçlere güvenenler, hüsrana uğramaya mahkumdurlar. Türkiye'nin bu konudaki kararlılığını anlayamamış olanların gerçeği görmeye davet ediyoruz. Ekonomide olduğu gibi enerjide de ülkemizin bağımsızlığı için mücadele etmeye devam edeceğiz.
- Ülkemizde yıllık çamaşır makinesi satışı 824 bin adetten 2 milyonun üzerinde bir seviyeye ulaştı, bulaşık makinesi satışı 282 binden 1 milyon 332 bin adede, fırın satışı 339 binden 817 bine yükseldi. Bunları niye söylüyorum, bütün bunlar ülkemizdeki refah düzeyini ifade etmesi bakımından rakamlar. Vatandaşımın alım gücünün nereden nereye yükselmesi bakımından anlam ifade ediyor.
'SORUNLARI GİDERMEYE ÇALIŞIYORUZ'
Kişi başına gelirde dünya ortalamasında üst gelir ortalamasına yükselttik. 2019 yılında insani gelişmişlik sırasına göre Türkiye 6 basamak yükseldi. Bu sayede dünya bankası tarafından hazırlanan iş yapma kolaylığı endeksinde geçtiğimiz yıl 10 basamak birden yükselerek 33. sıraya yükseldik. Bütün bunlar ülkemizdeki refah düzeyini ifade etmesi bakımında söylüyorum. Bunlar aynı zamanda benim vatandaşımın alım gücünün nereden nereye yükseldiğini göstermesi bakımından arz ediliyor. İş açma geçen sene 30 bin 842 iken bu sene 85 bin 263'ü buldu. Almanya Rusya bugün itibariyle kapılarını açmış durumdalar. Yine yükselmeye başladığımızı hep birlikte göreceğiz. Salgın sebebiyle turizmde yaşadığımız tüm sorunları gidermeye çalışıyoruz.
Boşuna avucunuzu ovuşturmayın. Biz o kapıları kapadık. IMF bizden 5 milyar dolar istedi. O zamanki bakan 'bu borcu verelim mi' dedi. 'Verelim' dedim. Bugün borcu alan yarın talimat alır. Şimdi parti kurmuş bize ekonomi dersi veriyor. Önce bunu bir defa herkesin görmesi gerekiyor.
Engelli aylığını 25 liradan 851 liraya yükselttik. Lisans öğrencilerine verdiğimiz kredileri 45 liradan 550 liraya çıkarttık. Şimdi harç felan böyle bir şey yok. Şimdi biz öğrencilerimize burslarıyla kredileriyle destek oluyoruz. Destek olmaya devam edeceğiz. Her alanda bu rakamları çeşitlendirmek mümkün.
'HER MÜCADELEDEN BAŞARILI ÇIKTIK'
Ülkemizin 2013 yılından beri ardı ardına yaşadığı her saldırı ile birlikte korunma yöntemlerimizi geliştirdik. Girdiğimiz her mücadeleden başarılı çıktık. Türkiye'nin yükselen yıldızından rahatsız olanlar üzerimize geldiler. Başka ülkelerden talep edilmeyen şartlar bizden istendi. Ülkemiz son yıllarda uyguladığı politikalarla pazar ve ürün çeşitliliğini arttırdı. Küresel belirsizliklere rağmen ihracatta 80 milyar doların üzerine çıkarak bir rekora imza attık. Maruz kaldığımız çok yönlü saldırılara rağmen ekonomimiz attığımız kararlı adımlarla 2019'un son çeyreğinde yeniden güçlü politikasına döndü. Bu bizim için güçlü bir patikaydı ama İnşallah bunu caddeye dönüştüreceğiz. Kur saldırıların etkisiyle %24'e çıkan Merkez Bankası politika faizi %8.25 seviyesine indi. Hamdolsun daha da düşecek İnşallah. Çünkü bütün arzumuz isteğimiz bu ülkede yatırımcı çok daha güçlü bir şekilde yatırımlarını yapabilsin. Ekonomik yükseliş 2020 yılının ilk aylarında da devam etti. Yılın ilk çeyreğinde %4.5 gibi yüksek bir performans sergiledi. G7 ülkeleri arasında en yüksek büyüme performansı kaydeden ülke olduk. Eğer kur atakları ile tüm araçlarımızla mücadele etmeseydik, enflasyonu bugünkü seviyesine getirebilirmiydik. Türkiye ne zaman bölgesel hakları üzerinde adım atsa ekonomi üzerinden bir hesaplaşmanın devreye sokulduğunu görüyoruz. Türkiye ekonomide bu suni rüzgarlarla eğilip bükülebilecek bir ülke değil.
- 2018 yılı Ağustos ayında yaşadığımız saldırılar sonrasında küresel finans sisteminin bize dayamaya çalıştığı yüksek faiz yaklaşımını asla kabul etmedik.
Salgın döneminden vatandaşlarımızdan esnafımıza her kesimin sıkıntılarının yanında olduk. Aldığımız tedbirlerle ülkemiz salgın sürecini dünyada başarılı geçiren ülkelerden biri oldu. Birileri sadece gazel okur, biz iş üretiriz. Farkımız bu. DSÖ verilerine göre, dünya genelinde corona vaka sayısı 20 milyona yaklaştı. Konya'da şehir hastanemizi açtık. Ülkemiz milyon kişi başına düşen vaka sayısında 73. sıradadır. İnşallah bu dönem sona erdiğinde ülkemiz en az hasarla atlatan ülkelerden biri olacaktır. Salgın ciddi ekonomik sonuçlarda doğuruyor. Salgın nedeniyle küresel ticaret aksamış, birçok üretim durmuştur. Salgının sarsıcı etkisinin daha iyi anlaşılmasıyla uluslararası kuruluşlar büyümede revizyona gitmişlerdir.
'EKONOMİMİZİ HIZLA TOPARLADIK'
IMF 2020 yılı için daralma beklentisini %3'ten %4.9'a yükseltmiştir. Aynı dönemde Almanya ekonomisi %11.7, İtalya %17.3, Fransa %19, İspanya %22.1 oranında daralmıştır. Tüm destekleyici politikalara rağmen ekonomik toparlanmanın zaman alması beklenmektedir. Türkiye ekonomisi de salgından olumsuz etkilenmiştir tabi ki. Ancak aldığımız tedbirler, güçlü sağlık altyapımız ve ekonomimizin dayanıklılığını arttırmaya yönelik adımlar sayesinde ekonomimizi hızla toparladık. Haziran ve Temmuz aylarına ait öncüler ekonomide toparlanma sinyalleri veriyor. Ekonomi güven endeksi Nisan ayındaki 51.3 seviyesinden Temmuz ayında 82.2 seviyesine yükselmiştir. Otomobil üretimi Haziran ayında Mayıs ayına göre %71.7 oranında otomobil satışları ise %127.6 oranında artış kaydetmiştir. Temmuz ayında otomobil satışlarındaki artış eğilimi devam etmiştir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...