Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, "Nevşin Mengü'nün Atilla Kart ile söyleşisi sonrası başlayan tartışma gazetecilik sorunlarıyla sakatlandı. Bülent Tezcan'ın Cumhuriyet TV'deki söyleşisi ve Fatih Altaylı'nın Kart'a suçlamasında yanlışlıklar ile Kart'ın anlatımındaki eksiklikler vardı" dedi.
İŞTE FARUK BİLDİRİCİ'NİN YAZISI
CHP’nin 2017’deki referandum sonrasındaki tavrıyla ilgili tartışma Nevşin Mengü’nün, eski CHP milletvekili Atilla Kart ile söyleşisi sonrasında alevlendi. Sosyal medyada başlayıp medyada devam eden tartışmalar ve tarafların açıklamaları sırasında gazetecilik kuralları ve etiğine uyulmadığı yolunda iki suçlama ortaya çıktı.
Birincisi, CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, Cumhuriyet TV’nin kendisiyle yapılan söyleşide kullanılan “CHP’de mühürsüz oy tartışması! Bülent Tezcan; 2023’teyiz, 2017’de olanları hatırlamam mümkün değil” başlığına ilişkin itirazıydı.
İkincisi de Fatih Altaylı’nın, “Atilla Kart niye yalan söyledi” yazısına Atilla Kart’ın da “Fatih Altaylı neden yalan söyledi” başlıklı bir paylaşımla yanıt vermesiydi. İki taraf da birbirini “yalancılık” ile suçluyordu.
Bülent Tezcan, beni arayarak Cumhuriyet TV’deki söyleşide kullanılan başlığın sözlerini yanlış yansıttığını belirtti; konuyu incelememi talep etti. Atilla Kart da Altaylı’nın yazısının “gazeteciliğin temel ilkeleriyle bağdaşmadığı”nı savunuyor; bu görüşünü sosyal medyada ve söyleşilerinde dillendiriyordu. O nedenle birbiriyle ilintili iki vakayı gazetecilik açısından ayrıntılı olarak inceledim.
Tezcan’ın itirazı haklı
Önce Bülent Tezcan’ın, Cumhuriyet TV muhabiri Beste Çelik ile yaptığı söyleşiyi izledim. Tezcan, Kart’ın suçlamalarının “gerçek olmadığı”nı savunuyor, “başkanlık sistemi”nin yolunu açan referandumun ardından önce YSK’ya, sonra da AİHM’e başvurduklarını ama reddedildiğini anlatıyordu.
Söyleşinin sonlarına doğru Beste Çelik, Barış Yarkadaş’ın “Referandumun ertesi günü Tezcan ile YSK’da karşılaştık, oraya gelmemizden memnun olmadı. ‘YSK önünde oturma eylemi yapalım’ sözlerine ‘Ben gidiyorum. Kamil hoca (Sındırgı) ile konuş’ dedi” sözlerini anımsatıyordu. Tezcan da bunun üzerine özetle şu yanıtı veriyordu:
“Ne söyleyeyim buna? Oturma eylemi siyasi bir karar. Bu başka tartışma. AİHM’e gitme ve mühürlü oy tartışmasıyla ilgisi yok. Tek tek o diyalogları şu şunu dedi, bu bunu dedi onu hatırlamam da mümkün değil. Söylediğiniz yıl 2017, şu anda 2023. Altı sene. Teyp olsa bandı silinir.”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...