Fatih Altaylı, "Pek çok genç gazetecinin de basın hak kazanmasına rağmen ya verilmiyor ya da politik duruşuna bağlı olarak iptal ediliyor." dedi.
FATİH ALTAYLI'NIN YAZISI ŞÖYLE:
Basın kartı
Türkiye’de basın kartlarının verilmesinden sorumlu kurum, yılların gazetecisi Tuğrul Eryılmaz’ın basın kartını iptal etmiş.
Seversiniz, sevmezsiniz, Tuğrul Eryılmaz’ın gazeteciliği, basın kartını iptal edenlerin yaşından eskiye dayanır muhtemelen.
Üstelik Eryılmaz’ın basın kartı eskiden “basın şeref kartı” denilen, sonrasında “süresiz basın kartı”na çevrilen türden.
Bir gazetede çalışsa da, çalışmasa da hayatının sonuna kadar taşımaya hak kazandığı türden basın kartı.
Zart diye iptal edilmiş.
Niye belli değil.
Hani yüz kızartıcı denilen türden bir suç falan işler de anlarım.
Böyle bir şey de yok.
“Ben seni sevmedim” türünden bir iptal.
Ve son zamanlarda basın kartı iptal edilen, basın kartına hak kazanmasına rağmen verilmeyen ilk ve tek isim de Eryılmaz değil.
Pek çok genç gazetecinin de basın hak kazanmasına rağmen ya verilmiyor ya da politik duruşuna bağlı olarak iptal ediliyor.
Gazeteciler de bu duruma kızıyor, öfkeleniyor, eleştiriyor.
Bu da beni 37 yıl önceye götürüyor.
Bundan tam 37 yıl önce o zamanlar “sarı basın kartı” denilen, şimdilerde iktidara en yakın medya grubunun rengine bürünerek “turkuaz kart” haline gelen basın kartını almaya hak kazandım.
Bir dilekçe ile Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’ne başvurmam yeterliydi.
Ardından Basın Kartı Komisyonu gazetecilik yaptığımı gösteren evrakları inceleyecek, kadrolu olup olmadığıma, 212 sayılı yasaya göre sigortamın yapılıp yapılmadığına bakacak ve kartımı verecekti.
Asla böyle bir başvuru yapmadım, basın kartı almayacağımı açıkladım.
Gerekçelerim basitti:
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |