Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Rize Barosu Sosyal Tesisleri'nde basın toplantısı düzenledi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Feyzioğlu, bir dönem Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin Genel Başkanlığı için adının geçtiğinin sorulması üzerine, "Herhangi bir siyasi partinin genel başkanlığına yakıştırılmaktan memnuniyet duyarım. Bu bir teveccühtür. Ben bugüne kadar böyle bir adaylık için asla adımı ortaya koymadım. Hiçbir zaman benim öyle bir hedefim olmadı ve olmayacak. 10 yıldır canımızı dişimize takarak mesleğimiz için mücadele ediyoruz” dedi.
'Hiçbir gün milliyetçiliğimi gizlemedim'
Milliyetçiliğinden rahatsız olanların çıkabileceğini belirten Feyzioğlu, şunları söyledi:
“Hiçbir gün ben milliyetçiliğimi gizlemedim. Mustafa Kemal Atatürk'ün tanımladığı şekilde; herkesi kucaklayan mezhep, etnik, cinsiyet ve siyasi ideoloji ayrımı yapmaksızın bu vatana hizmet eden herkesi kucaklayan yapıcı bir milliyetçiliğe sahibim. Bugün Mustafa Kemal Atatürk'ün bu milliyetçilik anlayışı, bilimsel yayınlar tarafından Orta Doğu meselesinin çözümü olarak gösteriliyor. Türkiye aslında buna 100 yıl önce başlamıştı. Biz doğru anlamadık, doğru anlatamadık. Şekilci bir bakışla yaklaştık. Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha ve doğru bir şekilde keşfetti. Dayatma ile değil aşkla keşfetti. O kadar büyük bir önder ki, yaptıkları 100 sene sonra anlaşılıyor ve hala bize ışık tutuyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine sahip çıkmamız lazım."
'Sanatta ve sporda en ileride olmak zorundayız'
Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyanın zirvesine el birliği ile taşımak zorunda olduklarını vurgulayan Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Özgürlükte, demokraside, sanatta ve sporda en ileride olmak zorundayız. Ben dünya çapındaki sanatçılarımızın, şu an Avrupa ve ABD'de de; PKK, FETÖ, DHKP-C kara propagandasına karşın Türkiye'nin haklı sesini duyurmasını bekliyorum. Bu dünyaya daha çok açılarak olur. Devletimizin bu sanatçıları desteklemesi ile olur. Siyasi görüşleri bir tarafa bırakarak milli meseleler üzerine kilitlenmemiz gerekiyor. Bu sanatçılarımız dünyanın çeşitli yerlerinde verdikleri konserlerin sonrasında birkaç cümle ile Türkiye'nin haklılığını anlatmaları gerekir.”
'Suç duyuruları bizim için madalya gibidir'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD'de yaptığı görüşmeleri de değerlendiren Feyzioğlu, şu görüşleri dile getirdi:
“Yapılan görüşmenin olumlu geçtiği görünüyor. Bizim unuttuğumuz nokta ise kamu diplomasisidir. PKK, FETÖ, DHKP-C artık bunlar birlikte çalışıyor. Yaptıkları kara propagandalar ile uluslararası sivil toplum örgütlerini pençelerine almış durumdalar. Türkiye'ye karşı inanılmaz bir kara propaganda yürütüyorlar. Sadece ABD Başkanına ya da kongre üyelerine haklı davamızı anlatan kitap vermek, görüntü izletmek yeterli olmuyor. Onları sıkıştıracak olan halk kitleleridir. O kitleleri yanımıza almak için çalışmak zorundayız. Biz bunlara cevap veriyoruz. Zaten bunlara cevap verdiğimiz için hedefe koyuluyoruz.
Bana 'niye Akçakale'ye gittin' diyorlar. Nasıl gitmeyeyim? Neden gitmeyeyim? ‘Gazetecilerimiz orada terör örgütünün hedefi olurken hangimiz orada olmak istemedik’, diye soruyorum. Ben de orada olmak istedim. Dünyaya bunu göstermek için makam odamdan yapacağım açıklama yetmiyordu. 'Türk Silahlı Kuvvetli dünyanın en şerefli ordusudur ve Türk askeri dünyanın en ahlaklı askeridir. Tek bir sivile zarar vermez. Onun yerine şehit olmayı göze alır' dedim. Bu sözlerimden dolayı bir siyasi parti benim hakkımda suç duyurusunda bulundu. Sözleri çarpıtarak değil, yeni baştan demediğim sözlerle suç duyurusunda bulundu. Bu suç duyuruları bizim için madalya gibidir."
'Esad yönetimi ile aracısız görüşmek zorundayız'
Türkiye'nin terörü bitirmek adına önemli adımlar attığını vurgulayan Feyzioğlu, şunları söyledi:
"ABD ve Rusya ile yapılan mutabakat ve ABD'ye yapılan ziyaret başarıdır. Birileri her seferinde tökezleyelim diye bekliyor. 100 senedir hayalini kurdukları o kukla devlete tam ulaşacakları zaman Türkiye oyunlarını yeniden bozdu. Bu nedenle depresyondalar. Bu depresyonun tedavisi bizde değil ve bu durumları da bizi mutlu ediyor. Hayallerini paramparça ettik. Türkiye'yi bekleyen büyük bir tehlike var çünkü bunlar asla vazgeçmezler. Cenevre'de Suriye anayasası yazılıyor.
Bu anayasa yazılırken oradaki silahlı PKK güçlerinin Suriye ordusuna katılma yolu açılırsa bizim bütün fedakarlıklarımız boşa çıkar. ABD'nin ve Almanya'nın girişimi ile -umarım Rusya buna dahil olmaz- bir özerk bölge yaratılmak istenirse 5 sene sonra PKK devleti kurulur. Bu nedenle bizim buradaki üstün menfaatimiz Suriye devletinin menfaati ile örtüşüyor. Suriye hükümeti kendi ülkesinde bir özerk bölge kurulmasını istemiyor. Türkiye'de bunu istemiyor. Dolayısıyla bizim artık yaşadıklarından ders aldığını beklediğimiz Esad yönetimi ile aracısız görüşmek zorundayız. Rusya'nın moderatörlüğünde zaten belli bir noktaya geldik. Suriye ile Türkiye komşudur. Üçüncü devletler, yabancı devletler gidecek yine biz kalacağız. Suriye devletinin vatandaşlarına hak ettiği değeri vermesi gerekiyor. Türkiye bölgenin en önemli ve istikrarlı gücü olarak bölgenin şekillenmesi ve yeniden inşa edilmesinde en etkili söz sahibidir.”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...