Darıca'da bir otelde düzenlenen kahvaltı programında sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve muhtarlarla bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, burada yaptığı konuşmada, şu anda dünyanın, bölgenin ve ülkenin zor zamanlardan geçtiğini, özellikle 1916'daki Sykes Picot Anlaşması'ndan sonra ilk defa sınırların bu kadar altüst olduğu ve anlamını yitirdiği bir dönemin yaşandığını söyledi.
Bu kadar büyük bir türbülansın olduğu bir dönemde Türkiye'de güçlü bir hükümet olduğunu ve Türkiye'nin kendi hak ve menfaatlerini koruyacak, savunacak, bölgenin huzuruna ve istikrarına yönelik hamleleri boşa çıkarak güce sahip olduğunu vurgulayan Işık, eğer Türkiye 2002'deki gibi olsa ve böyle bir tabloyla karşı karşıya kalsaydı o zaman hiçbir şekilde oyuna dahil olamayacağını, kendi çıkarlarını dahi koruma imkanı olmayacağını kaydetti.
Işık, PYD/YPG'nin IŞİD'le iş birliği yaptığını ve Rakka'da koalisyon güçlerinin de gözleri önündeIŞİD militanlarının Rakka'ya koridor açılarak terk etmesinin sağlandığını dile getirerek, "Hani siz terörle mücadele ediyordunuz, hani bölgede en önemli öncelik IŞİD'in ortadan kaldırılmasıydı. Demek ki işinize geldiği zaman IŞİD'le bile birlikte hareket ediyorsunuz." diye konuştu.
Kendilerinin zaten baştan beri "PYD/YPG, PKK terör örgütüyle iş tutmak, 'IŞİD'e karşı bunlarla birlikte mücadele ediyoruz.' demek yılanla çuvala girmektir." dediklerine dikkati çeken Işık, "Ama hep 'Biz IŞİD'e karşı bu mücadele yürütüyoruz, 'IŞİD'le mücadele bitince biz bu işi bırakacağız.' diyorlardı. Gördük ki sadece IŞİD'e karşı PYD/YPG'yle mücadele etmeyi bir kenara bırakın, gerektiğinde IŞİD'ebile göz yumacak bir tavır var. Bu tavrın bölgeye bir faydası olabilir mi? Bölgenin huzuruna, sükununa bir katkısı olabilir mi? Onun için diyoruz ki bölgede kim olursa olsun, hangi aktör olursa olsun önce samimi olsun. Bölge zaten yeteri kadar acı çekti." ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Işık, artık bölgenin bir an önce huzura ve esenliğe kavuşması için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini, bu konuda ikircikli yaklaşımları Türkiye olarak kabul etmelerinin mümkün olmadığının altını çizerek, herkesin insan öncelikli ve insan odaklı bir bölge politikasına kesinlikle dönmesi gerektiğini ifade etti.
"Her tarafta provokatörler iş başında"
NATO'nun düzenlediği sanal tatbikatta Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın düşman liderler arasında gösterildiğini anımsatan Işık, şu değerlendirmesi yaptı:
"Üyesi olduğumuz ittifakta böyle bir tavrın ortaya konması kesinlikle kabul edilemez. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kabul edemeyeceği bir davranıştır. Evet resmen özür dilenmiştir hem NATO Genel Sekreteri hem Norveç hem de ilgili kurumlar resmi ve özel olarak özür dilemişlerdir ama bu anlayışın kesinlikle ama kesinlikle çok ciddi sorgulanması, NATO bünyesinde buna sebebiyet veren her kimse onun bir an önce ve bütün bağlantılarıyla ortaya çıkarılması mutlaka ama mutlaka gerekiyor.
Belli ki her tarafta provokatörler iş başında. Türkiye'nin NATO üyeliği yeni bir üyelik değildir, 1952 yılında başlayan bir üyeliğimiz var. O günden bugüne kadar da Türkiye NATO'nun önemli bir üyesidir. Bizim için de önemli olan ülkemizin menfaatleridir, ülkemizin savunması ve güvenliğidir. Türkiye'nin bu noktada kendi çıkarlarını düşünmek ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket etme hakkı da sorumluluğu da yükümlülüğü de vardır ama NATO'dan en temel beklentimiz, Milli Savunma Bakanlığı yapmış biri olarak söylüyorum, bu konunun bütün boyutlarıyla NATO nezdinde açığa çıkarılmasıdır. Kim Gazi Mustafa Kemal'in fotoğrafını bir hedef olarak, bir hasım lider olarak koymuştur? Bunu kendi başına mı yapmıştır, yoksa Türkiye ile NATO arasında zaten son dönemde çok sıkıntılı olan ilişkilerin tamamen kopmasını mı hedeflemiştir? Farklı bir şey mi vardır? Aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanımızı hedefe koymak hangi amaca hizmet etmektedir? Nasıl bir provokasyondur? Bu konularla ilgili her türlü çalışmanın, araştırmanın yapılması, sorumluların gereken cezaya en ağır şekilde çarptırılmaları bizim açımızdan son derece önemlidir."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...