E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Hıncal Uluç Emre ve Melo'ya Bir Bir Çattı! 

Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Hıncal Uluç, geçtiğimiz haftaya damgasını vuran spor olaylarını değerlendirdi.

6.05.2014 - 15:25
Hıncal Uluç Emre ve Melo ya Bir Bir Çattı!

Uluç "Aslında 2-0 Gençlerbirliği'nin oynadığı futbolun sonucu değil. O 10 dakikada Gençlerbirliği, Galatasaray'ın sahasına 3 kere gelebildi, 2 tane gol attı. O iki golün sebebi de (ikisi de aşağı yukarı aynı taraftan geldi) önce Veysel ile Semih'in maç boyu süren çok kötü futbolları. Veysel'i zaten oyundan aldı ama Semih'i almadı. Semih son haftalarda arka arkaya kötü futbol oynuyor. Bir de tabii senelerden beri yedek bekleyen Ufuk'un kalede oluşu. Ufuk'u katiyen eleştiremem. Çünkü iyi kaleci olmanın en büyük avantajı oynamak. Yedek kulübesinde bekleyerek kaleci olamazsın" dedi.

Fenerbahçe'nin tecrübeli ismi Emre Belözoğlu'nun, Akhisar deplasmanında hakem Ali Palabıyık'a yaptığı itiraz ve kameralara yansıyan küfürleri maça damgasını vurdu. Galatasaray Basın Sözcücü Şükrü Ergün "Hakeme söver de sever de! "Onun zaten dokunulmazlığı var. Bizim Melo 'dil çıkartıyor' diye ortalığı yakanlar, şimdi ne yapacaklar" dedi. Siz neler söyleyeceksiniz?

Evvela Emre'nin dokunulmazlığı var da Melo'nun yok mu? Melo bu ülkeye gelmiş geçmiş en yüz karası, en utanç verici futbolculardan bir tanesi. Ben Melo'yu izledikçe Galatasaraylı olduğumdan utanıyorum. Tekrar tekrar izleyin pozisyonu, rakibine kafayı atan Melo. Kafayı atan Melo, rakip kendisine kafa atmış gibi kendini yere atan ve rakibi oyundan attırmaya çalışan da Melo! Adam bir de üstüne sahtekâr! Sadece pislik yapmıyor oyunda, bir de sahtekâr. Rakip 10 kişi kalsın da, biz kazanalım da Beşiktaş ikinci olmasın. Şükrü Ergün eğer bunu koruyorsa onun da derhal Galatasaray Yönetimi'nden gitmesi lazım. Galatasaray ayrı bir ekoldü Türk futbolunda. Ama bu Galatasaray'ı her yanıyla bitiriyorlar. Yani Emre'ye karşı Melo'yu örnek göstermek kadar talihsiz bir açıklama olmaz. Bunu duyan herkes "Emre haklı" der. Bakmaz bile Emre'ye dönüp. Melo derhal Galatasaray'dan gönderilmesi gereken bir adam. Bugün benim gazetemde okuyorum ki Mancini göklere çıkarmış; "Türkiye'ye böyle futbolcu gelmedi." Tabii senin gibi hoca da gelmedi.
Şimdi Emre'nin zerre kadar kabahati yok. Bruno Alves'in de kabahati yok. O sinkaflı küfürler edilen hakemlerin hepsi bu küfürleri hak ediyorlar. Çünkü ellerinde en büyük silah varken bunu kullanmıyorlar. Zavallı Anadolu takımlarına bol bol kullanıyorlar ama İstanbul takımlarına, hele böyle belli başlı adamlara katiyen kullanmıyorlar. Bu kaçıncı? Bütün Türkiye'nin gördüğü, duyduğu, izlediği küfürleri hakem duymamış gibi davranıyor. Emre'nin bugüne kadar 150 tane kırmızı kart görmesi lazım. Bunların beş tanesini arka arkaya görse zaten muma dönerdi. Ama adam görmeyeceğini biliyor. Hakemin yedi sülalesine söverken hiçbir ceza görmeyeceğinden emin Emre ve nitekim öyle oldu. Medyasıyla, televizyonuyla, hakemleriyle, yöneticileriyle canavarı yaratıyoruz ondan sonra "Niye oluyor bu canavar!" Türkiye Emreler'e müstahak, Türkiye Melolar'a müstahak, Türkiye Bruno Alvesler'e müstahak. Çünkü bir aldırışsız, zavallı, bu rezilliklerden en ufak bir sorumluluk duymayan, gözü kapalı, kulağı tıkalı, üç maymunları oynayan Federasyon var. O Federasyon'un bu rezilliğini zerre kadar umursamayan spor bakanları var senelerden beri ve de "Aman, gelecek hafta bu medya bana saldırır, gelecek hafta hakemlik paramı alamam, ceza alırsam ben batarım. Çocuğumu nasıl okulda okuturum" diyen bir para düşkünü hakemler var. Emre'nin kusuru yok! Aslında yok değil ama bir kusur sıralaması yaparsan en son sırada Emre var. Yarın başka Emreler olacak. Bu düzen böyle devam ettiği sürece Türkiye hakemlerine herkes sinkaflı küfürler edecek (sırtında Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş forması kaydıyla) ve bu hakemler bunu yalayıp yutacaklar. Çünkü yağmur gibi para yağıyor gökten "Allah'a şükür" diyecekler.


Galatasaray ile devam edelim. Sarı kırmızılılar, Gençlerbirliği'ne karşı 2-0 geriye düştüğü maçı 3-2 çevirdi ve ikincilik için büyük bir avantaj yakaladı. Maçı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında 2-0 Gençlerbirliği'nin oynadığı futbolun sonucu değil. O 10 dakikada Gençlerbirliği, Galatasaray'ın sahasına 3 kere gelebildi, 2 tane gol attı. O iki golün sebebi de (ikisi de aşağı yukarı aynı taraftan geldi) önce Veysel ile Semih'in maç boyu süren çok kötü futbolları. Veysel'i zaten oyundan aldı ama Semih'i almadı. Semih son haftalarda arka arkaya kötü futbol oynuyor. Bir de tabii senelerden beri yedek bekleyen Ufuk'un kalede oluşu. Ufuk'u katiyen eleştiremem. Çünkü iyi kaleci olmanın en büyük avantajı oynamak. Yedek kulübesinde bekleyerek kaleci olamazsın. Maç noksanlığı en çok kaleciyi vurur. Ve maçın da hemen başında... Düşün o maça bile ısınma şansı olmadan... Gerçi Ufuk'un da gollerde hatası yok. Ama "Hatası yok" kaleciyi kurtarmaz. Hatan yok diye golü yeme hakkın yok. Bazen de kurtaracaksın. O zaman kaleci olursun. Ama çocuk, dediğim gibi daha Galatasaray kalesine değil, o maça bile ısınmadan geldi bunlar ve kendi savunmasının hatalarıyla geldi. Orada önemli olan şu; Mancini'yi artık konuşmak dahi istemiyorum ama yerine gelecek ismin Lucescu olduğunu duyunca tüylerim diken diken oluyor ve Mancini'ye razı oluyorum. Ben Lucescu'nun antrenörlük yanını tartışmıyorum bile. Oraya girmiyorum hiç çünkü Lucescu benim ülkeme çok ağır bir hakaret etmiştir. Şurada Alman Cumhurbaşkanı gelip bir takım laflar etti diye -haklı haksız bir yana- yer yerinden oynadı, "Bunlar söylense bile böyle mi söylenir" diye.
Bu Türkiye için "Çavuşesku'nun Romanya'sı" dedi. Türkiye'ye yapılacak bundan daha ağır bir hakaret olamaz. Ve bu lafı hala temizlemiş değil. Neyse ki Galatasaray bir açıklama yaptı "Biz onu istemiyoruz, o bizi istiyor" diye. Doğrudur, Lucescu'nun Türkiye'de adamları var, ajanları var. Her fırsatta "Lucescu, Lucescu" yazıp onun adını gündemde tutan ve bununla görevli Türk spor yazarları (benim meslektaşlarım) var maalesef. Türkiye'de benden başka herhangi bir insanın da "Türkiye'ye küfür eden bir adam Türkiye'de nasıl çalışır" dediğini duymadım. Türkiye'de maç kazanma uğruna, şampiyonluk uğruna her şey yapılıyor ya! "Kulübüm için ben her şeyi yaparım" diyen adamlar divan toplantılarında alkışlanıyor ya! Kim gelirse gelsin bizi şampiyon yapsın, ben yüzüme tükürülmüşü yalar, yutarım. Ben değilim!.. Ben Lucescu gelecekse Mancini'yi ben bağrıma basarım.
Bu sevgili kardeşim Mancini, Galatasaray'da özellikle bu sene sağ bek mevkiinin ve de kaptanlık bandının hakkının Sabri olduğunu bu maçın üçüncü değişikliğini yaparak öğrenebildi ancak. Sahaya Veysel ile çıktı, sonra Veysel'i aldı Hajroviç'i oraya çekti, oyunu 3-5-2'ye döndürürken. Sonra ikinci yarı başlarken de Hajroviç'i alıp Sabri'yi koydu. Yani sağ kanatta oynayacak adamı bulmak için üç değişiklik hakkından ikisini kullandı adam ya! Yani böyle bir şey olabilir mi?

Maçın kopma noktası neresidir? Sabri'nin doğru kanatta oynaması mıdır?
Gazetenin birisi de diyor ki "ikinci devre yaptığı değişiklerle Mancini geri dönüşü sağladı." Adamı döverler ya!.. Mancini'yi de döverler, bunu böyle yazan gazeteciyi de döverler. O yazıyı yazıp da getirdiği gazetenin editörü ben olsaydım onu laflarımla öyle bir dövmüştüm ki ertesi gün bırakır giderdi herhalde. Bir sağ kanat oyuncusunu iki değişiklikten sonra ancak bulabiliyor ki o sağ kanat oyuncusu "O yer benim diye bağırıyor."
Maçta dediğim gibi Gençlerbirliği tesadüf iki gol buldu ve öne geçti. Ondan sonra tabela yazarları "2-0'dan sonra Gençlerbirliği geriye kapandı." 2-0 olurken geriye kapanmıyor muydu? O 10 dakikayı bir seyretsenize. Tabela yazarlığının da bir adabı var ya. Skora göre yazı yazarsın, tamam (bizim medya öyle yazar). Tribüne gittiğim zamanlar, Türkiye'nin en önde gelen yazarlarından biri 89. dakikada Galatasaray gol atınca yazdığı yazıyı yırttı. "Ne yapıyorsun ya" dedim. "Galatasaray kazandı, baştan yazmam lazım" dedi. "89 dakika seyrettiğin maç son dakika atılan golle değişti, öyle mi" dedim. Biz böyleyiz. Ama Gençlerbirliği baştan sona savunma oynadı. Ne zamanki Mancini sağ kanattaki yanlışı keşfetti, ne zamanki oranın doğru adamını buldu, önce 3-5-2'ye döndüğünde çok yanlış bir kararla Melo'yu stopere çekti, böylece Galatasaray'ın orta sahasında ileriye top atan adam kalmadı. Çünkü Yekta ve Selçuk haftalardan beri dökülüyor. Sağa sola, ileriye doğru dürüst top atabilen Melo, onu da stopere çekince Galatasaray'ın orta sahası da kayboldu. Ta ki ikinci yarıda nihayet Chedjou'yu oyuna alma akıllılığını gösterdi ki benim bazı zekası kıt arkadaşlarım "Mağlup takıma stoper mi sokulur" dediler. Anlayamıyorlar. Farkında değiller ki Chedjou'yu sokarken hücumu zenginleştirdi, o sayede Galatasaray'ın golleri geldi. Çünkü Chedjou, 3-5-2'nin ortasına gelince Melo ileriye çıktı, oynaması gereken yere çıktı. Doğru olan yerine gitti. Eğri, doğruya geldi. Galatasaray'ın artık hücumda oyuna sokacak adama ihtiyacı yok. Orada Burak var, orada Umut var. İleriye top gitmiyor. Sıkıntı orada. O topu atacak adam Melo, o da stoperde oynuyor. Melo'yu nasıl ileriye alırsın? Orada 3-5-2 oynadığına göre bir başka stoper koyarak. Bunu analiz etmekten aciz bir adam Türkiye'nin büyük gazetelerinde eleştiri yazıyor ki; onlar da büyük bir palavra! Yani bence bu haftanın konusu, vaktim de vardı spor sayfalarına baktım. Her gazetede üç-dört imzalı her maç ile ilgili yazılar var (Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş). Bunların hiçbirinde bir tane kritik yazısı yok. Yani çok ararsan 'Hah' dersin. Ama genel olarak söylüyorum, o yazıların hepsini maçın sonucunu bana söylesinler ben masamda yazarım. Televizyon seyrederek bile değil.

Bana desinler ki "Maçın sonucu şu; Galatasaray 2-0 mağlup duruma düştü. Sonra 3-2 galip geldi." Ben o yazıyı yazarım. Bunların hepsinden de iyi yazarım. Bir maç analizi ya da kritiği olmaz mı ya! Beşiktaş ne yapıyor, ne oynuyor, nasıl oynuyor ya da Fenerbahçe ya da Galatasaray. Hayır! Yani masa başı yazısının da bir adabı var ya! Ve bunu utanmadan yazı diye, kritik diye, eleştiri diye gazeteye koyuyorlar. Bu spor müdürlerini hakikaten falakaya falan yatırmak lazım. Buna izin veriyorlar. Yani bu gazetelerin genel yayın müdürleri, bu gazetelerin patronları spor sayfalarına bakmıyorlar mı ya! "Utanmıyor musunuz efendiler. Bu nasıl spor sayfası" demiyorlar mı? 1960 yılından herhangi bir gazetenin (o spor sayfası tek sayfaydı) spor sayfasını çekip bunların önüne atmıyorlar mı? 1960'ta gazetelerde bu teknikler yokken... Gazeteci maçta çekilen fotoğraf filmini motosiklet ile gazeteye ulaştırılırken, gazetede banyo edilirken, banyo edildikten sonra karta basılırken, basıldıktan sonra klişehaneye gidilip ondan sonra gazeteye resim olarak girebiliyor. Yani bu aşama 7-8 saat sürerken çıkan gazeteye bak, bir de -fotoğrafı çektikten 10 saniye sonra bilgisayar yoluyla baskı hazır- bugünün teknolojisine bak ve yaptığınız gazeteye bak! Herhangi bir gazetenin herhangi bir patronu ya da herhangi bir genel yayın müdürü, spor müdürünü çağırsın "iki önemli maç oynandı. Galatasaray'ın ve Beşiktaş'ın. Bunların ikisi de Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne play-off'suz gitme mücadelesi veriyor. Şu Beşiktaş ile Galatasaray'ın maçlarından sonra ikişer sayfa ayırmışız. Bana okunacak bir tek eleştiri yazısı ve bana bakılacak bir tane resim gösterin" desin. Bu müdürlere sayfa yetiştirme bahanesi verilmiş, bunun adını "sayfayı şişirme olarak alıyorlar" Müdür sayfayı şişirince, yazar da yazıyı şişiriyor. Yazıyı yazıp maçı izleyenleri biliyorum. Sonuna bir cümle ekliyorlar. Takımlar sahaya çıkıyor, kadrolara bakıyor ve yazıyı yazıyor, sonra maçı seyrediyor. Seyrederken değiştirmiyor. Maçın sonucuna göre sonuna bir yazı ekliyor. Bunları yapanlar dahi var. Ama Türkiye'de maç yazma da bitti, eleştiri de bitti. Polemik dönemi başladı.
Polemik de yok. Fenerbahçe uşaklığı var sadece, Hürriyet'in liderliğinde... Hiçbiri artık yetişemez hale geldi. Milliyet'i falan da solladı. 

Fenerbahçe'nin resmi sözcüleri. Fenerbahçe şampiyon olduğu için Galatasaray camiasına hoş görünmek için şimdi biraz Galatasaraylı oldular. Beşiktaş da zavallı, üçüncü onlar. Türkiye'den adeta kovulur gibi gönderilen Toshack'ın bir lafı var, Türk basınını anlatan bir cümledir; "Benim Beşiktaş için hiçbir şey yapmadığımı söylüyorlar. Hiçbir şey yapmadıysam bile Beşiktaş'ı manşete çıkardım" dedi. Unutulmaz bir laftır ve doğru bir laftır. Beşiktaş'ı ancak o zaman manşet yapabildiler.

Siz hep Galatasaray son dakikalarda da olsa gol yeme potansiyeline sahip diyordunuz. Ancak bu sefer tersi oldu ve 90+3'te golü bulan taraf sarı-kırmızılı ekip oldu. Siz bu sonucu bekliyor muydunuz?

2-0 zaten tesadüftü. Mancini takımı baştan doğru dürüst çıkarsaydı o maçın normal sonucu 3-0 falandı. Galatasaray herhangi bir şeyi çevirmiş değil, Galatasaray oynaması gereken oyunu oynayınca fark bu oldu.

sabah
 

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Yumruk Atan 'O' El Konuştu: Makas Alacaktım!!
Galatasaray Fenerbahçe maçı öncesi Mahmut Uslu'ya yumruk attığı iddia ...
PSG ve Manchester City'e 60 milyon Avro ceza!
Paris Saint Germain ve Manchester City'e 60 milyon Euro ceza.UEFA Finansal ...
İşte Mancini'nin Kara Listesi!
Mancini ile yıldızı barışmayan futbolcular bir bir gönderiliyor mu?Roberto ...
 
Ümit Özat Deliye Döndü: Siz Kimsiniz Ulan?
Beyaz TV'de yayınlanan Derin Futbol programının yorumcularından Ümit Özat, ...
Felipe Melo Dil Çıkarıp Öyle Bir Tweet Attı ki!
Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi Galatasaray Odeabank Fenerbahçe maç bitiminin ...
UEFA Gereğini Düşündü!
Türkiye'yi de çok yakından ilgilendiren Finansal Fair-Play cezaları belli oldu.
 
Beşiktaş'ta Toraman ve Öztürk için Şok Gelişme!
Beşiktaş'ın Teknik Direktörü Slaven Bilic tarafından kadro dışı bırakılan ...
GS TV Spikeri Canlı Yayında Kovuldu!
Galatasaray Odeabank, Fenerbahçe Kadın Basketbol takımını 73-54 mağlup ...
G.Saray'a 13 Milyon Avro'luk MüthişTeklif Geldi!
Villas Boas'ın takımdan ayrılmasıyla yola Tim Sherwood'la devam eden Tottenham'da ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Club Brugge
nato
ütopya
Tarsus
A) Milli Futbol Takımı
Maden Ocakları
hdp
Duygun Yarsuvat
Sözler