Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, soruları yanıtladı.
Halep'ten sivillerin tahliye edilmesi ve ateşkesin sağlanması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çok büyük gayretlerinin olduğunu belirten Kalın, "Şu anda uluslararası gözlemciler ve Birleşmiş Milletler gücü olmadığı için Halep'te büyük oranda sahadaki rejimin, askeri grupların, milis grupların yönlendirdiği bir süreç var. Bu süreç anbean takip ediliyor. 'Mutabakat sağlandı ve işler makul bir şekilde ilerler' diye bekleyip rehavete kapılmamız söz konusu değil." değerlendirmesinde bulundu.
Sürecin kırılgan olduğunu anımsatan Kalın, temkini elden bırakmadıklarını belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımız hem kamuoyu açıklamalarında hem de geri planda yürüttüğü diplomasiyle en azından şu cehennem ortamında insanların nefes alacağı bir ateşkes ve tahliye sürecinin önünü açmış oldu." diye konuştu.
Kalın, Halep'te ateşkesin sağlanması, sivillerin tahliye edilmesi ve bunun izlenmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Başbakan Binali Yıldırım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da çalışmalar yaptıklarını aktardı.
Birinci hedefin Doğu Halep'te sıkışan sivillerin tahliye edilmesi olduğunu vurgulayan Kalın, bu sabah itibarıyla yaklaşık 7 bin 500 kişinin bu bölgeden çıkarılarak, İdlib tarafına geçirildiğini kaydetti.
İbrahim Kalın sürecin sabote edilmesine ilişkin soruya şu karşılığı verdi:
"Savaş ortamında, çatışma ortamında rejim, onu destekleyen milis gruplar, onların arkasındaki bazı devletler, 'Buradan en fazla ne koparabiliriz' kaygısıyla süreci sabote ediyorlar, akamete uğratıyorlar. Şu anda yapılan insanlık dışı bir şey. Zaten şu ana kadar yapılanlar insanlık dışıydı. Burada birinci amaç sivillerin oradan çıkması. Bunu engellemeye çalışmaları artık vahşetin, dehşetin, barbarlığın yeni bir boyutunu ifade ediyor. Artık Halep'te rejim kontrolü sağladı. Buradan çıkmak isteyen insanlar bırakın çıksınlar, İdlib'e gelsinler, rahat nefes alabilecekleri bir yere gelsinler. Savaşın, kavganın da bir asaleti vardır, bir kanunu vardır en azından buna riayet edersiniz."
Halep'te durumun bu noktaya gelmemesi için Türkiye olarak birçok girişimde bulunduklarını vurgulayan Kalın, Suriye'de siyasi bir geçiş sürecinin sağlanması için çalışmalarının süreceğini kaydetti.
Mezhep savaşlarının bir felaket olacağına ve buna karşı herkesin teyakkuz halinde bulunması gerektiğine işaret eden Kalın, şöyle konuştu:
"Herkesin bu büyük oyunu görmesi lazım. Bölgesel güç mücadelesi adı altında, 'Şurası benim kontrolümde olsun' kavgasını veriyorum zannedenler, daha büyük bir oyunun parçası olduğunu belki göremiyorlar. Bu mezhep çatışması, yeri geldiğinde etnik çatışma, bütün unsurlar bölgeyi tamamen zayıflatmaya yönelik bir başka üst aklın oyunları. Buna karşı uyanık olmak lazım."
Arap Baharı başladığında dünyadaki umudu anımsatan Kalın, "2012-2013'ten itibaren bunu tersine çevirmeye başladılar. Özellikle Suriye bağlamında netice ortada." dedi. Bölgenin kendi imkanlarıyla ayağa kalkmasının istenmediğini ifade eden Kalın, "Bu böyle diye biz kendi irademizden vazgeçecek değiliz." diye konuştu.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...