Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve AFAD tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Afet İletişim Çalıştayı'na katıldı.
Altun, İletişim Başkanlığı'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyonu çerçevesinde kurulduğu ilk günden beri Türkiye'nin stratejik iletişim politikalarının geliştirilmesi, uygulanması ve koordine edilmesi için çalıştığını belirterek şu ifadelere yer verdi:
Büyük bir heyecanla hazırlandığımız 'Türkiye Yüzyılı'nın aynı zamanda bir 'iletişim yüzyılı' olması hedefi doğrultusunda var gücümüzle çalışıyoruz.
#Canlı: İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Ankara'da İletişim Başkanlığı ile AFAD tarafından ortaklaşa düzenlenen "Afet İletişim Çalıştayı"nda konuşuyor https://t.co/fEkS7rNMCK
— AA Canlı (@AACanli) November 1, 2022
"TÜRKİYE İLETİŞİM MODELİ OLARAK İSİMLENDİRDİK"
İletişim politikaları kurumsallaştırma çabalarının arkasında ciddi bir stratejik düşünce ve yol haritasının olduğunu ifade eden Altun şu sözleri kaydetti:
Biz, bu stratejik muhayyile ve anlayışı, milletimizin ve devlet geleneğimizin köklü mirasından beslenen 'Türkiye İletişim Modeli' olarak isimlendiriyoruz. Türkiye İletişim Modeli, devletin söylem birliğinden kamu diplomasisine, kriz yönetiminden dezenformasyonla mücadeleye kadar geniş bir yelpazede, stratejik iletişime dair bütün başlıkları içeriyor. Afet iletişim yönetimi, stratejik iletişim politikamızın en önemli başlıklarından birini teşkil ediyor. Bütünleşik Afet Yönetimi anlayışının hayati unsurlarından biri olan afet iletişimi, İçişleri Bakanlığımız ve AFAD'ımız başta olmak üzere, sahada faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarımızla yakın iş birliği, istişare ve koordinasyon halinde sürdürdüğümüz bir alan.
'BU MODELLE GURUR DUYUYORUZ'
Diğer yandan AFAD'ın Bütünleşik Afet Yönetimi ile dünya çapında bir model olduğunu söyleyen Altun, "Bu modelle gurur duyuyoruz. Böylece afet bölgelerinde arama kurtarmadan barınma altyapısına, bütün ihtiyaçların karşılanması noktasında devletimiz hızlı, etkin ve kapsamlı müdahaleler gerçekleştirdi. Devletimiz, her bir afet sonrasında bütün imkanlarını seferber etti." diye konuştu.
TÜRKİYE AFET MÜDAHALE PLANI İLE ACİL DURUMLARA HAZIR HALE GELDİ
Erdoğan'ın bir afet yaşandığında başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere ilgili bakanları hemen bölgeye gönderdiğini belirten Altun sözlerine şu şekilde devam etti:
Sayın Cumhurbaşkanımız, bizzat kendisi de afet bölgelerine giderek yürütülen çalışmaları yerinde koordine etti. Böylece afetin açtığı yaralar sarılırken, vatandaşlarımız yalnız ve sahipsiz olmadıklarını hissetti. Yalnızca afet sonrasında değil, afet öncesini de kapsayan önleyici tedbirler güçlendirildi. Afetlere hazır olmanın yanında, vatandaşlarımızı bilinçlendirici çalışmalar yaygınlaştırıldı. Türkiye Afet Müdahale Planı ile afet ve acil durumlara daha hazır hale gelindi. Diğer taraftan, afet sürecinde kamuoyunu şeffaf bir şekilde bilgilendirmenin ve dezenformasyonla mücadele etmenin de ne kadar hayati olduğunu hep birlikte gördük. Afet iletişimi noktasında İçişleri Bakanlığımız ve İletişim Başkanlığımız koordinasyonunda bütün kurumlarımızla ilişki ve iş birliği içerisinde yoğun çaba sarf ettik. İzmir ve Elazığ'daki depremde, Akdeniz'deki orman yangınında, Batı Karadeniz'deki sel felaketinde, Amasra'daki maden patlamasında kamuoyunu doğru, hızlı, güvenilir ve şeffaf şekilde bilgilendirmenin yanı sıra dezenformasyonlara karşı koyma çalışmalarını gerçekleştirdik. Bunların ne denli önemli olduğunu gördük.
'AFET ANLARINDA DEZENFORMASYON FAALİYETLERİ ARTMAKTADIR'
Afet dönemlerinde İçişleri Bakanlığı ve AFAD'ın başta olduğu ve ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları arasında 24 saat esasına dayalı, en üst düzeyde işleyen bir koordinasyon mekanizmasının bulunduğunu belirten Altun şu ifadelere yer verdi:
Afetten etkilenen kişilerin durumlarından, bölgede gerçekleştirilen arama kurtarma faaliyetlerine, afetin kaynağı, nedeni ve risk envanterinden, bölgede görevlendirilen araç ve personel sayısına, afet alanına yönlendirilen insani yardımlardan psiko-sosyal destek birimlerine, afete ilişkin tüm bilgileri ve gelişmeleri, kurumlarımız arasında oluşturduğumuz koordinasyon mekanizması sayesinde, söylem birliği içerisinde, şeffaf bir şekilde kamuoyuna ulaştırıyoruz. Afetler ve afet yönetim süreci, toplumu ve bireyleri yakından ilgilendiren, dolayısıyla da yüksek oranda haber değeri taşıyan hususlardır. Afet yönetim süreçlerinde, aynı zamanda insanların, meydana gelen olaya dair hassasiyetlerinin suistimal edilebildiği ve bilgi kirliliğinin yaşanabildiği ortamlar da oluşabilmektedir.
Afet anlarında sistematik ve örgütlü dezenformasyon, manipülasyon ve kara propaganda faaliyetleri artabilmektedir. Ne yazık ki geçmişte depremden sele, her afette gerçek dışı tezviratlarla insanların acısını siyasi malzeme yapmaya çalışan vicdansızlıklara şahit olduk. Hepimiz gördük ki kamu kurum ve kuruluşlarımız her defasında afetlerin etkilerini ortadan kaldırmaya çalışırken, birileri de dezenformasyonla, yalanlarla süreçleri zehirlemeye çalıştılar. Fakat bu süreçte gayretlerimizle başarılı olamadılar.
AFET İLETİŞİMİ AFET YÖNETİMİ SÜRECİNDE ÖNEMLİ BİR HALE GELDİ
Afet iletişiminin, bugün afet yönetimi sürecinde önemli bir alan haline geldiğini belirten Altun, bu maksatla, hakikatin, gerçeğin peşinde koşan medya mensuplarının afet sahalarındaki çalışmalarını kolaylaştırmanın büyük önem taşıdığını, bu doğrultuda ellerinden gelen kolaylaştırıcılığı sağlamaya çalıştıklarını vurguladı.
Bu bağlamda geleneksel ve sosyal medya aracılığıyla son gelişmeleri içeren bilgilendirmeleri ve resmi açıklamaları periyodik olarak paylaştıklarını anlatan Altun, medya mensuplarının çalışmalarını kesintisiz sürdürebilmelerini sağlamak amacıyla afet bölgelerinde "İletişim Tırı"nı hazır ettiklerini aktardı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |