IMF’nin (Uluslararası Para Fonu) World Economic Outlook (Dünye Ekonomik Görünüm) raporundan Türkiye için bir iyi, bir de kötü haber çıktı. Rapora göre Türkiye ekonomisi 2009 yılında yüzde 6.5’lik küçülmeyle dünyanın krizden en kötü etkilenen ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alırken, 2010 yılında ise yüzde 3.7 oranında büyüme yaşayacak.
Hükümet ise Orta Vadeli Program’da (OVP) küçülme oranını yüzde 6 olarak açıklamıştı. IMF de nisan ayında açıkladığı tahminde küçülme oranını yüzde 5.1 olarak vermişti. Küresel ekonomi ise 2009 yılını yüzde 1.1’lik küçülmeyle Türkiye’den çok daha iyi kapatacak. Rapordan çıkan iyi haber ise IMF’nin Türkiye’nin 2010 yılı ekonomik büyümesiyle ilgili tahminini nisan ayındaki yüzde 1.5’ten, yüzde 3.7’ye çıkartması. OVP ise hükümet 2010 büyüme oranını ise yüzde 3.5 olarak açıklamıştı.
2010 enflasyonu 6.8
IMF Dünya Ekonomileri Çalışmaları Araştırma Bölümü Başkanı Jörg Decressin tarafından açıklanan ‘Dünya Ekonomik Görünümü’ raporuna göre, Türkiye’de enflasyon bu yıl yüzde 6.2, gelecek yıl yüzde 6.8 olacak. Decressin, “Türkiye’yi değerlendirirken konumu ile ele alıyoruz. Güçlü ticaret bağlantıları var. Türkiye’yi Avrupa’daki gelişmekte olan ülkelerle mukayese ediyoruz. Çünkü Avrupa’nın kenarında ve AB ile müzakereler devam ediyor. Türkiye için 2010 yılında mukayese ettiğimiz ülkelere göre daha iyimseriz” dedi. IMF Dünya Bankası’nın Yıllık Toplantılarının ikinci gününde Dünya Ekonomik Görünümü Raporu düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Toplantıya ‘İyileşme başladı’ diyerek olumlu bir mesajla başlayan IMF Başekonomisti Olivier Blanchard, buna karşın ‘bu iyileşmenin sürdürülebilir olması için mali politikalardan çıkışın oluşturulması ve ana reformların sürdürülmesi gerekli’ uyarısında bulunmaktan kaçınmadı.
Rapora göre, dünya ekonomisi 2009’da yüzde 1.1 küçülecek, 2010’da yüzde 3.1 büyüyecek. ABD’nin bu yıl yüzde 3.4 küçüleceği, 2010’da yüzde 1.3 büyüyeceği tahmin edildi. Avro bölgesinde ise bu yıl yüzde 4.2 küçülme, gelecek yıl ise binde 3’lük bir büyüme yaşanacak. Japonya için yüzde 5.4 küçülme beklentisi dile getirilirken 2010 için yüzde 1.7 büyüme beklentisi ortaya konuldu. Yükselen piyasaların tümü için 2009’da 1.7, 2010’da ise yüzde 5.1 büyüme beklentisi ifade edildi. Rusya’nın bu yıl yüzde 7.5 küçülme, 2010’da da yüzde 1.5 büyüme kaydedeceği belirtilirken, Çin bu yıl yüzde 8.5, gelecek yıl ise yüzde 9 büyüyecek.
Raporda makro ekonomik rakamlara ilişkin önemli revizyonlara gidildi. Dünya Ekonomik Görünümü raporunun temmuz ayındaki rapora kıyasla 2009 yılı ekonomik küçülme tahmini yüzde 0,3, 2010 yılına ilişkin ekonomik büyüme tahmini de yine yukarı yönlü yüzde 0,6 oranında revize edildi. Dünya ticaret hacmi de bir önceki rapora göre bu yıl için yüzde 0,3 ve 2010 için de yüzde 1,5 oranında yukarı yönlü revize edildi.
Artık özel sektör çalışmalı
Blanchard, belirsizliğin azaltılması gerektiğini vurgularken, şu andaki mevcut iyileşmenin aslen kamu harcamaları stok ayarlaması ile oluştuğunun altını çizdi. Blanchard, “Stok ayarlamalarının bir sonu gelecek. Kamu açıklarının kapatılması uzun sürecek. İyileşmenin sürdürülebilir kılmak için özel sektör talebinin artması yatırımların güçlendirilmesi gerekiyor” Önceki gün açklanan Küresel ve Finansal İstikrar Raporu’na değinen Blanchard, banka iflas riskinin çok önemli ölçüde azalmış olması söylenmesine rağmen kredi sıkışıklığının devam edeceğinin tekrar altını çizdi. Blanchard, “Konut yatırımlarında önemli azalma söz konusu oldu. Özel talebin daha azalmış olması gelişmiş ülkelerde dış talebe net ihracata yansıyabilir. Bazı ülkelerde de tam tersi olabilir” diye konuştu.
‘İç talebi artırın’ önerisi
Blanchard, iyileşmenin sürdürülebilir olması için reformlara devam edilmesi gerektiği ve mali politikalardan çıkış için adımların atılmasının önemini vurguladı. Blanchard, ihracata dayalı büyüme modeli yerine kriz sürecinde ülkelerin iç talebini artırmaya yönelik modeli benimsemeleri önerisinde bulundu. Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Blanchard, global krize ilişkin bir soruya “Başarı şansı daha yüksek bu sefer” yanıtını verdi.
2010’da Türkiye için daha iyimseriz
Dünya Ekonomik Görünüm raporunda Türkiye ekonomisinin nasıl yorumlandığına ilişkin soruya IMF temsilcileri şu yanıtı verdi: “Bu yılın ilk çeyreğinde Türkiye’de çok sert bir daralma yaşandı ancak ikinci çeyrekte sıçrama yaşandığını gördük. Baktığımız zaman kriz Avrupa’daki diğer gelişmekte olan ülkelerde daha sert yaşanıyor. 2010 yılında bu ülkelere göre Türkiye için daha iyimseriz. Bunun nedeni Türkiye’nin büyüklüğü ve güçlü imalat sektörü olması.”
Türkiye yüzde 6.5 küçülecek
Bir başka basın mensubunun Türkiye ekonomisinin toparlanma sürecine ilişkin sorusuna ise Jörg Decressin, ‘Türkiye ekonomisi 2009 yılında yüzde 6.5 küçülecek, 2010 yılında ise yüzde 3.7 büyüyecek’’ yanıtını verdi. Decressin, Türkiye’nin, ihracatının büyük bölümünü Avrupa ülkelerine yapması, AB’ye komşu ve aday ülke olması nedeniyle Avrupa’daki gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığını belirterek, Türkiye’de tüketici enflasyonunun 2009 sonunda yüzde 6.2, 2010’da 6.8 olmasının beklendiğini, cari açık/GSYH oranının ise 2009 yılında eksi yüzde 1.9, 2010’da eksi yüzde 3.7’da kalmasının öngörüldüğünü kaydetti.
Ekonomilerde iyileşme kaplumbağa hızıyla olacak
Global krizin ardından dünya ekonomisinin nabzını tutan Dünya Ekonomik Görünümü raporunda, finansal sistemin hala hasarlı olduğu tespitine yer verilirken, ülkelerin kriz sürecinden sıyrılmasını sağlayan kamu desteklerinin kademeli olarak azaltılması önerisine yer verildi. Raporda, “Finans sistemlerinin halen hasarlı durumda olması, kamu desteğinin kademeli olarak kesilmek zorunda olması ve varlık fiyatlarının şiştiği ekonomilerde yaşayan bireylerin yüksek işsizlikle mücadele edebilmek için tasarrufa ağırlık verecek olması gibi nedenlerle, düzelme sürecinin yavaş olması bekleniyor. Düzelme süreci iyice belirgin hale gelene kadar destekleyici makroekonomi politikaları uygulamaya devam etmek, uygulanması gereken temel politikalar olarak ön plana çıkıyor” denildi.
Domuz gribi korkusu
Ayrıca Raporda, domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsünün hızla yayılması, jeopolitik gelişmeler veya korumacı eğilimlerin güçlenmesi gibi bir dizi şok karşısında halen savunmasız göründüğü belirtildi. Raporda, “Başta gelişmiş ülkeler olmak üzere makroekonomi politikaları cephesinde ise en önemli risk, finans sektörüne destek olma amaçlı önlemlerin etkisiyle mali pozisyonun bozulması” denildi.
Canlanma sinyali
Raporda, bu yılın başlarında dibi gören emtia fiyatları tekrar artmaya başladı ve dünya ticaretinde de canlanma gözlendiği belirtildi. Ayrıca, Raporda, şöyle denildi: “Bu düzelmeyi başlatan faktörler arasında, güçlü kamu politikalarının uygulanması önemli bir yer tutuyor.”
Petrol kırılgan nokta
Bu arada Raporda, büyümenin yavaşlama riski, kademeli olarak azalıyor olmakla birlikte halen ciddi endişe kaynağı olduğu vurgulandı. Destekleyici para politikalarına ve mali politikalara zamanından önce son verilmesi de önemli bir tehlike olarak ortaya atıldı. Raporda, petrol fiyatlarının artmasının dünya ekonomisinin kırılgan noktası olduğuna da yer verildi.
İşsizlik sürecek
Ayrıca raporda, finans ve emlak krizlerinden etkilenen ekonomiler başta olmak üzere pek çok ülkede yatırımların ciddi ölçüde azaldığının altı çizilip, “Ayrıca orta vadede pek çok gelişmiş ekonomide işsizliğin yüksek düzeylerde seyretmeye devam etmesi bekleniyor” denildi.
Gazeteciler ‘Ülkem krizden ne zaman çıkar’ diye sordu
Toplantıda yabancı basın mensuplarının kendi ülkelerine ilişkin sorularına IMF yetkilileri cevap verdi.
‘Somut bir iyileşmeyi nasıl tanımlıyorsunuz’ sorusuna kriz sonrası üretim ve hasılatın daraldığını tekrar eski seviyeye gelmenin birkaç yıl zaman alacağını söylemekle yetindi.
Afrika’dan tepki aldı
Afrika’dan toplantıya katılan bir basın mensubunun ‘Neden Afrika’dan söz edilmiyor’ tepkisine karşı IMF yetkilileri, büyümede fark yaratmak için çok küçük bir ülke olduğu vurgulayıp, “Afrika’da toparlanma başladı. Ayrıca kriz sırasında Afrika’ya kullandırdığımız kredi kotasını üç kat artırarak 3 milyar dolara çıkarttık” bilgisi verdi.
Nijeryalı bir gazetecinin ‘Petrol ihraç eden ülkeler için veriler iyi gözükmüyor’ sorusuna yetkililer, petrol ihraç eden ülkelerde olumlu gelişme beklenildiğini, 2010’da Nijerya’nın krizden yavaş yavaş çıkacağı kaydedildi.
Bir soru üzerine Jörg Decressin, Latin Amerika’da en fazla iyileşmenin Brezilya’da olduğunu belirtti.
Maaşları düşürün!
Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’nda en dikkat çekici nokta ise, işsizliğin önüne geçilmesi için maaşların düşürülmesi önerisi oldu. Raporda, gelişmiş ülkelerin çoğunun yoksulluk sorunu ile mücadele etmeye devam edeceği öngörüsünde bulunulurken, finansal şokların ardından işsizliğin genellikle önemli ölçüde arttığı ve uzun yıllar boyunca yüksek seviyelerde kalacağı kaydedildi. Raporda, iş kaybının yavaşlatılması için, maaş artışlarının sınırlı tutulması ve hatta pek çok çalışanın maaşının düşürülmesi gerektiği önerisine yer verilerek, şöyle denildi:
‘Fakirlik artabilir’ uyarısı
“Yapılması gereken ayarlamaların işgücünün nispeten fakir kesimler üzerindeki olumsuz etkilerinin, gelir vergisi muafiyetleri veya maaş ayarlamalarının sosyal yansımalarını azaltacak benzer uygulamalar yoluyla hafifletilmesi mümkün görünüyor. Çalışanların doğru işlere yerleştirilmesi ve eğitimle de iş ve maaş kayıplarının bir dereceye kadar önüne geçilebilir. 2009’da kişi başı reel GSYİH’nin son 10 yılda ilk defa düştüğü Sahra Altı Afrika ülkeleri başta olmak üzere bir dizi gelişmekte olan ülkede, fakirlik ciddi şekilde tırmanışa geçebilir. Bu ekonomilerin makroekonomik istikrarının korunması için, gelişmiş ekonomilerin bağışlarını sürdürmesi büyük önem taşıyor.”(RADİKAL)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...