CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin haftalık grup toplantısında konuştu. CHP liderinin öncelikli gündemi, Bartın'ın Amasra ilçesinde yaşanan ve 41 işçinin can verdiği maden faciasıydı. Kılıçdaroğlu, tedbirsizliğe ve denetime tepki gösterip, ardından Soma faciasından da söz ederek TBMM'deki önerilerin yapılmadığını vurguladı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Keşke üzüntülü bir gün yaşamasaydık. Keşke bu sorunlar olmasaydı. keşke burada konuşsaydık. Ama 41 can gitti. Her birimizin yüreğinde acı var. Grup toplantılarına hep neşe ile, bir espri ile, kucaklaşmayla, helalleşmeyle başlamak isterim. Ama şimdi bu yaşananlar yakışmıyor bize.
'20 YILDIR MI ÖNLEM ALACAKSIN YA!'
Gittim oraya, arkadaşlarım da gittiler. Ailelerin bir kısmını ziyaret ettim, yetkililerden bilgi almaya çalıştım. Derin bir acı var. Anneleri, eşleri, çocukları tabutlarının başında. Hiçbiri bu ölümlerin onlara yakıştığını söylemiyor. Genceciklerdi.
20 yıldır önlem alacağız diyor. Böyle ülke yönetilmez! 20 yıldır mı önlem alacaksın ya! Maden kazalarında bir numarayız dünyada. Herkes maden çıkarıyor kardeşim neden bizde oluyor bunlar? 152 bin kaza oldu.
TBMM SARAYIN İPOTEĞİ ALTINDA
Denetim yok, böyle ülkede olur mu! Sayıştay raporu var, ihbarlar var. Yüzlerce öneri verildi burada, hiçbiri yapılmadı. Soma faciasından sonra komisyon kuruldu. Komisyonun 111 önerisi var. Birisini dahi yapmadılar! Şimdi ben TBMM Başkanı'na sesleniyorum? O araştırma komisyonları göstermelik mi? Değilse neden yüzlerce öneriden biri bile yapılmadı? Burada sorulan sorulara cevap vermiyorlar, neden veremiyorsun diyemiyor! TBMM görevini yapamıyor! TBMM sarayın ipoteği altındadır. Ama değişecek TBMM'nin iradesi, halkın iradesi olacak!
'AK PARTİLİ SAVCILAR GETİRİP HESAP SORULMASINI ENGELLEDİLER'
Şehitlerin çocuklarına verilen imkanlar verilsin istedik kabul etmediler. Ama ben söz veriyorum, şehitlerin evlatları nasıl devlette işe başlayabiliyorsa maden faciasında hayatını kaybedenlerin çocukları da başlayacak.
Soma'da da benzer bir olay oldu. 301 kişi hayatını kaybetti. 301 eve ateş düştü. Yargıtay kasti öldürme suçundan ağır cezalar verdi, sonra birileri devreye girdi. Hiç geleneği olmamasına rağmen savcı itiraz etti. Sonra savcıların yerine 3 tane AK Partili savcı getirdiler. Neden AK Partili diyorum? Kenan İpek, Adalet Bakanlığı Müsteşarı'ydı, Ağır Ceza'da hakim yaptılar. Mustafa Yapıcı, onu da getirdiler. Fuzuli Aydoğdu, o da Hakimler Savcılar Kurulu'na getirdiler. Ortada yargı kalmadı. 301 kişinin yargılanmasında hesap sorulmasına engel oldular. Ama benim sözüm söz, hepsinin hesabını soracağım.
Orada bir annenin sözlerini iletmek istiyorum, 'Öldürdüler, 11 aylık bebek içeride baba baba diyor. O gazın olduğunu biliyorduk. Eşimi zehirlediler. Ceset torbaları arasında aradım onu, bilgi vermediler.' Buse Bulut kardeşim, senin yaşadığının hesabını sormak benim boynumun borcu.
'29 MADDE İÇİN AYM'YE GİDECEĞİZ'
Bunlar yaşanırken bir de sansür yasası geçti. Çünkü kimse gerçeği yazmasın istiyorlar. Bunu kaldıracağız iktidar olduğumuzda. Eleştiri duyalım, hatamızı eksiğimizi bilelim. Gazetecinin görevi budur. Ama araştırma yapması lazım, oradan buradan duyduğuyla televizyonlarda konuşmamalı. Biz de bu kanuna ilişkin 29 madde için AYM'ye gideceğiz. Türkiye bu kanun olsa da olmasa da Türkiye otoriter bir rejimle yönetiliyor. Adam anayasayı askıya aldım diyor, tanımıyor kararı. Geçmişte AK Parti'ye, MHP'ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum, dur demeyecek misiniz? Adam ben yasanın üzerindeyim diyor.
Bir üye AYM'ye atandı yeniden, Erdoğan tarafından. İki kişinin yemin törenine gitmedim. O iki kişi layık değiller oraya. Çünkü Erdoğan tarafından atandılar. Yerini saraya borçlu olan hakim bağımsız olamaz, hak etmiyor orayı. AYM'nin süreci takip etmesi için davet ettiği gazeteci Alican Uludağ, içeriye alınmıyor. Pergolacı Fahrettin sokmuyor içeriye.
'BEN SENİN GİBİ GİDİP KİMSEYE AVUÇ AÇMAM
Bakın elimde iki fotoğraf var. ABD'de çalışmalarını sürdüren Türk bilim insanları ile buluşmam var bir. Diğeri de sansür yasasını onaylayanlar. Bir tarafta ülkemizi kalkındıracak çalışmalar var, diğerinde sansürcüler, pudracılar. Ama üretenlerdir bize yakışan. Türkiye'nin onuruna yakışan. Biz vatanseveriz Kuva-yi milliyeciyiz, kimsenin önünde eğilmeyiz.
Erdoğan, ben ABD'ye gidince eleştirmiş, bizim gidişimiz onun gidişine benzemezmiş. Doğru, ben vizyon ziyareti yaptım, kimseye gidip avuç açmam. Bay Kemal, Suudi Arabistan'a gitmez, katillerle görüşmez, para istemez.
'BAHÇELİ GEL SENİNLE GİDELİM ABD'YE'
Bahçeli demiş ki 8 saatin sırrını açıklamalı. Bak seninle gidelim Boston'a beraber, öndeki koruma görevlim de seninki olsun, senin iletişim koordinatörün olsun. Manhattan Adası'na gidelim, o 35 katlı binayı bulup önünde güzel bir fotoğraf çekelim, belki sen içeriye gidip bu rezaletin hesabını sorarsın. O adam var ya, senin Meclis'te el kaldırıp indirdiğin. Onun oğlu burada milletin parasını alıp yaptırmış, sor bakalım.
Kadınların giyimine karışılmasın diye verdiğimiz yasa teklifimiz için 'ben aileyi koruyacağım' demiş. Sayın Bahçeli sen önce o aileden bahset. Milyon dolarlarla oynuyor o aile. Eğer bir aileden konuşulacaksa ondan konuşalım. Oradan bineceğiz bak seninle, zaten 10 dakika sürdü. Washington'a giderken yolda araba benzin alıyor. Orada hamburgerci var, sana ben alacağım hamburger. Benimkine güvenmiyorsan yanına saatini al, senin saatin var ya 17.25'i gösteren. Onu alamıyorsan bir kronometre al."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...