Kılıçdaroğlu, Sakarya'nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz 2020'de meydana gelen havai fişek fabrikası patlamasında hayatını kaybedenlerin mağdur olan aileleriyle bir araya geldiğini anlatarak "Hâlâ haklarının teslim edilmesi gerektiğini söylüyorlar" dedi. "Sözüm var, bu kardeşiniz nerede bir haksızlık varsa karşısında dimdik duracaktır" diyen Kılıçdaroğlu, havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin "Siyasi otoriteden talimat alıp denetimden kaçanlar, hepsinin burnundan iktidar olunca burnundan fitil fitil getireceğim" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
Bugün 13 Eylül. Bugün Sakarya Meydan Savaşı'nın 101. yılı. 101 yıl önce bu topraklarda bayrağımız ve vatanımız için, ülkemizin bağımsızlığı için 22 gün 22 gece bir savaşı yaşadık. Bu savaş bizim kurtuluş mücadelemizin en önemli savaşlarından bir tanesiydi. Düşman püskürtüldü. Arkasından 9 Eylül'e kadar süren bir safhayı hep birlikte yaşadılar. Sakarya Meydan Savaşı'nın Milli Kurtuluş Tarihi açısından önemi bunun kilit bir savaş olmasıydı. Mutlaka başarmamız gereken bir savaştı ve başarıldı. O nedenle bu topraklarda yaşayan şehitlerimiz, gazilerimize çok şey borçluyuz. Onlar bize güzel bir ülke bıraktılar. Huzur içinde yaşayalım, birisinin gölgesi üzerimize düşmesin diye. Eğer bir gölge düşecekse o gölge al bayrağımızın gölgesi olmalıydı bunun mücadelesini verdiler onlar.
HAVAİ FİŞEK FABRİKASINDAKİ PATLAMA
Havai fişek fabrikasında mağdur olan ailelerin yanına gittim. O fabrikada çalışan 7 kişi hayatını kaybetti, 128 kişi yaralandı. Onlar adalet istiyorlar. Ama bu kardeşiniz ve CHP kim adalet istiyorsa hep onun yanında olduk. Kimliğine, inancına, yaşam tarzına bakmadık, bir mağduriyet varsa onun yanında durma felsefesini bize Gazi Mustafa Kemal Atatürk öğretti. Onun için onların yanına gittik. Olay iki yıl önce oldu, sahipleri kendilerini daha güçlü hissediyorlardı baskı kuruyorlardı ama bizim milletvekili arkadaşlarımız ve gönüllü avukatlarımız onlara sahip çıktı. Sabahleyin ailelerden bazıları konuştu, hâlâ haklarının teslim edilmesi gerektiğini söylüyorlar. Devletin dini adalettir. Adaleti sağlamak zorundayız ve o insanlar hâlâ adalet gelmedi diyor. Mahkeme tutanakları var, orada itiraflar var, denetim yapılmadı. Denetimi yapmayan kimse hesap sorulmalıdır diye. Ama bu güne kadar tek bir kişi bir denetimi yapmadınız diye yargının önüne çıkarılmadı. Sözüm var, bu kardeşiniz nerede bir haksızlık varsa karşısında dimdik duracaktır. Siyasi otoriteden talimat alıp denetimden kaçanlar, hepsinin burnundan iktidar olunca burnundan fitil fitil getireceğim.
"HİÇBİR ÇİFTÇİ ASLA BU TOPRAKLARDA ZARAR ETMEYECEK"
"Ayvayı satacak yer yok şuanda. Devlet sahip çıkmıyor. Allah nasip eder iktidar olduğumuzda çiftçi şunu görecek, ürettiğiniz her alın terinin karşılığını alacaksınız. Altılı masanın taahhüdüdür bu. Fındık üretiminde üçüncü. Bir İtalyan şirketi geldi fındık bahçeleri satın alıyor fındık taban fiyatını belirliyor. Yani tekel konumunda. Tekelleri kırmak bu kardeşinizin görevidir. Hiçbir tekel çiftçinin, fındık üreticisinin alın terini sömürmeyecektir. nokta. Sömürtmem. Kazanacaksa bizim çiftçi kazanır. FİSKOBİRLİK'i yeniden ayağa kaldıracağız. Asla çiftçinin zarar edeceği bir modele izin vermeyeceğiz. Ziraat Odaları, Tarım birlikleri dernekler, esnaf kefalet, atarım kredi kooperatifi kim olursa, istediğini üret, formülümüz gayet açık ve net; maliyet artı makul kâr eşittir taban fiyat olacak. Bütün çiftçi kardeşlerim bu formülü ezberlemesini isterim. Hiçbir çiftçi ektiği ürün dolayısıyla asla ama asla bu topraklarda zarar etmeyecek.
O TANK PALET FABRİKASINI ALIP ŞANLI ORDUMUZA İADE EDECEĞİM
‘Tank Palet Vatandır Satılamaz’ yazmışsınız. Güzel. 20 milyar dolarlık bir yatırımdır tank palet büyük bir üretim üssüdür. Tank ürettik ya birisinin hoşuna gitmedi. Tank Palet fabrikasını aldı Ethem Sancak’a verdi. Ethem Sancak tank üretir mi? ‘Ben yaparım ama param yok. Katar’ı ortak edin’ dedi. Katar da tank üretmiyor. Buradan açık ve net söylüyorum. İktidar olduğumuz bir hafta içerisinde o tank palet fabrikasını alıp şanlı ordumuza aynen iade edeceğim. Eğer siz önemli fabrikanızı bu hale getirirseniz bunun vatan severlikle bir ilgisi yoktur.
YÜREĞİN, CESARETİN VARSA GİDERSİN
Biziz milliyetçi. Bizim milliyetçiliğimiz sorgulanamaz. Biz Mustafa Kemal'in, Ecevit'in yolundan ilerliyoruz. Bizim milliyetçiliğimizi soracak olursanız Akdeniz'in sularına CHP'nin milliyetçiliğini yazdık biz. Beşparmak dağlarında bizim milliyetçiliğimizi göreceksiniz. Biz bunlar gibi 'Geleceğim, bir sabah gelirim' değil. Ecevit ne dedi? 'Ordumuz şu anda Kıbrıs'tadır' dedi. Adalar işgal ediliyor dedim. Lozan'a aykırı dedim tık çıkmadı. Şimdi gündem ekonomi ya, millet perişan vaziyette ya oturuyor 'vay ben bir gece gelirim' Sana davetiye mi göndersinler? Yüreğin, cesaretin varsa gidersin.
Bunlar 'Biz milliyetçiyiz' diyor ya. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir hükümet kendi toprağından kaçtı, kendi bayrağını indirdi ve Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırdı. Şimdi bana dönüp 'Biz milliyetçiyiz siz değilsiniz' diyorlar. Biz olsak bayrağımız orda dalgalanırdı, gerekirse hepimiz canımızı verirdik. İktidar olduğumuzda ilk bir hafta içinde ne pahasına olursa olsun Süleyman Şah Türbesi toprağımıza gidecek, bayrağımız yeniden dalgalanacak.
Altı lider bir aradayız. Altı partinin liderleri demokrasi konusunda anlaştık. Türkiye’nin huzuru konusunda, Türkiye’nin üretmesi gerektiği konusunda anlaştık. Türkiye’de devletinde liyakatin ve adaletin olması gerektiği konusunda anlaştık. Her birimiz tek tek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bozulan çarklarını yeniden onaracağız. O çarklar zamanı doğru gösteren bir saat gibi çalışacak. ‘Altında başka parti var mı?’ diye sorarlar… Bunların tamamı açık ve net söylüyorum safsata.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |