CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, geçmişten günümüze yaşamını, siyasete girişini ve 1980 yılından beri ilişkilerinin hiç kopmadığı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu SÖZCÜ'ye anlattı.
İDEALLERİMİ GERÇEKLEŞTİREMEYECEKTİM
– Siyasete nasıl girdiniz?
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. Yani Mülkiyeliyim. Mülkiye devlete üst düzey bürokrat yetiştiren başarılı bir ekoldü. Ben de o ekolün mensubuydum. Bir taşra devlet memurunun evladıydım. Mülkiye'den mezun olduktan sonra çok kişinin hedefi olan sınavı kazanarak Maliye Hesap Uzmanı oldum. Yurt dışı görevlerim, SSK genel müdür yardımcılığım ve yönetim kurulu üyeliğim devletçiliğimi pekiştirmişti. Birlikte çalışırken SSK Genel Müdürü Sayın Kılıçdaroğlu'nun görevden alınması sonrası oluşan ortamda görevden alınmadığım halde gördüklerim devletin artık ideallerimi gerçekleştirebileceğim bir yer olmaktan çıktığını söylüyordu. Memuriyet yaşamımın 17. yılında özel sektörde çalışarak ülkeme hizmet etmeye karar verdim. Hayırlısı böyleymiş. Siyasete atılmamda da devletten zamanında ayrılmam çok etkili oldu.
KILIÇDAROĞLU İLE 2 GÜN SOHBET ETSELER
– Kılıçdaroğlu ile çalışmak nasıldır?
Sayın Kılıçdaroğlu ile çalışmak çok kolay görünür ama zordur. Kendisi tahmin edemeyeceğiniz ölçüde sabırlı, kararlı, detaycı ve çalışkandır. Adalet Yürüyüşü'nde azmiyle bir mucize gerçekleştirdiğini zaten fark etmişsinizdir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaşamı, öğrenciliği, bürokrasi yılları ve siyaset dönemi gerçek anlamda roman olacak ibretlik hikayelerle doludur. Anadolu onu tanımalı. SÖZCÜ yazarlarından Saygı Öztürk veya kendisini her vesileyle eleştiren Yılmaz Özdil, Sayın Kılıçdaroğlu'nu tanısa, 2 gün sohbet etseler kesinlikle tüm dünya dillerine çevrilen bir eser çıkar. İdeal bir Anadolu ve Cumhuriyet çocuğu hikayesidir hayatı.
"TÜRKİYE'Yİ YÖNETMEK NASİP OLURSA..."
– Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı sizce nasıl olur?
Bence fazla mütevazi olması, şahsı ile ilgili imaj çalışması asla yaptırmaması sadece seçmenin kendiliğinden çalışmasını takdir etmesini beklemesi tek zaafıdır. Cumhurbaşkanı adayı olur mu bilemem ama Türkiye'yi yönetmek nasip olursa çok başarılı olacağına eminim.
– Kılıçdaroğlu ile dostluğunuz nasıl başladı ve sürdü?
Zamanın Gelirler Genel Müdürü Aykon Doğan, “Bana çalışkan ve bilgili bir daire başkanı lazım” der Hesap Uzmanları Kurulu'na ve Sayın Kılıçdaroğlu'nu gönderirler. Benim hikayem de böyle; kendisi SSK Genel Müdürü iken bir hesap uzmanı yardımcıya ihtiyaç duyar ve Kurul beni gönderir. Her iki olayda da sadece liyakat vardır. O zamandan beri dost değiliz ama Kılıçdaroğlu'nun yol arkadaşıyım. Hesap Uzmanları Kurulu birçok Cumhuriyet kurumu gibi Erdoğan döneminde kapatıldı.
KILIÇDAROĞLU GENÇLİĞİNDE SAZ ÇALMIŞ
Kuşoğlu, Kılıçdaroğlu'yla ilgili şunları söyledi: “Bir keresinde kıtalararası 20 saatlik iş seyahatinden döndüğünde saat 17 olduğu için eve gitmemiş, Genel Müdürlüğe gelip çalışmıştı. Belki de Sayın Kılıçdaroğlu, alafranga bir tavrı seçmediği için bazı CHP'lilerin takdirlerine mazhar olamamıştır. Pek bilinmez ama evladı Fatihan torunudur. Seyit Mahmud-ı Hayrani soyundan gelir ve seyittir, yani Peygamber soyundandır. Gençliğinde saz çalmıştır, güzel sanatlar hobisidir, resim koleksiyonu vardır.”
Bülent Kuşoğlu, eşi ve çocuklarıyla birlikte…
"O DÖNEMİ UNUTAMAM"
– Çocukluğunuz nasıl geçti, nasıl bir ailede yetiştiniz?
Babam Toprak Mahsulleri Ofisi'nde memurdu. 3 kardeşiz. Üçümüz de üniversite mezunuyuz. Küçük bir devlet memuru olmasına rağmen babam tek maaşla bizi okutabildi. Çünkü eğitim bugünkü gibi paralı değildi ve hayat bu kadar pahalı değildi. Üniversitede okumak mahallenin lisesinde okumaktan maliyetli değildi. Toplum olarak daha saf, dürüst ve idealisttik. Mülkiye son sınıfta okurken yurtta kalıyordum. Cuma günü fakülteye giderken haftalık harçlığım bitmek üzere olduğu için kalabalıktan faydalanıp belediye otobüsüne 1 lira atmamıştım. Hafta sonu Polatlı'daki evime gidip harçlığımı alınca dönüşümde pazartesi sabahı ilk otobüse bindiğimde 2.5 lira atarak bana tüm hafta sonu verdiği vicdani rahatsızlığı giderişimi unutamam. Benim dönemimin üniversite gençliği çoğunlukla bu idealizmi ve ahlakı taşıyan kişilerden oluşuyordu.
İKİMİZ DE İDEALİSTTİK
– Aile yaşantınız nasıl?
Eşim Tülin Kuşoğlu'nu 4 yıl önce kanser nedeniyle kaybettim. Ankara Radyosu Türk Sanat Müziği sanatçısıydı. O da benim gibi idealistti. Mükemmel bir eşti. Kızım ve oğlum çalışıyorlar ve Ankara'da değiller. Çalışma tempomu daha da artırdım farkına varmadan. Çalışmak zamanı ve sıkıntıları unutturuyor, yeni farklı dertleriniz oluyor…
– Corona virüsü ve karantina sürecinde neler yaptınız? Örneğin bazı siyasiler yemek yapmaya başladıklarını, bazıları ütü öğrendiklerini söyledi…
Pandemi tatilleri veya sokağa çıkma yasakları bana hiç uğramadı. Partinin idari ve mali işler sorumlusu olduğum ve Sayın Kılıçdaroğlu o günlerde Genel Merkez'de daha yoğun çalışma yapma imkanı bulduğu için 2 pazar günü dışında her gün çalıştım.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...