Mehmet Şimşek: '1. Dünya Savaşı'ndan sonraki en zorlu dönem' 

Bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Batman'a gelen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, İş-Kur İl Müdürlüğünün 'Haydi Gençler İş Başına' projesinin kapanış ve ödül programına katıldı. Batman Üniversitesinde düzenlenen programda konuşan Şimşek,
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra en sıkıntılı ve zorlu bir dönemden geçildiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Çünkü Orta Doğu'da büyük oyun yeniden sahnede ve Orta Doğu'daki kaosun bize yansımaları çok büyük. Çünkü terör örgütleri artık devlet niteliğini yitirmiş ülkelerde istedikleri gibi at koşturuyorlar. Bunların hepsi sonunda dönüyor ve başta Türkiye olmak üzere yükselişte olan ülkeleri ‘Nasıl durdururuz?' diyorlar. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz. Bu oyunlar geçmişte çok sahnelendi. Batman'ın buna izin vermemesi lazım, vermeyecektir. Geçen sene sandılar ki Türkiye zayıf bir dönemden geçiyor. Seçimler sonuçsuz kaldı, koalisyonlara doğru gidiyor. Ne yaptılar şehir işgalleri küstahlığına başvurdular. Terör sonucunda o şehirler yıkıldı ama şimdi biz onları sıfırdan yapıyoruz. Hiçbir zaman olmadığı kadar daha güzel şehirler yapıyoruz. Bunun için 10 milyardan daha fazla kaynak harcayacağız. Bu memleketin kaynağı niye böyle heba edelim, bu memleketin kaynağını gençlerin geleceğine harcayalım.

"Gazetecilerin 'Cumhurbaşkanlığı sistemi' teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde imzaya açılmasına ilişkin sorusu üzerine Şimşek, teklifin Meclise getirilmesi ile kendisinin de imzaladığını söyledi. "Başkanlık sistemi Türkiye'nin iki temel sorununu çözecek. Birincisi idarede, yönetimde istikrarı sağlayacak. Diğeri de temsilde adaleti sağlayacak" diyen Şimşek, şöyle devam etti: "Türkiye asla bir daha koalisyon dönemlerine dönmeyecek. 70'li yıllarda koalisyon hükümetleri Türkiye'yi iflasa sürükledi. 90'lı yıllarda koalisyon hükümetleri Türkiye'yi krizden krize sürükledi. 2001 yılında Türkiye'yi iflasın eşiğine getirdi. Bunları Türkiye yaşadı. Geçen sene haziran ayında böyle bir risk yaşandı. Dolayısıyla kaç aday olursa olsun herkes yarışacak, milletin yüzde 50'sinden fazlasının oyunu alan aday başkan olacak. 5 yıl boyunca Türkiye'yi yönetecek ve yönetimde istikrar olacak. Türkiye için çok büyük bir kazanç. Türkiye'nin yapabileceği en önemli reformlardan birisi olacak."

Türkiye'de uzun yıllar seçim barajının tartışıldığına dikkati çeken Şimşek, "başkanlık sistemi" ile bu kadar yüksek bir baraja gerek kalmayacağını vurguladı. Şimşek, "Başkanlık sistemiyle temsilde adalet de sağlanmış olacak. Bu kadar yüksek bir baraja ihtiyaç olmayacak" dedi.

Sistemle birçok partinin parlamentoda olmasının problem olmaktan çıkacağına değinen Şimşek, Neden? Çünkü yönetimde istikrarı Başkanlık sistemiyle sağlayacaksınız. Meclis kendi görevini yapacak, yönetim görevini yapacak" diye konuştu. "Başkanlık sistemi"nde dünyanın en iyi uygulamalarından başka bir şey önermediklerine işaret eden Şimşek, "checks-balances" sistemi denilen Meclisin kendi görevini yapacağı, yargının bağımsız olacağı, yürütmenin de yine işine odaklanacağı bir sistemden bahsettiklerini kaydetti.

Şimşek, 'başkanlık sistemi'ne ilişkin düzenlemenin Meclisten geçmesi ile Türkiye'de ciddi bir reformun gerçekleştirilmiş olacağını dile getirerek, bundan sonra Türkiye'nin yoluna güçlü bir şekilde devam edeceğini bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, şöyle konuştu:
"Aslında Türkiye bu reformla gerçekten çok önemli bir adım atmış olacak. Çok hızlı bir şekilde bu düzenleme Mecliste kabul edilir, hemen akabinde de referandum yapılır ve Türkiye ondan sonra çok hızlı bir şekilde yapısal reform gündemine döner. Yani Türkiye'de işi aşı nasıl büyütürüz, ekonomimizi bu küresel şoklardan nasıl daha korunaklı hale getirebiliriz, Türkiye'yi nasıl daha büyütürüz, onunla uğraşacağız. Zaten onunla uğraşıyoruz da ana gündem o olacak. Başkanlık sistemine ilişkin anayasa değişikliği ve referandum ortadan kalktıktan sonra biz tekrar hızlı bir şekilde Türkiye'nin temellerini sağlamlaştırmak, Türkiye'de sanayileşmeyi sağlamak için Türkiye'de yapısal reformların tamamını uygulama fırsatı bulacağız ve hızlı bir şekilde bu gündeme döneceğiz. Türkiye güçlü bir şekilde yoluna devam edecek."

Günübirlik kur hareketlerine ilişkin hiçbir zaman açıklama yapmadığına da değinen Şimşek, Amerikan Birleşik Devletleri'ndeki başkanlık seçiminden sonra Amerikan Merkez Bankasının daha hızlı faiz yükseltme ihtimaline karşın bütün gelişmekte olan ülkelerde para birimlerinin dolara karşı değer kaybettiğini aktardı.

Şimşek, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın birçok gelişmekte olan ülkesinde para birimlerinin dolar karşısında değer kaybettiğini anlattı. Türkiye'nin bundan daha fazla etkilendiğine değinen Şimşek, "Türkiye belki bir miktar daha fazla etkileniyor doğru ama Türkiye çok büyük badireler atlattı. Türkiye hain bir darbe girişimine sahne oldu, onu bertaraf etti ama onun etkileri oldu. Türkiye terörle mücadelede hiç bir zaman olmadığı kadar güçlü bir şekilde yoluna devam ediyor ama terör tehdidi Türkiye'yi etkiledi" şeklinde konuştu.

Şimşek, son dönemlerde artan terör olaylarının cari açığı olumsuz yönde etkilediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Turizmde 30-32 milyar dolar gelir elde ederken belki bu yıl 18-19 milyar dolara düşmüş olduk ve bu terör tehdidi, terör eylemleri nedeniyle olacak. Bu da cari açığımızı olması gerekenden çok daha yüksek bir düzeyde tutuyor. Şu anda dışarıda olup bitenler ister istemez yansıyor. Petrol fiyatları, üretim kısılması kararı üzerine hızla yükseldi. Bu da Türkiye'nin cari açığının yükselmesine neden oluyor. Yani içeride yaşadığımız sorunlar var; hain darbe girişimi, artan terör eylemleri, yakın coğrafyamızdaki sorunlar, bu Türkiye'yi negatif yönde ayrıştırdı ama bir de küresel bir risk iştahında azalma var ki onu da görelim."

Sputnik