Mehmet Soysal'ın duygu dolu yazısından öne çıkardığmız satırlar:
Şehirlerimiz yorgun...
Ve şarkıdaki gibi insanların yorgunu...
Yığınla kalabalıklaşan şehirlerde herkes sürekli seyahat halinde...
Nereye gidiyor, nereden geliyorlar belli değil.
Ve herkes bir şeyler satmanın ya da almanın telaşında.
Akşam olduğunda ise, karıncalar misali, kibrit kutularına benzeyen evlerine çekiliyorlar...
Her gün aynı koşuşturmacanın içinde olan kalabalıklar, her gün aynı filmde aynı rolü bıkıp usanmadan oynadıklarının farkında bile değiller.
Yıllar geçip gitmiş işte...
Şehrin neresini dolaşırsak dolaşalım, ya birilerini unuttuğumuzu hatırlıyoruz ya da acı veren birilerini hatırlayıp yeniden unutmaya çalışıyoruz.
Her köşesinde, her sokağında ve caddesinde bize ait yaşadığımız bir şeyler var...
Yıllar bizden o kadar çok şeyi alıp götürmüş ki...
Çocuklarımıza dedelerimiz gibi yaşadıklarımızı ve kaybettiklerimizi anlatacak vakti dahi bulamadık...
Ve acılarımıza ağlayacağımız...
Ölen tanıdıklarımız düşüyor gece yarılarında gözlerimize.
Düşüyorlar yüreğimizden, gözlerimizden usulca...
Ve sözler kalırken aklımızın kuytu derinliklerinde...
Dokunulmuş hayatların koynunda sabahların yağmurları yıkıyor şehirlerin pis sokaklarını.
Herkes tenha bir köşede bir şeyleri kolluyor ya da koruyor veya saklıyor gibi.
Ağaçların rengi solmuş bir kere.
Ve kayboluşların hikâyelerinde şehirler insanların yorgunu gibi...
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...