Galatasaray Kulübü Başkanı Cengiz, "Ali Koç'un açıklamalarını dinlediğimde, derbideki hakemi etkileyerek maçı kazanma algısı oluşturmaya çalıştığını anladım" diye konuştu.
"Sayın Ali Koç'un konuşmasını 2 saate yakın izledim. Gece bir daha dinledim. Toplantıda 7 dakikalık video ilgimi çekti. Woody Allen diyor ki, 'Hızlı okuma dersi aldım. Savaş ve Barış'ı okudum, olay Moskova'da geçiyor.' Ne yapıp edelim, derbi için hakemleri etki altına alalım, mağdur durumda olduğumu PR çalışması yaparak nasıl o ortamı, hakemi, TFF’yi etkileyerek bu maçı alırım şeklinde bir şey hissettim. Olay Moskova'da geçmiyor, pazar günü bir maçta geçiyor. TFF'yi, yöneticileri zan altında bırakarak, hakemleri zan altında bırakarak maçı kazanıp ne elde edebilirsiniz? Bir maçın gidişatını etkilemek için saatlerce konuşma yapmak Türk futboluna hiçbir şey katmaz."
Sözcü'nün aktardığı habere göre, Cengiz'in açıklamaları şöyle:
Geçmişte yapılan Kulüpler Birliği açıklamasını, 17 kulüp adına söylediler, ki 17 kulübün tamamı imzalanmadı. Bu yazının editörü, bugün hakemlerden şikayet eden arkadaşımız. Bunları yazan insan, söylemlerine dikkat etmeli. 'Hakemler de insandır.' Bu söyleme olduğu gibi katılıyorum ama bunu yazdıktan sonra hakemlere saldıramazsınız. Artık yıpranmış hakemlerle yürümeyelim, sahneyi genç hakemlere bırakalım dedik. Hata yapacaksa onlar yapsın, ama gördüğünü çalsın. Adil olsun, eyyamcılık yapmasın. Onun da bir yaşamı var, ailesi var, rızkı var. Biz onun genel kabul edilebilir olmasını istiyoruz. Türk hakemliğinin bu noktaya ulaşacağına inanıyorum. Alttan gelen çok kaliteli kadro var. Ben bunlara sadece cesaret tavsiye ediyorum. Gördüğünü çal.
Ben 2 yıldır Kadıköy'e gidiyorum, karşılandığımı hatırlamıyorum. Taraftarın içinden geçiyoruz, turnikelerden geçiyoruz. Bir olumsuzluk olmadı. Fenerbahçe’nin taraftarı centilmendir. Eleştirileri asla Fenerbahçe camiasına, taraftarına yapmıyoruz. Bize bir saldırıda bulunulursa, ona yanıt veririz. Öbür yanağımızı çevirmeyi biz pek sevmiyoruz. Bir karşılanma da beklemiyoruz. İlk geldiğimizde yemek daveti yaptık, katılmadılar. Saygı duyduk. Loca istediler, verdik. Onlar verir mi? Vermezse de saygı duyarım. Ben oraya camiamı temsil etmeye gidiyorum, o temsilde bulunmak durumundayım. Benim için karşılanmak önemli değil, benim taraftarımın nasıl karşılandığı önemli. Benim taraftarıma yüksek sesli hoparlörden ses verirsen, beni istersen altın tahtla karşıla, hiçbir önemi yok. Benim 500-600’e yakın taraftarım duyma zorluğu yaşadı. Gözlemci gelince hoparlörün sesi kısılıyor, gözlemci gidince maksimuma getiriliyor. Bunu yapmayın. Lütfen taraftarımıza iyi davranın. Bu bir spor müsabakası, Mohaç Meydan Muharebesi’ne gitmiyoruz. Yeneriz, yeniliriz. Fark yeriz, fark atarız. Bunlar olabilir, bunlar güzellikler. Bunu gerginliğe yöneltmeyelim, düşmanlığa yöneltmeyelim. Gülelim, takılalım.
20 yıldır Kadıköy’de kazanamıyoruz, tebrik etmek gerekir ama bu kırılacak. Ama benim dönemimde, ama başka birinin döneminde. O gün pazar günü mü? İnşallah o gün pazar günü olur.
Diagne konusuyla alakalı Brugge’le gerilimimiz oldu. 13 milyon yatırım yaptığımız bir oyuncunun heder olmasını istemeyiz. Çok sert bir uyarıda bulunduk bununla alakalı. Brugge başkanı konuya el attı, düzenli antrenmanlara başlattı. Aradaki mali sorunları da hallettik.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...