Olayın ertesinde sıkça tekrarlanan bir teraneydi; “Tıpkı Hollywood mamulü bir aksiyon gibi”... Arap teröristlerin kullandığı farz edilen uçaklar, ABD’nin kudretini simgeleyen İkiz Kuleler’e saldırıyor... Arnold Schwarzenegger’li bir aksiyonda da hiç de sırıtmayacak bir sahne... Zaten kaderin cilvesi mi demeli, 11 Eylül’ün Hollywood’a en erken yansımalarından biri, ilk ‘Örümcek Adam’ın fragmanından ve afişinden Dünya Ticaret Merkezi görüntülerinin alelacele çıkarılması oldu.
Daha sonra Hollywood, bu olayı gözlerden saklamaktansa tam tersine üstüne gitti, onu anlamlandırmaya çalıştı. Her damardan sinema ABD’nin bu büyük travmayı atlatma çabalarının adresi oldu. Sadece ‘United 93’, ‘Dünya Ticaret Merkezi’ gibi konuya doğrudan dalan filmler değil, süper kahraman maceralarında da, bağımsız filmlerde de bu konunun izleri bir tez doldurur.
‘Batman’ ve ‘Superman’ gibi yenilmez kahramanların kendi zayıflıklarının farkına vardıkları, Ortadoğu kökenli ABD vatandaşlarının her zamankinden daha görünür oldukları bir evrenden bahsediyoruz.
Michael Moore’un ‘Fahrenheit 9/11’i daha net bir resim çizilmesini sağladı kuşkusuz. Ama tüm bu meselenin Cumhuriyetçiler’in sorumsuzluğunun eseri olduğu çözümlemesi tatmin edici miydi? ‘United 93’de suikast uçağının gerçek hikâyesi, başka bir dönemde klasik bir kahramanlık hikâyesi olabilirdi. Uzun metrajın giriş-gelişme-sonuç dayatmasının uzağında, farklı yönetmenler tarafından çekilmiş kısa filmlerden oluşan ‘11 Eylül’ ise en akılda kalan 11 Eylül hikâyelerinden bazılarını barındırıyordu. Kısa filmlerle değilse de hikâyeleri kesiştirerek konuya dair genel bir resim çizme isteği de, 11 Eylül’ü sinemada anlamlandırma stratejilerinden. Absürt bir ABD panoraması yaratma iddiasındaki ‘American Dreamz / Amerikan Rüyaları’, “önyargılarımızı kıralım” gibi sade suya tirit bir anlayışla çekildiği sonradan iyice belli olan ‘Crash / Çarpışma’, her şeyi birbirine bağlama iddiasının küresel yansıması ‘Babil’ ve tüm iyi niyetine karşın 1970’lerin liberal Yeni Hollywood ‘kafasından’ devşirme bir anlayışın güncel petrol-siyaset-savaş bağlantılarını anlamlandırmaya yetmeyeceğini gösteren ‘Syriana’ ilk akla gelenlerden.
Ancak 11 Eylül söz konusu olduğunda söylenmek istenenler değil, yapılmak istenip de başarılamayanlar, ağızdan kaçanlar daha bir anlamlı. 11 Eylül sonrası hezeyanların artık zihnimizin bir köşesinde sağlam bir yer edindiği, ‘The Incredibles / İnanılmaz Aile’de güçten düşmüş süper kahramanlar, ‘Red Eye / Gece Uçuşu’, ‘Flight Plan / Uçuş Planı’ gibi uçaklı, havaalanlı gerilimlerin artışından da belli değil mi?
radikal
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |