İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, sanık avukatlarla ilgili suça konu eylemlere yer verildi.
Sanık avukatların 'PKK/KCK silahlı terör örgütünün önderlik komitesi' içerisinde yer alan ve '12 Eylül ile 28 Kasım 2007 tarihlerinde Abdullah Öcalan ile İmralı Adası'nda görüşme yaptıklarının anlaşıldığı' kaydedilen iddianamede, Öcalan'ın bu görüşmelerde talimat verdiğinin görüldüğü ifade edildi.
Talimatlar sonrasında 'Türkiye sınırları içerinde demokratik özerlik ilanında bulunduğu', 'demokratik özerlik temel alınarak kurumlar kurulmasıyla terör örgütünün adeta sözde alternatif devlet idaresi oluşturduğu', 'KCK Türkiye yapılanmasıyla ilgili sözde sözleşme hazırlandığı, hazırlanan sözleşmenin Demokratik Toplum Konfereralizmi (DTK) sözleşmesi olarak adlandırıldığı, bu sözleşmeyle yasama, yürütme ve yargı erklerinden oluşan yapılanma oluşturduğunun bilindiği' aktarılan iddianamede, şu değerlendirme yapıldı:
"PKK'nın faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması kapsamında yapılan çalışmalarda; KCK içerisinde 'alan merkezleri' adı altında KCK yürütme konseyi başkanlığına bağlı olarak 'KCK önderlik komitesi'nin oluşturulduğu, terörist başıyla görüşme öncesi ve sonrasında yürütme içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren örgüt mensuplarıyla üyelerin, terör örgütünün amaçları doğrultusunda oluşturulan komite bünyesinde kurulan Asrın Hukuk Bürosu'nda toplantı yaptıkları, PKK 'önderlik komitesi yürütmesi'nde faaliyet gösteren avukatların, terörist başı Öcalan ile yakalanan diğer örgüt mensuplarının vekilliklerini yaptıkları, terörist başı ve cezaevinde kalan diğer hükümlülerle yaptıkları görüşmeler sonrasında gündeme ilişkin siyasi gelişme, haber, örgütsel faaliyet ve açıklamaları Öcalan'a ilettikleri, aldıkları talimatları ise PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerine aktararak terör örgütüyle terörist başı arasında 'kuryelik' yapmak suretiyle terör örgütünün varlığını devam ettirebilmesi için alınan talimatlar doğrultusunda örgüt mensuplarının yönlendirilmesi ve örgütün stratejisini belirlemesinde görev aldıkları yönünde bilgiler elde edilmiştir."
Sanıklarla ilgili telefon görüşmelerine de yer verilen iddianamede, bu kişilerin savunmalarında, suçlamaları kabul etmedikleri, 'PKK terör örgütünün sözde önderlik komitesi' içerisinde yer almadıkları', 'telefon görüşmelerinin avukatlık göreviyle ilgili olduğu', 'İmralı'daki görüşmelerinin de avukat-müvekkil ilişkisi kapsamında bulunduğu' ve 'Öcalan'ın örgütsel talimatlarını, notlar alarak örgütün açık alan yapılanmasına iletme gibi bir durum olmadığı' yönünde beyanda bulundukları dile getirildi.
Sanıklardan Cengiz Yürekli'nin ise sorulara cevap vermediği ve susma hakkını kullandığı kaydedildi.
'Avukatların PKK'nın sözde 'önderlik komitesi' içerisinde yer aldıkları, İmralı'daki Öcalan'ın sözde avukatlığını üstlendikleri, sözde avukat-müvekkil ilişkisi adı altında örgüt elebaşının örgütün dışarıdaki açık alan yapılanmasına iletmek istediği örgütsel talimatları-mesajları örgütün dışarıdaki mensuplarına ilettikleri' öne sürülen iddianamede, şu ifadeler kullanıldı:
SANIKLAR ÖMÜZDEKİ GÜNLERDE HAKİM KARŞISINA ÇIKACAK
"Sanıkların örgüt elebaşının savunmasını yapmak adına bir çok örgüt mensubu avukat ile birlikte İstanbul Beyoğlu'nda bulunan, örgüt faaliyetlerine özgülenmiş Asrın Hukuk Bürosu isimli sözde hukuk bürosunda bir araya geldikleri, bu büro üzerinden hukuksal faaliyet adı altında örgütsel faaliyetlerine devam ettikleri, yine İstanbul'da sözde dernek adı altında faaliyet gösteren TUAD (Tutuklu Aileleri ile Dayanışma Derneği) isimli dernek üzerinden tutuklanan örgüt mensuplarına hukuki yardım sağladıkları, tutuklu örgüt mensuplarının ailelerine örgütün talimatları doğrultusunda ulaşarak herhangi bir ihtiyaçları olup olmadığını sordukları, yani bu sözde derneği de örgütsel amaçla kullandıkları, örgütün talimatları doğrultusunda cezaevlerinde süresiz açlık grevine giren örgüt mensuplarına destek için toplantılar organize ettikleri, örgüte müzahir basın-yayın organlarına demeçler verdikleri, yine o dönem örgütsel faaliyetlerin odağı haline gelen DTP (Demokratik Toplum Partisi) bünyesinde illegal yapılanma olarak sözde hukuk komisyonları kurulduğu anlaşılmıştır."
Avukat sanıklar Ali Maden, Baran Doğan, Cengiz Yürekli, İnan Akmeşe, Mahmut Taşçı, Mehmet Selim Okçuoğlu ve Rezan Sarıca'nın, 'silahlı terör örgütünü üye olmak' suçundan 7 yıl 6 aydan on beşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianame, gönderildiği İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıklar önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...