Çorum'a gelen Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, ilk olarak valiliği ziyaret etti. Bakan Pakdemirli, daha sonra otelde düzenlenen Sektör Toplantısı’na katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Pakdemirli, “Pandemi artık bize, eskiden yaptığımız gibi işlerimizi devam ettirmememiz gerektiğini ifade ediyor. Dönüm başı, hektar başı verimlilikleri artırmamız gerekiyor. Son 20 yılda ürünlerde dekar başına yüzde 40 seviyesinde bir artış var. Mısırda yüzde 112’lere varan bir artışımız var. Bunların hepsi Ar-Ge ve teknoloji ile oluyor. Pandemiden sonra bütün konuları gözden geçirmemiz gerekiyor. Türkiye yegane ayçiçeği üreticilerinden bir tanesi, yine kanola Türkiye toprakları için çok uygun. Kanola, dünyanın da en önemli yağlı ürünlerinden biri. Buğday ile çok kolay şekilde münavebe yapılabiliyor. Toprağı ıslah ediyor. Kuraklığa dayanıklı ve az su tüketiyor. Ülkemizin yağ ihtiyacını büyük oranda karşılama potansiyeli var. Hektar başına 204 liraya varan desteğimiz var. Yağ oranı yüzde 40-45 seviyelerindedir” dedi.
‘KURAKLIĞI GEÇİCİ OLARAK DÜŞÜNMEMEMİZ GEREKİYOR’
Küresel ısınma ve iklim değişikliğine dikkat çeken Bakan Pakdemirli, “Küresel ısınma ve iklim değişikliği kapımızda. Artık eskiden yaptığımız işleri yapmamamız lazım. Son 50 yılda sel ve kuraklık gibi afetlerin sayısı 5 misli arttı. İklim değişikliği nedeniyle de önümüzdeki 15-20 yılda tarımsal üretimde yüzde 15 ile 20 dolaylarında kayıp olacağı öngörülüyor. Kuraklığı hep birlikte yaşadık. Çorum’daki tarım alanları da kuraklıktan etkilendi. Kuraklıkla ilgili tedbirler aldık. Hububat ve baklagillerde dekarda başına 100 TL’ye varan destek, borçların ertelenmesi gibi ek tedbirler hayata geçirdik. Bu yıl 40 bin dekarın üzerinde bir alan sigortalandı. Kuraklığı artık geçici olarak düşünmememiz gerekiyor. Sigortaya biraz daha yönlenmemiz lazım. 2020’de kuraklıkla ilgili devlet desteğini yüzde 60’tan 70’e çıkardık. Hasar ödeme oranlarını da yüzde 80’lere çıkardık. Suyun yüzde 75’ini tarımda kullanıyoruz. Su sıkıntısı yaşayan bir ülkeyiz. Cumhuriyet tarihinde AK Parti iktidarına kadar yapılan barajların toplamı 275, son 19 yılda da 600’ün üzerinde baraj yaptık. Son 3 yılda da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde 72 barajı bitirmek bize nasip oldu. Yaklaşık 41 milyar liralık yatırım yaptık. Yatırımlarımız artarak devam edecek” diye konuştu.
‘FİYAT ARTIŞLARIYLA İLGİLİ ONLARCA ÇALIŞMA YAPTIK’
Bakan Pakdemirli, pandemi ve küresel belirsizliklerden dolayı emtia fiyatlarında artış olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Petrol ve doğal gaz fiyatlarında artış var. Belki yüzde 100 ve 200’lere varan fiyat artışları söz konusu. Çiftçimizle ve üreticilerimizle bunları konuşacağız. Emtia fiyatlarındaki artış bugüne kadar çiftçimizi ve üretecimizi etkilememiş olsa da bundan sonra maliyetler açısından etkileyecektir. Burada alacağımız en önemli tedbir şu; son 3 yıldır çiftçimizin emeğini yerde bırakmadık. Alın terini boşa akıtmadık. Hep doğru fiyat politikaları, doğru alım politikaları ve doğru piyasalar oluşmasını sağlayarak, hem hububatta hem bakliyatta doğru fiyatlara ulaşması gayreti içerisinde olduk. Bunu da ekseriyetle başardık, diyebilirim. Küresel ekonomik bir dalgalanmanın olduğu pandemi döneminde çiftçimizi üzmeden, moralini bozmadan, üretimde kalmasının gayreti içinde olduk. Hem üretici hem tüketici açısından gıda fiyat artışlarının çözümü için çalışmalar yapılması gerekiyor. Son derece artan fiyatlar, mutfaktaki enflasyonun da hem gelir anlamında hem de bunların sabitlenmesi anlamında çalışmalar yapılması gerekiyor. Fiyat artışları ile ilgili onlarca çalışma yaptık. Dünyadaki fiyat artışları ülkemize minimum yansımıştır. Bunun nedeni ise artırılan üretim, doğru alım politikaları ve doğru dış ticaret politikasıdır. Fiyat artışlarının minimum seviyede olması gayreti içinde olduk. Bunda da başarılı olduk.”
‘SÖZLEŞMELİ ÜRETİME GEÇMEK LAZIM’
Gıda fiyatlarındaki artışla ilgili kısa vadeli çözümler ortaya koyduklarını kaydeden Bakan Pakdemirli, “Yapısal olarak en önemli değişimi sözleşmeli üretimde görüyorum. Sözleşmeli üretim Türkiye’nin de bildiği bir konudur. Gelişmiş ülkelerde yüzde 80-85 oranında sözleşmeli üretim olduğunu görüyoruz. Bizde bu oran yüzde 5 seviyesinde. Bizim çiftçimiz ve üreticimiz, ektiği ürünü kaç liraya satacağını bilmiyor. Harman zamanına kadar bir iddia oynuyor. Çiftçimizin daha konforlu olması için hızlı bir şekilde sözleşmeli üretime geçmesi lazım. Türkiye bu alanda geç kalmıştır. Ana muhalefet partisi lideri çıkıyor ve taban fiyatlarıyla ilgili bazı açıklamalarda bulunuyor. Çözüm taban fiyatlarında değil. Türkiye artık serbest piyasa ekonomisinden geriye dönemez. Türkiye, ithalat ve ihracata açık, bu işleri taban fiyatıyla yürütemezsiniz. Bu işleri sözleşmeli üretimle yaparsanız. Sözleşmeli üretimle ilgili yasal mevzuat eksiğimiz var. Bunun tamamlanması lazım. Bunu Meclis’te görüşüyoruz. Sözleşmeli üretimin, toplam üretim içindeki payını artırmamız gerekiyor, bunu bir an evvel devreye koymamız lazım. Özellikle yapısal değişikliğin en başında sözleşmeli üretim geliyor. Tarımsal üretim yıldan yıla artıyor. 2021 yılında üretime 24 milyar destek verildi. 2022’de 26 milyar liraya kadar çıkacak” dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...