50 yaşındaki ünlü sunucu Saba Tümer, Exxen'de yayınlanan Katarsis programına konuk oldu. Hayatıyla ilgili bilinmeyenleri anlatan Tümer, annesinin kaybından dolayı hızlı büyüdüğünü ve hayatında yaşadığı en ilginç olayı anlattı
."ÇOCUK DOĞURMAK BANA TERS GELDİ"
Yaşadıklarından dolayı çocuk sahibi olmak istemediğini söyleyen Saba Tümer, kendisini etkileyen olayları şöyle anlattı: "Çocukluk fotoğraflarıma baktığımda 'ay ne kadar mutluyduk' diyorsun. Sonra 'mutlu muyduk acaba?' diyorsun. Bu bir sürü soruyu da beraberinde getiriyor. Bir taraftan aile olarak düşünüyorsun, bir taraftan kendi hayat mücadelen geliyor. Çocuk doğurmak bu yüzden bana ters gelmiştir. İçinden bilmediğin bir şey çıkacak. Sağlıklı mı olacak, sağlıksız mı olacak, nasıl biri olacak? Hiçbir şey bilmiyorsun. Daha sonra hayatında geçireceği evreleri de bilmeyeceksin... "Tabii ki sen bir anne ya da baba olarak belli bir zamana kadar onun yanında olacaksın ama bu da bir yere kadar. Sonra yine bunu bilemeyeceksin. Annem vefat ettiği gün teyzem bana 'ben çocuklarıma bu acıyı yaşatmamak için evlenmedim' demişti. Ben de bundan dolayı çocuk yapamadım. Ona böyle bir kötülük yapmamak için."
"KORSANLAR, BABAMIN İÇİNDE OLDUĞU UÇAĞI KAÇIRDI"
Hayatındaki en ilginç olayı anlatan Saba Tümer, sözlerine şöyle devam etti: "Babamın içinde olduğu bir uçak korsanlar tarafından kaçırıldı. Ben o zamanlar ortaokul birinci sınıftaydım. Annem, kardeşim herkes ağlıyordu. Bütün İzmir neredeyse bizim evde toplandı. Ben 'kaçırıldı ama nasıl olsa bırakırlar' diye düşünüyorum...""Sonra bir telefon geldi. Hürriyet gazetesinden fotoğraf çekmeye birilerinin geleceğini söylediler. O yaz çok güzel yazlık kırmızı çizmeler alınmıştı bana. Ben beyaz pantolon, beyaz gömlek, kırmızı çizmeler giydim. 'Ben hazırım' diyerek salona gittim. Evdeki herkes şoke oldu beni grand tuvalet görünce. İyice süslenmiştim. Fotoğrafımız çekildi. Gazete ile ilk bu şekilde tanıştım."
"ANNEM ÖLDÜKTEN SONRA GERÇEK HAYAT BAŞLADI"
Yıllar önce annesinin ölümüyle yıkılan ünlü isim, "Annemi genellikle zırt pırt arardım. O gün annem Çeşme'deydi, ben de İzmir'de bir arkadaşımın düğünündeydim. Annemi aradım, 'Herhalde ben bugün İzmir'de kalırım. Sen beni merak etme' dedim. Ardından bir his doğdu içime ve bu telefon görüşmesinin üzerine 'yine annemi aramam lazım' diye dolandım durdum. Telefonda yine 'Anne ben İzmir'de kalacağım' dedim. O da bana 'Biliyorum kızım, söyledin bunu' dedi. Olsun anne ben yine söylemek istedim diye karşılık verdim. Sonra iyi olup olmadığını sordum. 'İyiyim dedi ve telefonu kapattık...""Kaldığım eve sabaha karşı Armağan eniştem geldi. 'Çeşme'ye gidiyorum, annen rahatsızlandı istersen birlikte geçelim' dedi ve evden ayrıldık. Annemi kalp krizinden kaybetmişiz. Çok ağladım. Kardeşim Ankara'da okuyordu. 'Ona nasıl söyleyeceğiz?' diye düşündük durduk. O an gerçek hayat başladı resmen. Tüm her şeyin sorumluluğu üstümde kaldı ve hiç bu gitmedi. Eskiden hayatta bir samimiyet vardı, eski alışmış olduğun samimiyetin olmadığı görmek insana bir tokat gibi çarpıyor. Ne yapacağını nasıl yapacağını bilmiyorsun" dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...