"Cumhuriyet gazetesi hakkında devam eden soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Murat İnam Selam Tevhid dosyası şu 25 anda Yargıtay 16. Ceza Dairesinde görülüyor. Burada sanıklardan birisi olarak ismi geçmektedir, yargılaması da tutuksuz olarak devam etmektedir.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bu davada 54 hâkim ve savcı hakkında kovuşturma izni verdi ve bu çerçevede dava görülüyor. Bunlardan 49'unun şu anda meslekle ilişiği kesilmiş durumda, 49 kişinin. 3'ü KHK'lar çıkmadan önce meslekle ilişiği kesilmiş, geri kalan 46'sı ise KHK'dan sonra meslekte kalmaları uygun görülmediğinden meslekle ilişiği de kesilmiştir. Diğer 5 kişiyle alakalı da Fetullahçı terör örgütü bağlantısı ve üyeliği irtibatına ilişkin meslekten uzaklaştırılmalarını gerektirecek nitelikte yeterince bir veri ve kanaat oluşmadığından açığa alınma işlemi de yapılmamış, meslekten uzaklaştırma uygulaması da bunlarla ilgili uygulanmamıştır. Tabii, bu, yargılama sonucunu da bekleyecektir, şu anda HSYK, elindeki verilere göre bu kanaatini ortaya koymuş ve böyle bir uygulama yapmış. Yargılama sonucunda çıkacak karara göre de HSYK'nın kararı değişecektir çünkü yargılama yeni bir veri ve delil ortaya koyacaktır.
"USÜLSÜZ DİNLEME VE İZLEMELERLE İLGİLİ"
Murat İnam, bu Selam Tevhid dosyasında iddianamede de adı geçen kişiyle alakalı... Bir defa dinleme, teknik araçlarla izlenme, gizli olarak ses ve görüntü kaydı alınmasına dair talepte bulunmuş kendisi. Oradaki usulsüz ve kanuna aykırı dinleme ve izlemelerle ilgili durum bu. Bu, tabii, yargılama sonucunda ortaya çıkacak bir durumdur.
"DELİLLER SAVCIDAN OLUŞMUYOR"
Tabii, bir davada yargılanan kişiye bu tür bir soruşturmanın verilmesini ben de bir talihsizlik olarak görüyorum. Olmaması daha doğrudur. Ancak, bu Cumhuriyet gazetesine dönük soruşturmadaki iddialar, daha doğrusu deliller savcıdan oluşmuyor, savcı değil delil yani, başka deliller nedeniyle soruşturma devam ediyor ve bu soruşturma o çerçevede yürüyor. Ancak, keşke böyle bir görevlendirme yapılmamış olsaydı daha iyi olurdu, daha da doğru olurdu. Ben bunu da her defasında ifade ederim çünkü bu, bu tartışmalara zemin hazırladı. Buna gerek yoktu, başka birisi pekâlâ yapabilirdi ama böyle de bir sonuç ortaya çıkmış durumda. Tabii, bizim, savcıları değiştirme yetkimiz, görevimiz de yok; o, tamamıyla başsavcılığın iş bölümü çerçevesinde yürüyen işler. İşte bu soruşturmaları yürüten başsavcı vekili kendine bağlı savcılar arasında dosyaları tevzi ediyor.
"FETÖ İRTİBATI BULUNSAYDI HSYK TEREDDÜT ETMEZDİ"
Burada da bir kötü niyetin olmadığını çok net ifade ederim çünkü ben, bizzat bu konuya, dün burada gündeme gelmesinden sonra alaka gösterdim. Hem cumhuriyet başsavcısıyla konuştum hem de HSYK Başkan Vekilimizle bu konuyu detaylı bir şekilde konuştum. Her ikisinden de aldığım bilgileri burada paylaşıyorum. Bununla ilgili, FEÖ irtibatı, üyeliği ve iltisakına dair bir kanaat oluşmuş olsaydı, bugüne kadar bu kanaatle, oy birliğiyle 3.456 hâkim ve savcının meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar veren HSYK, bu konuda tereddüt etmezdi. Ben ona inanıyorum çünkü yargının bu konuda güvenilirliğini sağlamak, bağımsızlığını ve tarafsızlığını korumak için bu adımın atılması gerektiğine herkes inanıyor."
Sabah
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |