Bir dönem yurt dışından MOSSAD kontrolünde attığı videolarla konuşulan Sedat Peker'in Ergenekon tertibi dönemindeki tutumu gündemde. Konu, bir Twitter sohbetinde Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in “Sedat Peker'in Ergenekon davasındaki savunmasını okursanız orada Fetullah Gülen'e zarafetli selamları, göndermeleri olduğunu görürsünüz.” sözleri üzerine konuşulmaya başlandı. FETÖ'nün devleti tamamen ele geçirmek için kurduğu kumpaslardan Ergenekon'da, suçlamalara dayanak için organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker gibi isimler dosyaya monte edilmişti. Ergenekon duruşmalarında Vatan Partililer en baştan itibaren dosyanın bir ABD/FETÖ tertibi olduğunu, Vatan Partisi'nin, TSK'nın, yurtseverlerin hedef alındığını açıkladı. Hem diğer sanıkları hem Türk kamuoyunu uyardı. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, FETÖ'cü hakimlerin yüzüne “Bizim çıktığımız koğuşlara siz gireceksiniz” dedi. Öyle de oldu.
Peker'in davadaki savunmalarında FETÖ'den bahsetmemesi bütün sanıkların dikkatini çekti. Kumpas suçlamalarına herhangi bir mahkemede yargılanır gibi yanıtlar verdi. FETÖ'ye dokunmadı. Aksine, yaptığı hiçbir çalışmanın 'herhangi bir cemaati' hedef almadığını üzerine basa basa söyledi. Peker, Ergenekon davasında 22 Nisan 2013'te esasa ilişkin son savunmasını yaptı. Hakkındaki suçlamalardan biri 'Öztürkler' isimli haber sitesini 'Ergenekon terör örgütü' amaçları doğrultusunda kurduğuydu. Savunmasında böyle bir örgütün varlığını reddetmeyerek heyete mesaj veren Peker, bir anlamda davayı meşru saydı. Sadece 'Ak Parti ya da herhangi bir dini cemaatle ilgili aleyhe haber olmadığını' söyledi. Böylece tertibin sahibi olan 'cemaate' selam yolladı.
'SAÇ TELİ KADAR MÜMKÜN DEĞİL'
Peker, tezini şöyle savundu:
Sayın başkanım mesela şöyle bir şey olmuş olsa 10 sene sonra diyelim ki, AK Parti iktidardan gitse fikirleri çok sert olan, uçlarda dolaşan bir partiler diyelim ki iktidara gelmiş olsa, deseler ki 'Ya Sedat Peker sen bir tane internet sitesi açmışsın. Sen bu internet sitesinde neden hiç AK Parti ile ilgili cemaatlerle ilgili veya milliyetçi muhafazakar dünya görüşüne sahip insanlarla ilgili 8, 10 senede Allah rızası için bir tane insan aleyhte haber yapmaz mı deseler... Bu belki kanuni değildir, bu da vicdani değildir ama bir saç teli kadar insan düşünür ya der ki; e böyle bir soru sorulabilir der. Ama biraz önce anlatmış olduğum Sayın Savcılarımızın mütalaaya Öztürkler internet sitesinin suçlayıcı amaçla koyması inanın ki efendim saç teli kadar bile mümkün değildir.”
'BALYOZCULAR GİBİ DEĞİLİM' ŞERHİ
27 Ocak 2012 tarihli, tutuklandığı duruşmada da, mahkeme heyetini cemaatlere asla karşı olmadığı konusunda ikna etmeye çalışıyor. Peker, “Saygıdeğer Başkanım, bizim burada yargılanmış olduğumuz terör örgütü amaç olarak ihtilale zemin hazırlamak, ihtilal gerçekleştikten sonra da dindar, inançlı kesime yönelik bu ihtilalin olması yönünde kamuoyunda bir algı var ve bu şekilde kabul ediyor.” diyerek Balyoz davasındaki sözde darbe belgelerinden örnekler veriyor.
Peker böyle bir 'yapının' içinde olamayacağını “Saygıdeğer Başkanım 1980 senesinin sonlarında cennet mekan Seyit Raşit Muhammed Erol Hocamızın Adıyaman’dan Ankara Pursaklar’a geldiğine daha orda ki külliye inşaatı başlamadan hayır duasını almak için ziyaret etmiştik, tövbe almıştık.” örneğiyle anlatıyor.
'CEMAATLERİN HİZMETLERİYLE İLGİLİ OLUMSUZ DÜŞÜNCEM YOK'
Peker'in FETÖ ile özdeşleşen 'hizmet' kavramına gönderme yapması da dikkat çekiyor:
İddia edilen böyle bir yapının mana aleminde bakıldığında, benim üyesi olabilmem ne akla, ne mantığa ait değildir. Saygıdeğer Başkanım, daha öncede söylemiştim; huzurda bulunan sanıkların birçoğu ayrı ayrı dünya görüşüne sahip insanlar. Yani burada söylenen bir şey bir kişi tarafından bu şekilde algılanmayıp sanki bütün sanıkların ortak fikriymiş gibi algılanıyor. Mesela hayata bakış açılarından dolayı bazı sanık arkadaşlar dini cemaatlerle veya bu cemaatlerin hizmetleriyle ilgili olumsuz düşünceleri olabiliyor. Ancak şahsımın ve burada bulunan başkaca başka bazı sanık arkadaşlarımızın bu yönde bir düşüncesi yoktur. Bunu söylememin sebebi davamızla ilgili olmasa da sadece şerh olarak düşmektir.
FETÖ'CÜLERİN ÖNÜNDE 'EFENDİM'!
Peker'in Ergenekon duruşmalarında FETÖ'cü hakimler karşısındaki saygılı duruşu ile son günlerde gündeme gelen videolarındaki tavır farkı dikkat çekiyor. Duruşmalarda 'sayın', 'saygıdeğer', 'efendim' kelimelerini dilinden düşürmeyen Peker, takım elbisesi ve kıravatıyla sakin bir uslupla hakkındaki suçlamalara yanıt veriyor.
'SAYGIYI HAK EDEN İNSANLARSINIZ'
Peker 21 Mayıs 2009 tarihli duruşmadaki savunmasında FETÖ heyetine övgüler diziyor:
Şimdi efendim dikkat ederseniz hem ben hem diğer sanıklar sizin karşınıza geldiğimiz zaman mütemadiyen kıyafetimize, konuşmalarımıza, hitabetimize, davranışımıza dikkat ediyoruz çünkü siz kanunu temsil ediyorsunuz, siz kanun adamısınız. Şahsınız ayriyeten saygıyı hak eden insanlarsınız. Kanun ne demiş, emir vermiş; 'Sedat Peker huzura getirilsin.' Geldik huzurdayız diyebilecek bir şeyimiz yok. Savunmamı bu şekilde efendim sonlandırıp yüksek mahkemenizin, sayın savcılığın ve diğer sanıkların soracağı sorular varsa onlara da hazır olduğumu saygılarımla arz ediyorum.”
'SAYIN SAVCILIK DEDİYSE DOĞRUDUR'
FETÖ'cü savcı Mehmet Ali Pekgüzel, savunmasının ardından Peker'e sorular yöneltti. Sorulardan biri Veli Küçük'ün ajandasında bulunduğu iddia edilen notlardı. Bunun üzerine bazı açıklamalar yapan Peker önce itiraz etmeye çalışıp sonra savcılığa hak veriyor, “Yani bunların terör örgütü kapsamında değerlendirilmesini ben kendimce doğru bulmuyorum. Ama tabi sayın savcılık böyle buluyorsa doğrudur, o şekilde kabul görmüştür.”
'ZAMAN GAZETESİ'Nİ BELİMİZİN ALTI HİZAYA KOYMAZDIK'
Suç örgütü lideri Sedat Peker’in video yayınlamaya başladıktan sonra kapatılan kişisel internet sitesinde, FETÖ’ye yönelik yazısı olduğu ortaya çıktı. Peker yazısında bir dönem sırf Fetullah Gülen’in yazıları çıkıyor diye Zaman Gazetesi'ni bel altında hizaya koymadıklarını söyledi. Peker bir dönem sahip olduğu Ses Dershanesi ve Yunus Emre Koleji'nde FETÖ'cü öğretmenleri çalıştırdığını da burada itiraf etti.
Yazıdan bazı bölümler şöyle:
Paralel yapıya gönül vermiş bazı genç arkadaşlarımız, benim geçmiş yıllardaki hizmet hareketine yakın olduğuma inanmadıklarını söyleyerek böyle bir şeyi kanıtlarsam hizmet hareketinden ayrılacaklarını söylemişler. (...) Benim hizmet hareketine sevgi duyduğum destek verdiğim yıllarda, son yıllardaki gibi cemaate zenginlik ve makam bulaşmamıştı.
Ayrıca şimdi hatırladığımda kendimize kızdığım ve güldüğüm birçok saçma huyumuz da vardı. Biz Fethullah Gülen'in Zaman Gazetesi'nde her gün farklı isimlerle yazılar yazdığını bildiğimizden, biz Zaman Gazetesi'ni belimizin altında hizaya koymazdık. Biz hizmet hareketini ve onun liderini bir gün Birleşik Türk Devletleri’ni kuracak kadroları yetiştiren bir cemaat olarak görüyorduk.
'KORUMAMI ÜZERLERİNDEN EKSİK ETMEDİM'
“Yaşıtlarım henüz üniversite öğrencisiyken ben Yunus Emre kolejlerinin, Ses dershanelerinin sahibiydim. Her iki eğitim kurumunda olan öğretmenlerin profili incelendiğinde yarısının ülkücü, yarısının da cemaat kökenli olduğu görülecektir. 1990’lı yıllarda hizmet hareketinin hem burs, hem kurban, hem de himmet toplantılarına benim adıma katılanlar, genç iş adamları arasında her zaman birinci olurlardı. Toplantılara katılan arkadaşların benim adıma katıldığını zaten üst kademenin hepsi biliyordu. Sadece bunlar mı? Sokaklarda ve mekanlarda rahat bir şekilde tebliğlerde bulunabilsinler diye korumamı hiçbir zaman üzerlerinden eksik etmedim.”
ÖRGÜTÜN DERGİSİ AKSİYON’A RÖPORTAJ
Peker'in FETÖ'nün dergisi Aksiyon'a röportajı da dikkat çekici. 11 Nisan 2011 tarihli röportaj beklenmedik bir isim üzerinden 2019'da gündeme geldi; FETÖ'cü Adem Yavuz Arslan. Röportaj Peker'in, Ergenekon davasında tutuksuz, hakkındaki diğer davalarda tutuklu yargılandığı dönemde yapıldı. Dergi'ye avukatı aracılığıyla yanıt gönderdi. Röportajı yapan da 15 Temmuz'dan sonra FETÖ'den tutuklanan ve hapis cezası alan Haşim Söylemez...
Röportajın girişinde Söylemez'in Peker hakkında övgü dolu ifadeleri yer alıyor:
Sedat Peker, ‘yeraltı dünyası’ ile özdeşleşmiş isimlerden biri. Yakınlarına göre o ‘iyi kalpli bir baba’. Bu yüzden, ‘Reis’ lakabının, milliyetçi duruşundan ziyade muhtaçların yardımına koşmasından kaynaklandığı söylenir. Peker, genç yaşına rağmen ‘başından büyük’ işlere bulaştı. (...) Cezaevi sürecinin hayatını ciddi anlamda değiştirdiğini söylüyor. Zamanında yanlışlar yaptığını, hatta bazen şımardığını kabul edip artık aynı hataları tekrarlamayacağını vurguluyor.
Satır aralarında iç muhasebesine dair bilgiler verirken, bazı kritik olaylara da ışık tutuyor. Bunların başında Devrimci Karargâh davasında yargılanan eski emniyetçi Hanefi Avcı hakkında söyledikleri geliyor.
'TUTUKLAMALARI GERÇEKTEN ÖNEMLİ BULUYORUM'
Peker “Ergenekon davasına nasıl bakıyorsunuz? Bu dava Türkiye için bir avantaj mı dezavantaj mı?” sorusuna şu yanıtı verdi:
Gelişmiş tüm ülkelerde bu tip dava süreçleri yaşanmış. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu davaların yaşanması kaçınılmaz. Son zamanlardaki tutuklamaları gerçekten önemli buluyorum. Gazeteci kisvesi altında kitleleri birbirlerine düşman etme ve ülkeyi yaşanmaz hâle getirme amacı taşıyan bürokrat ve gazetecilerin tutuklanmalarını gerçek dava olarak görüyorum. Şunu unutmamalıyız; elinde silah olan biri en fazla 5-10 kişiyi öldürebilir. Ancak elindeki kalemini silah olarak kullanan kişi kitleleri birbirine düşman edip birçok kişinin ölümünden sorumlu olabilir.
'MAHKEMEDE ANLATACAĞIM'
Sonrasında eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile ilgili iddialarda bulunan Peker, Avcı'nın kendisine bazı itirafçıları teslim ettiğini, onların kirli işlerde kullanıldığını öne sürdü. Peker “Tüm bunları ve başka birçok şeyi mahkemede anlatacağım. Savcılık da üzerine düşeni yapacaktır.” dedi.
“Ergenekon savcısına bilgi vermek istediğiniz doğru mu? Bu bilgilerin muhtevası nedir?” sorusu üzerine Peker şunları söyledi: “Hanefi Avcı ve itirafçı ekibiyle ilgili mahkemede açıklamalarda bulunacağım. Zaten savcılığın bunun üzerine otomatik olarak harekete geçeceğini düşünüyorum. O zaman kendisi (Avcı) zannederim Ergenekon üyeliğinden değil yöneticiliğinden yargılanacaktır.”
'NURSİ'NİN GELENEĞİNDEN DEĞERLİ ALİMLER'
Bir soru da şöyle: “Bazı internet sitelerinde uzun tarih değerlendirmeleri ile İslam - tasavvuf ve tarikatlara ilişkin yazılarınıza rastlıyoruz. Nihal Atsız’ın Türkçü fikirleri ve duruşundan sonra başka bir senteze doğru mu kaydınız?”
Peker burada FETÖ'ye Said Nursi üzerinden göz kırpıyor: “Beni eskiden beri tanıyan herkes, gençliğimin ilk yıllarında Necip Fazıl Kısakürek üstadın, büyük dava adamı Mehmet Akif Ersoy’un, Nihal Atsız hocanın ayrıca Bediüzzaman Said Nursi’nin ve o geleneği takip eden değerli âlimlerin etkisinde kaldığımı bilir.”
2010 HALK OYLAMASININ 'EVET'ÇİSİ
Peker röportajda, FETÖ'nün özellikle yargıda güçlenmesine yol açan 12 Eylül 2010 halk oylamasında 'evet' oyu çıkması için cezaevinde bulunan tutuklulara yönelik çalışmalarını da övünerek anlatıyor.
Röportajın sonunda derginin o zamanki Genel Yayın Yönetmeni Bülent Korucu'nun değerlendirmesi de yer alıyor. “Peker’in konuşması neden önemli?” diyen Korucu, okurları Peker'in samimiyetine ikna etmeye çalışıyor: “Kendine yeni bir hayat kurmak, geçmiş hatalarından ders almış biri olarak yeniden başlamak istediğini söylüyor. (...) Kendi el yazısıyla gönderdiği cevapların bir kısmı beni şaşırttı. Söz konusu kısımlar sözlerinin samimi olabileceğine dair kanaatimi artırdı.”
'ULUSALCININ ATATÜRKÇÜNÜN SOSYALİSTİN SELAMI EKSİK OLSUN'
SEDAT Peker'e “Silivri’de manevi olarak bir değişim yaşadığınızı duyuyoruz. Eğer öyleyse bu durum, ulusalcı-Atatürkçü-sosyalist çizgideki diğer tutuklularla ilişkinizi nasıl etkiliyor?” sorusu soruluyor. Yanıtı şöyle: Benim çizgimin ne olduğunu herkes gibi buradakiler de bilir. Sağ olsunlar şahsıma herkes tarafından sevgi, saygı gösterilmekte. Ancak sizin dediğiniz gibi bir düşünceye bürünenin sevgisi de, saygısı da, selamı da eksik olsun.
'ÇOCUKLARIMI HİZMET EVLERİNDE YETİŞTİRDİLER'
Peker, Cumhurbaşkanı'yla fotoğrafı nedeniyle FETÖ'cüler tarafından 'mafya babası' diye anılmasının üzerine Twitter hesabından açıklama yapmıştı. Kendisini eleştiren FETÖ'cülere sitem eden Peker'in 14 Haziran 2015 tarihli paylaşımları şöyle:
Hocaefendiye abi bir şey olursa cemaate kim abilik yapar diye düşünüldüğünde akla gelen isimlerden ilk birkaçı olan kişiler, ben eğer ki mafyaysam benimle niye görüşmüşler Emre Uslu. Benimle görüşmeye gelen isimleri söylememem benim kalitemdir. Ancak beni yalancılıkla suçlarsan isimlerini açıklamak zorunda kalırım.
-Eğer ki ben mafyaysam benim çocuklarımı hizmet evlerinde niye yetiştirdiler Emre Uslu.
-Eğer ki ben mafyaysam 92 yılından itibaren düzenli olarak benden neden himmet, kurban, burs adı altında astronomik bağışlar kabul ettiniz.
-Eğer ki ben mafyaysam hocaefendinin isminin yazdığı ve sadece 10 tane olan altın saatten bana neden hediye yolladınız Emre Uslu.
-Eğer ki ben mafyaysam Kimse Yok Mu Derneği'ne benim kundaktaki çocuğum adına gönderdiğim yüklü bağışları neden kabul ediyordunuz Emre Uslu.
-Eğer bunlar yetmediyse sana sabaha kadar ıspatı kesin maddeler yazabilirim. Anladın mı Emre Uslu.
Peker bundan 5 yıl sonra, yurt dışına kaçarak, MOSSAD kontrolünde yayınladığı videolardan birinde saat iddiasını FETÖ'cüler arasında tartışma yaratmak için attığını öne sürdü. Ancak FETÖ ile ilişkisine dair diğer itiraflarını yalanlayamadı. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in avukatları saat konusunu yalanlasa da diğer konularda hiçbir açıklama yapmadı. (AYDINLIK)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |