Yılmaz, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları çerçevesinde, okullardan gelen öğrencileri makamında kabul etti. Öğrencileri tek tek selamlayan ve sınıflarına ilişkin bilgi alan Yılmaz, koltuğunu bir süreliğine Kocatepe Ortaokulu 5'inci sınıf öğrencisi İpek Merve Deniz'e devretti.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayan Yılmaz, yaptığı konuşmada, çocuklarına bayram hediye eden başka bir ulus bulunmadığına işaret etti. Bunun için başta cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal ve çalışma arkadaşları olmak üzere emeği geçenleri rahmetle şükranla yad ettiklerini dile getiren Yılmaz, "Çağlar geçtikçe daha da önemi anlaşılan bir değeri bize armağan ettikleri için, bizler de inşallah onların koymuş olduğu çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkmak için çalışıyoruz, çalışacağız." dedi.
Bakan Yılmaz'ın koltuğunu devralan İpek Merve Deniz, anne ve babasının işitme engelli olduğunu belirterek, konuşmasını işaret diline de çevirerek yaptı.
Deniz'in konuşmasının ardından, "İşaret dilini seçmeli ders yapalım." talimatını veren Yılmaz, bu dersin okutulmasının öğrenciler için ilave bir kazanım olacağını vurguladı.
Bakan Yılmaz, daha sonra makamına oturan öğrenciye, eğitimde ne gibi değişiklikler yapmak istediğini sordu.
"Temsili" Milli Eğitim Bakanı Deniz, okullarda engelliler için destekleyici mekanizmalar kurulmasını istedi. Engellilere yönelik asansör ve cihazların yapılması gerektiğine işaret eden Deniz, 2019 sonuna kadar geçilecek tekli eğitimin her çocuğun hayali olduğunu, kendisinin de ikili eğitim konusunda sıkıntı çektiğini dile getirdi. Yılmaz, öğrencinin açıklamaları üzerine, her okulu engelsiz hale getirmek gerektiğini ifade ederek, bu konuda epey yol alındığını ancak hala eksikliklerin bulunduğunu söyledi.
Tekli eğitime 2019 sonuna kadar geçileceğini, sınıflardaki öğrenci sayısının 30’un altına düşmesini hedeflediklerini kaydeden Yılmaz, makamında kabul ettiği öğrencilere tek tek sınıflarındaki öğrenci sayısını sordu. "31, 32, 37, 46" yanıtları alan Bakan Yılmaz "Burada 46 rakamında sıkıntı var." dedi.
Öğrencinin eğitim gördüğü okulun tekli eğitim yaptığını öğrenen Bakan Yılmaz, İstanbul, Ankara, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da okul ihtiyacının bulunduğunu bildirdi. Bu yıl Ankara'ya pozitif ayrımcılık yaptıklarını belirten Yılmaz, şehre toplam 7 bin 500 derslikten oluşan 212 okul yapılacağını açıkladı.
Okul öncesi eğitimi yaygınlaştıracaklarını, kodlama eğitiminin de önümüzdeki yıldan itibaren 1'inci sınıftan 12'inci sınıfa kadar verileceğini kaydeden Yılmaz, kodlama eğitimine ilişkin, "Bununla ilgili gerekli hocalarımızı da alırız. Yetişmiş insanlarla, pilot illerden başlamak üzere eğitime başlayacağız." bilgisini paylaştı.
Tekli eğitim, okul öncesi eğitim, kodlama eğitimi ve beşinci sınıfların yabancı dil ağırlıklı olması yönündeki çalışmalarla 3-4 yıl sonra Türkiye'nin eğitiminin yeni bir ufka açılacağını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Evlatlarımıza güveniyoruz. Emanet ehil ellerde. Gazi Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti gençlere emanet etti. Bayram çocukların, cumhuriyet gençlerin. Cumhuriyetin de sahibi sizsiniz, ülkenin de sahibi sizsiniz, cumhuriyetin de koruyucusu sizsiniz, cumhuriyeti gelecekte şekillendirecek olan da bu ülkenin mimarları da sizsiniz. El birliği içerisinde Türkiye'yi çok iyi bir hale getireceğiz."
Bakan Yılmaz'ın koltuğunu devrettiği öğrenci Deniz, her çocuğun işaret dilini öğrenmesi gerektiğini belirterek, her ilçede de işaret dili tercümanının bulunmasını istedi. Tüm çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı
işaret dili ile de kutlayan Deniz, Bakan Yılmaz'a teşekkür etti.
Deniz, konuşmasını, çocuklara eşsiz bir bayram armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, milli irade ve demokrasinin hakim olduğu bir gelecek sağlamak için canlarını feda eden 15 Temmuz Milli İrade ve Demokrasi şehitlerine ve bu vatan uğruna canlarıyla, kanlarıyla destan yazan tüm şehitleri rahmet ve minnetle anarak tamamladı.
Bakan Yılmaz, daha sonra kabul ettiği öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Bir öğrencinin, "Sizden bir ricam olacak kabul ederseniz. Ben üniversite sınavı ile ilgili bir şey söylemek istiyorum. İnsanların geleceğinin bir sınava bağlı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Sınavın olduğu gün insanların başına bir sürü olumsuzluklar gelebiliyor. Bunu size söylemek için çok bekledim. Üniversite sınavını ilkokula, ortaokula, liseye dağıtabilirsek insanların başarısını, ilgisini daha çok ilerletiriz. Tek bir sınava bağlı olmaması gerekiyor." sözleri üzerine Bakan Yılmaz, şöyle konutu:
"Aynen senin gibi düşünüyorum. Tebrik ediyorum. Şimdi Yekta Bey'e de (YÖK Başkanı Yekta Saraç), ÖSYM Başkanımıza (Ömer Demir) da söyleyeceğim. 'Üniversiteye girişte sadece bu sınavı dikkate alma, lisedeki, ortaokul ve ilkokuldaki başarıları da dikkate al' diyorsun değil mi? Evet bunu bir söyleyeceğim, bakalım bir çalışma yapsınlar." diye konuştu.
Öğrencinin "bir değil, birçok sınav" sözleri üzerine Bakan Yılmaz, "Birçok sınav... Bu normalde, AK Parti'nin Hükümet Programı'nda da var." hatırlatmasında bulundu.
12 yıllık zorunlu eğitimin üniversite eğitiminin de zorunlu tutularak, 16 yıla çıkarılmasını isteyen bir başka öğrenciye Bakan Yılmaz, "Tebrik ediyorum. Eğitim ne kadar artarsa insanların önüne daha çok fırsatlar açılır. Bununla aynı fikirdeyiz. Ülkenin ekonomik durumu da dikkate alınarak belli bir süreç içinde niçin olmasın? " diye konuştu.
Mithat Enç Görme Engelliler İlkokulundan bir öğrencinin, satranca ilgisini sorması üzerine Bakan Yılmaz, iyi satranç oynadığını belirterek, "Ustaların yarısıyım, öyle diyeyim. Okuldayken bana da satranç ustası derlerdi ama 'üstad' derlerdi. Satrancı iyi bilirim, öyle diyeyim." şeklinde konuştu.
Türkçe, tarih, sosyal bilgiler derslerini çok sevdiğini aktaran Yılmaz, korktuğu matematik dersine çok çalışarak en yüksek not alan öğrenciler arasına girdiğini anlattı.
Milli Eğitim Bakanı olmayı hayal edip etmediği yönündeki bir soruya karşılık Yılmaz, "Etmiyordum. Kader insanı belli bir noktaya getiriyor. Yoksa hiç böyle bir hayalim yoktu." dedi.
Çocukken hangi mesleği seçmek istediği sorulan Yılmaz, "Hukukçu olmayı isterdim." yanıtını verdi.
Soru üzerine, işaret dilini bilmediğini ancak bir ara buna ilişkin bir ders almak istediğini dile getiren Yılmaz, AK Parti'de açılan işaret dili kursuna gideceğini ve bazı kelimeleri öğreneceğini kaydetti.
Küçük yaşlarda en sevdiği çocuk oyununun sorulması üzerine, "Çelik çomaktı, bizim orada başka şey olmaz." diyen Yılmaz, çocukluğunda, bugünkü oyuncakların bulunmadığını kendi yaptıkları oyuncaklarla oynağını anlattı.
Başka bir soru üzerine her mesleğin çok değerli olduğunu söyleyen Yılmaz, ancak öğretmenlik mesleğinin insanı şekillendirdiği için ayrı bir önemi olduğunu ve aileden önce geldiğini ifade etti.
"Milli Eğitim Bakanı olmasaydınız hangi bakan olmak isterdiniz?" sorusunu Yılmaz, "Bakanlık öyle taleple olmuyor. Hangi görev size tevdi edilirse o görevi bulunduğunuz süre içinde hakkıyla yerine getirmeye çalışıyorsunuz. Çünkü bu bir görev. Ama Nabi Bey'in şanslı olduğunu söyleyeyim." şeklinde yanıtladı.
Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...