Times "Sultana darbe" başlıklı başyazısında da, "Erdoğan şehirli seçmenlerin desteğini korumak istiyorsa, rotasını değiştirmek zorunda" diyor.
Dikkat çeken satırlar şöyle;
"Belediye başkanlığı seçimindeki zafer, cumhurbaşkanı ulusal kurumlara atamalar yapmaya, sıradan insanlardan uzak görünen yargısal ve bürokratik kararlar vermeye konsantre olduğu bir dönemde, kentlerin büyüyen gücünü yansıtıyor. İmamoğlu'nun Cumhuriyetçi Halk Partisi, sadece Erdoğan'ın partisinin 25 yıl sonra kaybettiği İstanbul'u değil, ankara, İzmir, Adana ve Antalya'yı kontrol ediyor. Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin modern cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten bu yana en etkili lideri mirasını korumak istiyorsa, modernleştirici köklerine geri dönmeli, kör parti sadakati yerine liyakati teşvik etmeli, tevazuunu geri kazanmalı ve asabi damadını maliye bakanlığına atama kararını yeniden düşünmeli. 2016'daki başarısız darbe girişiminden buyana Türkiye eleştirel entelektüeller ve gazeteciler için tehlikeli bir yer oldu. Bu da değişmeli. Türkiye, daha fazla baskı değil, aydınlanmış bir hükümet çağrısında bulundu. Bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimi dört yıl içinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında yapılacak. Erdoğan bu süreyi ülkeyi daha özgür ve müreffeh hale getirmek için kullanmalı. Zamanı fark ettiğinden daha hızlı doluyor olabilir."
"Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kumar oynadı ve kötü kaybetti" ifadeleriyle yazıya başlayan Financial Times, "AKP'nin İstanbul'da az farkla kaybetmesinden sonra, Erdoğan'ın yargıya yeni bir seçim için bastırdığını, seçmenlerinse buna Ekrem İmamoğlu'nun daha büyük bir farkla kazanmasını sağlayarak yanıt verdiğini" belirtiyor.
Bunun "demokrasi için daha büyük bir zafer" olduğunu söyleyen gazete, "Erdoğan'ın şimdi bu durumda ne yapacağını çok dikkatli bir şekilde düşünmesi gerektiğini" vurguluyor.
“İSTANBUL, İKTİDARDA KALMA KABİLİYETİNDE MERKEZİ BİR UNSURDU”
Gazete "Türkiye'nin ticari başkentinde yenilgi, büyük bir sembolik darbe"olduğunu söylüyor ve İstanbul'un 25 yıl önce belediye başkanı olarak siyasi kariyerine başladığı yer olduğunu hatırlatıyor.
Financial Times, AKP'nin Türkiye'nin en önemli şehirlerinin neredeyse hepsini kaybettiğini aktarıyor ve "Yenilgi aynı zamanda çok somut bir kayıp. AKP yıllardır 4 milyar dolarlık İstanbul bütçesinin tek sahibiydi. Kamu ihaleleleriyle sundukları iltimaslar ve verilen kamu hizmetleri, iktidarda kalma kabiliyetinde merkezi bir unsurdu" diyor.
Gazete, Erdoğan'ın karşılaştığı üçüncü engelinse, "AKP'nin şimdi, İmamoğlu'nun Cumhuriyet Halk Partisi ve siyasi ortaklarının şahsında açıkça görülen, yeniden canlanmış ve etkin bir muhalefetle karşı karşıya kalması olduğunu" belirtiyor ve şöyle devam ediyor;
"CHP'nin ateşli milliyetçilik ve laiklik şöhreti uzun süredir, AKP'ye verilen desteğin temeli olan Müslüman muhafazakârları ve Türkiye'nin Kürt nüfusunu uzaklaştırdı. İmamoğlu açık ve kapsayıcı bir kampanya yürüttü, Ramazan'da oruç tuttu ve muhafazakâr oyların birazını almayı başardı. CHP aynı zamanda ittifaklar oluşturabildi ve bunların arasında Kürtlerin hakimiyetindeki parti de vardı. Muhalefetin zaferi Türk demokrasisinin bazı unsurlarının hala canlı olduğunu gösteriyor. Ancak bu Erdoğan'ın diğer alanlarda nasıl bir baskı yaptığını gözlerden kaçırmamalı. Onbinlerce öğretmen, memur, polis ve subay 2016'daki darbeden sonra hapsedildi. Onbinlercesi işlerini kaybetti. Pazartesi günü, İstanbul'daki seçim sonuçlarının açıklanmasından saatler sonra, 16 kişi göstermelik bir mahkemede, bir kent parkının buldozerlerle yıkılmasına karşı girişilen ve Türkiye'ye yayılan eylemlerin arkasında olmakla suçlandı."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...