E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Türkiye’ye insan hakları eleştirisi 

Alman milletvekili Ursula Schmidt, hazırladığı raporda Türkiye’deki hak ihlalleri ile Anayasa referandumu ile ilgili soru işaretlerine yer vererek konuyu NATO Parlamenterler Asamblesi’nin gündemine taşıdı.

14.10.2017 - 12:28
Türkiye’ye insan hakları eleştirisi

Romanya’da kısa bir süre önce düzenlenen NATO Parlamenterler Asamblesi toplantısında 'Karadeniz Bölgesi’nde İstikrarın Geliştirilmesi' başlıklı bir rapor sunan ve burada Türkiye’deki gelişmelere yer veren Sosyal Demokrat Parti (SPD) Milletvekili ve Raportör Ursula Schmidt, DW Türkçe’ye konuştu.

'NATO AYNI ZAMANDA BİR DEĞERLER İTTİFAKIDIR'

Raporunuzda, NATO üyesi Türkiye’de demokrasi, hukuk devleti, insan haklarını mercek altına aldınız. Sizi, raporunuzda bu konulara odaklanmaya yönelten nedenler nelerdir?

Güvenlik, salt askeri güvenlikten ibaret bir konu değil. Güvenliğin sivil boyutu var. Bir bölgenin ne ölçüde istikrarlı olduğu, ne tür güçlüklerle karşı karşıya olduğu sorusu, askeri güvenliğin yanı sıra insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerine uyum ve basın özgürlüğünün temini gibi konularla ilintili. Biz, bu alanlardaki ihlallerin, aynı zamanda güvenlik riskini arttırdığı kanaatindeyiz. Buna Suriye ve diğer bazı ülkelerde tanık oluyoruz. Otokratik yönetimlerin bulunduğu, halkın buna başkaldırdığı ülkelerde iç savaştan savaşa giden süreçlere tanık oluyoruz. Ayrıca NATO değerlere dayalı, sadece bir askeri ittifak olmanın ötesinde bir değerler ittifakı, birliğidir. Raporumu hazırladığım, üyesi olduğum NATO Parlamenterler Asamblesi, Güvenliğin Sivil Boyutu Komitesi işte bu konuları mercek altına alıyor.

'TÜRKİYE'DEKİ GELİŞMELERİN HUKUK DEVLETİ İLKELERİYLE UYUMLU OLDUĞUNDAN ŞÜPHELİYİZ'

Raporunuz ele alınırken, Türk milletvekillerinin bazı itirazlarda bulundukları belirtiliyor. Ne tür tartışmalar yaşandı, nasıl tepkiler aldınız?

Türkiye delegasyonunda CHP ve HDP temsilcileri de yer alıyor, bu siyasetçiler özellikle kendilerinin de hedef olduğu, hukuk devleti ilkeleri ihlali, ifade ve basın özgürlüğünün kısıtlanması, keyfi davalarla ilgili konuları iktidar partisi AKP’nin milletvekillerinden çok farklı değerlendiriyor. AKP milletvekili de aslında tartışmayı sakin bir üslupla yürütmeye çalıştı. Eleştirel bir üslupla da olsa, diplomatik bir şekilde rapor için teşekkür etti. ‘Türkiye konusunda tamamıyla yanlış bir değerlendirmeye’ yer verdiğimizi söyledi. Darbe girişimini kınadığımızı ve bundan sorumlu olanların hukuk devleti ilkeleri uyarınca yargılanması gerektiği yönündeki görüşümüzü yineledim — ki bu konuda zaten baştan bu yana çok net bir tavrımız var. Ama Türkiye’deki gelişmelerin hukuk devleti ilkeleriyle uyumlu olduğu konusunda çok ciddi şüphelerimiz var ve bunu açıkça vurguladım. Bu konuda asamblenin geri kalanı bana destek verdi. Keyfi tutuklamalar, on binlerce kişinin tutuklanması ve iddianame olmaksızın cezaevinde tutulanlar, eleştirel medya kuruluşlarının kapatılması söz konusu… Önceki gün gazeteci Meşale Tolu’nun ilk duruşması yapıldı, aylardır sadece mesleğini, gazetecilik yaptığı için cezaevinde. Yine Deniz Yücel’in durumu ortada. Halen iddianame yok. Bunların gayet tabii ki hukukun üstünlüğü ile pek bir alakası yok. AKP milletvekili ‘bana haklısınız’ demeyecekti, onu anlıyorum, tüm bu olanların hukuka uygun olduğunu savundu. Bu konularda görüş ayrılığımız çok açık.

NATO Parlamenterler Asamblesi’nde yaşanan tartışmalar, rapora nasıl yansıdı? Sonuçta raporunuzda büyük değişiklikler yaptınız mı?

Darbe girişiminde hayatını kaybedenlerin sayısı konusunda düzeltmeler oldu. Ama asıl demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğü eleştirilerinin sadece NATO üyesi olmayan ülkelerle sınırlı tutulması talepleri oldu. Ancak bu talep Türk delegasyonun dışındaki tüm heyetlerin oylarıyla reddedildi. Çünkü bu diğer tüm ülkelere eleştiri yöneltilebileceği, Türkiye’nin eleştirilemeyeceği anlamına gelecekti. Bu gayet tabii ki reddedildi.

'ERDOĞAN'IN POLİTİKALARI SONUCUNDA TOPLUMUMUZDA GERİLİM YAŞANMASI BİZLERİ ENDİŞELENDİRİYOR'

DW Türkçe: Son günlerde Türkiye’nin, diğer NATO müttefikleri Almanya ve ABD ile ilişkilerinde büyük krizler yaşanıyor. Bu gerginlikler, NATO Parlamenterler Asamblesindeki tartışmalara nasıl yansıyor, burada neler konuşuluyor?

Türkiye halkının çoğunluğu Erdoğan’ın hâlihazırda izlediği politikaya onay vermiyor. Uluslararası gözlemciler de Anayasa referandumunun manipülasyonsuz olmadığını söylüyor. Her ne kadar AKP temsilcileri buna katılmasa da Türkiye'deki muhalefet milletvekilleri bizim gibi düşünüyor. Türkiye ile Almanya arasında o kadar geniş ve derin, dostane ve insani bağlar var ki, Erdoğan’ın politikaları sonucunda, Almanya’daki Türkiye kökenli toplum içerisinde de gerilimler yaşanmasını son derece üzücü buluyorum. Toplumumuz içerisinde, Kürtler, Türkler arasında, farklı gruplar arasında gerilim yaşanması bizleri endişelendiriyor. Türkiye’de tutuklu ABD vatandaşları ve yine bir seminer için Türkiye’ye giden Alman vatandaşı Peter Steudtner’in tutuklanması gibi durumlar, bu insanların Türkiye’de rehin alındıkları gibi bir algıya yol açıyor. Düşünün hayatı boyunca şiddete karşı tavır almış, bu amaç doğrultusunda çalışmış birisi olan Steudtner silahlı terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyor. Erdoğan ‘ben Cumhurbaşkanı olduğum müddetçe Deniz Yücel serbest bırakılmayacak’ dedi. Ya da ‘Bizim istediklerimizi versinler, biz de onlara istedikleri kişileri verelim’ deniliyor. Bunların hukukun üstünlüğü ile pek alakası yok. Bu konulara ilişkin tartışmalar açıkça yapılmalı. Türkiye gibi, aslında bize çok yakın, NATO üyesi olan bir ülkede yaşananlar açıkça konuşulmalı, gerektiğinde eleştirilmeli, Türkiye’de hukukun üstünlüğünden yana tavır alanların söz hakkına sahip olması sağlanmalı.

'TÜRKİYE'DE AKLISELİMİN HAKİM OLMASINI UMUT EDİYORUZ'

DW Türkçe: Türkiye ile ilişkilerde yaşanan gelişmeler, NATO’yu, transatlantik ilişkileri etkiliyor mu?

Gayet tabii ki etkiliyor. Ama biz birbirimizi anlayabilmeye dönük tartışmalar yürütüyoruz. Ancak Türkiye’deki gelişmeleri bu şekilde devam etmesi halinde bunun sürdürülebilir olması da çok güç. Belirli noktada Türkiye'de aklıselimin hâkim olmasını umut ediyoruz. NATO olarak diyalogun kopmaması için çabalıyoruz, bu diyalog sayesinde Türkiye siyasetinde iyileşme olmasını umuyoruz.Romanya’da kısa bir süre önce düzenlenen NATO Parlamenterler Asamblesi toplantısında 'Karadeniz Bölgesi’nde İstikrarın Geliştirilmesi' başlıklı bir rapor sunan ve burada Türkiye’deki gelişmelere yer veren Sosyal Demokrat Parti (SPD) Milletvekili ve Raportör Ursula Schmidt, DW Türkçe’ye konuştu.

'NATO AYNI ZAMANDA BİR DEĞERLER İTTİFAKIDIR'

Raporunuzda, NATO üyesi Türkiye’de demokrasi, hukuk devleti, insan haklarını mercek altına aldınız. Sizi, raporunuzda bu konulara odaklanmaya yönelten nedenler nelerdir?

Güvenlik, salt askeri güvenlikten ibaret bir konu değil. Güvenliğin sivil boyutu var. Bir bölgenin ne ölçüde istikrarlı olduğu, ne tür güçlüklerle karşı karşıya olduğu sorusu, askeri güvenliğin yanı sıra insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerine uyum ve basın özgürlüğünün temini gibi konularla ilintili. Biz, bu alanlardaki ihlallerin, aynı zamanda güvenlik riskini arttırdığı kanaatindeyiz. Buna Suriye ve diğer bazı ülkelerde tanık oluyoruz. Otokratik yönetimlerin bulunduğu, halkın buna başkaldırdığı ülkelerde iç savaştan savaşa giden süreçlere tanık oluyoruz. Ayrıca NATO değerlere dayalı, sadece bir askeri ittifak olmanın ötesinde bir değerler ittifakı, birliğidir. Raporumu hazırladığım, üyesi olduğum NATO Parlamenterler Asamblesi, Güvenliğin Sivil Boyutu Komitesi işte bu konuları mercek altına alıyor.

'TÜRKİYE'DEKİ GELİŞMELERİN HUKUK DEVLETİ İLKELERİYLE UYUMLU OLDUĞUNDAN ŞÜPHELİYİZ'

Raporunuz ele alınırken, Türk milletvekillerinin bazı itirazlarda bulundukları belirtiliyor. Ne tür tartışmalar yaşandı, nasıl tepkiler aldınız?

Türkiye delegasyonunda CHP ve HDP temsilcileri de yer alıyor, bu siyasetçiler özellikle kendilerinin de hedef olduğu, hukuk devleti ilkeleri ihlali, ifade ve basın özgürlüğünün kısıtlanması, keyfi davalarla ilgili konuları iktidar partisi AKP’nin milletvekillerinden çok farklı değerlendiriyor. AKP milletvekili de aslında tartışmayı sakin bir üslupla yürütmeye çalıştı. Eleştirel bir üslupla da olsa, diplomatik bir şekilde rapor için teşekkür etti. ‘Türkiye konusunda tamamıyla yanlış bir değerlendirmeye’ yer verdiğimizi söyledi. Darbe girişimini kınadığımızı ve bundan sorumlu olanların hukuk devleti ilkeleri uyarınca yargılanması gerektiği yönündeki görüşümüzü yineledim — ki bu konuda zaten baştan bu yana çok net bir tavrımız var. Ama Türkiye’deki gelişmelerin hukuk devleti ilkeleriyle uyumlu olduğu konusunda çok ciddi şüphelerimiz var ve bunu açıkça vurguladım. Bu konuda asamblenin geri kalanı bana destek verdi. Keyfi tutuklamalar, on binlerce kişinin tutuklanması ve iddianame olmaksızın cezaevinde tutulanlar, eleştirel medya kuruluşlarının kapatılması söz konusu… Önceki gün gazeteci Meşale Tolu’nun ilk duruşması yapıldı, aylardır sadece mesleğini, gazetecilik yaptığı için cezaevinde. Yine Deniz Yücel’in durumu ortada. Halen iddianame yok. Bunların gayet tabii ki hukukun üstünlüğü ile pek bir alakası yok. AKP milletvekili ‘bana haklısınız’ demeyecekti, onu anlıyorum, tüm bu olanların hukuka uygun olduğunu savundu. Bu konularda görüş ayrılığımız çok açık.

NATO Parlamenterler Asamblesi’nde yaşanan tartışmalar, rapora nasıl yansıdı? Sonuçta raporunuzda büyük değişiklikler yaptınız mı?

Darbe girişiminde hayatını kaybedenlerin sayısı konusunda düzeltmeler oldu. Ama asıl demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğü eleştirilerinin sadece NATO üyesi olmayan ülkelerle sınırlı tutulması talepleri oldu. Ancak bu talep Türk delegasyonun dışındaki tüm heyetlerin oylarıyla reddedildi. Çünkü bu diğer tüm ülkelere eleştiri yöneltilebileceği, Türkiye’nin eleştirilemeyeceği anlamına gelecekti. Bu gayet tabii ki reddedildi.

'ERDOĞAN'IN POLİTİKALARI SONUCUNDA TOPLUMUMUZDA GERİLİM YAŞANMASI BİZLERİ ENDİŞELENDİRİYOR'

DW Türkçe: Son günlerde Türkiye’nin, diğer NATO müttefikleri Almanya ve ABD ile ilişkilerinde büyük krizler yaşanıyor. Bu gerginlikler, NATO Parlamenterler Asamblesindeki tartışmalara nasıl yansıyor, burada neler konuşuluyor?

Türkiye halkının çoğunluğu Erdoğan’ın hâlihazırda izlediği politikaya onay vermiyor. Uluslararası gözlemciler de Anayasa referandumunun manipülasyonsuz olmadığını söylüyor. Her ne kadar AKP temsilcileri buna katılmasa da Türkiye'deki muhalefet milletvekilleri bizim gibi düşünüyor. Türkiye ile Almanya arasında o kadar geniş ve derin, dostane ve insani bağlar var ki, Erdoğan’ın politikaları sonucunda, Almanya’daki Türkiye kökenli toplum içerisinde de gerilimler yaşanmasını son derece üzücü buluyorum. Toplumumuz içerisinde, Kürtler, Türkler arasında, farklı gruplar arasında gerilim yaşanması bizleri endişelendiriyor. Türkiye’de tutuklu ABD vatandaşları ve yine bir seminer için Türkiye’ye giden Alman vatandaşı Peter Steudtner’in tutuklanması gibi durumlar, bu insanların Türkiye’de rehin alındıkları gibi bir algıya yol açıyor. Düşünün hayatı boyunca şiddete karşı tavır almış, bu amaç doğrultusunda çalışmış birisi olan Steudtner silahlı terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyor. Erdoğan ‘ben Cumhurbaşkanı olduğum müddetçe Deniz Yücel serbest bırakılmayacak’ dedi. Ya da ‘Bizim istediklerimizi versinler, biz de onlara istedikleri kişileri verelim’ deniliyor. Bunların hukukun üstünlüğü ile pek alakası yok. Bu konulara ilişkin tartışmalar açıkça yapılmalı. Türkiye gibi, aslında bize çok yakın, NATO üyesi olan bir ülkede yaşananlar açıkça konuşulmalı, gerektiğinde eleştirilmeli, Türkiye’de hukukun üstünlüğünden yana tavır alanların söz hakkına sahip olması sağlanmalı.

,'TÜRKİYE'DE AKLISELİMİN HAKİM OLMASINI UMUT EDİYORUZ'

DW Türkçe: Türkiye ile ilişkilerde yaşanan gelişmeler, NATO’yu, transatlantik ilişkileri etkiliyor mu?

Dışişleri Bakanlığı'ndan Almanya'nın 'insan hakları savunucuları' açıklamasına tepki
Gayet tabii ki etkiliyor. Ama biz birbirimizi anlayabilmeye dönük tartışmalar yürütüyoruz. Ancak Türkiye’deki gelişmeleri bu şekilde devam etmesi halinde bunun sürdürülebilir olması da çok güç. Belirli noktada Türkiye'de aklıselimin hâkim olmasını umut ediyoruz. NATO olarak diyalogun kopmaması için çabalıyoruz, bu diyalog sayesinde Türkiye siyasetinde iyileşme olmasını umuyoruz.

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kaliforniya'da Hepatit A alarmı
ABD'nin Kaliforniya eyaletinde geçen pazar günü başlayan orman yangınlarının ...
Aralarında çatışma çıktı
Irak'ın Salahaddin kentinin Tuzhurmatu ilçesinde Peşmerge ve Türkmen Haşdi ...
Avrupalı üç liderden ortak destek
Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May, Almanya Başbakanı Angela Merkel ...
 
Trump imza atmayı unuttu
ABD Başkanı Donald Trump, selefi Barack Obama'nın sağlık sigortası sistemine ...
DMO ABD'nin yaptırım listesine alındı
ABD Başkanı Donald Trump, İran Devrim Muhafızlarını "teröre destek verdiği" ...
Eski futbolcu cumhurbaşkanlığı yolunda
Liberya'daki devlet başkanlığı seçimlerinden alınan kısmi sonuçlara göre, ...
 
Birleşik Krallık'tan şok AB açıklaması
Birleşik Krallık Maliye Bakanı Philip Hammond, Brexit müzakere sürecinde ...
'Sınıfın en sersem öğrencisiydi'
ABD Başkanı Donald Trump'ın üniversitesi hocası Prof. Kelley, Trump için, ...
Antartika'da korkunç tablo
Küresel iklim değişiklilği sebebiyle Antartika'da binlerce yavru penguen öldü.
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
süper lig
abd
trabzonspor
döviz
ygs
Gurbangulı Berdimuhamedov
İstanbul Başakşehir
Vedat İnceefe
Beycan ÜÇKARDEŞ