FETÖ'nün Ankara Polatlı yapılanması kapsamında, aralarında Bakpiliç Entegre Tavukçuluk A.Ş.'nin sahibi Mehmet Hanifi Bak'ın da bulunduğu 6'sı firari 9 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nden görülen duruşmaya Bak ile birlikte Ahmet Şahin ve Ömer Esener ve avukatları da katıldı. Mahkeme, cumhuriyet savcısına esas hakkında mütalaasında bir değişiklik olup olmadığını sordu.
Savcı, iki sanık yönünden mütalaasını aynen tekrar ederken, 'silahlı terör örgütü üyeliği' ve 'terörizmin finansmanın önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet' suçundan cezalandırılmasını istediği Mehmet Hanifi Bak'ın, gizli tanık 'Şimşek'in ifadelerinden sonra FETÖ'nün mütevelli heyetinde olduğunu anlaşıldığını belirtti. Savcı tutuklama talep etti.
'O YAPIYA ÇOCUKLARIMIN OKULU NEDENİYLE SEMPATİ DUYDUM'
Savcının mütalaasına karşı savunma yapan sanık Mehmet Hanifi Bak, 1995 yılında Polatlı'da oğlu ve kızını örgütle irtibatı nedeniyle KHK ile kapatılan Tacettin Koleji'ne gönderdiğini belirterek, "Savcı bu yapıyla organik ilişkim olduğunu iddia ediyor. Ancak benim bu yapıyla ilişkim çocuklarımı bunların okuluna göndermemle başladı. O dönemde devlet de dahil herkes gibi bende eğitim alanındaki faaliyetleri nedeniyle bu yapıya sempati duydum. Benim ilişkim de sadece okuldaki öğretmen ve yöneticilerle oldu" dedi.
'İHTİYAÇ SAHİBİ ÇOCUKLARA YARDIM AMACIYLA ORTAK OLDUM'
Bakpiliç şirketindeki ortağı, davanın firari sanıklarından Zafer Dereköylü'nün, o dönemde bu yapıyla irtibatını bildiğini ancak ilişkisini ne boyutta olduğunu bilmediğini ileri süren Bak, yine KHK ile kapatılan Feza ve Akasya adlı okullarda ortaklığı olduğunu kabul etti.
Sanık Bak, bu okullarda ortak olmasını da Zafer Dereköylü'nün, eğitim alanında yatırım yapma ve ihtiyaç sahibi olan çocuklara yardım etme teklifi sonucu kabul ettiğini söyledi. Sanık Bak, Feza Okulları'ndaki hissesinin yüzde 20 civarında, Akasya adlı okuldaki hissesinin ise maddi bir karşılığı olmadığını, sadece ihtiyacı olan çocuklara eğitim desteği vermek için ortak olduğunu ileri sürdü. Bak, 17-15 Aralık olaylarından sonra da bu hisselerini Zafer Dereköylü'ye vekalet vererek devrettiğini söyledi.
Gizli tanık 'Şimşek'in hakkında verdiği ifadeleri de kabul etmeyen Bak, "Bu örgütün mütevelli heyetinde yer alsam, o dönem Polatlı'daki üst düzey yöneticileriyle ilişkim olurdu. Örgütün okullarına ve yurtlarına beyaz et satardım. Böyle bir şey kesinlikle yok. Benim ilişkim sadece çocuklarımın eğitimden dolayıdır. 2006'dan sonra da bunların hiçbiriyle ilişkim olmadı. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beratımı talep ediyorum" diye konuştu.
MAHKEME, ÜYELİKTEN CEZA VERDİ
Diğer sanıklar Ahmet Şahin ve Ömer Esener de suçlamaları kabul etmeyerek beraatlerini talep etti. Savunmaların tamamlanmasının ardından kararını açıklayan mahkeme, Mehmet Hanifi Bak'a, 'silahlı terör örgütü üyesi olmak' suçundan 7 yıl 6 ay, sanık Ahmet Şahin'e de aynı suçtan 6 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, karar kesinleşene kadar her iki sanığın yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartının devamına hükmederek, Bak yönünden savcının tutuklama istemine uymadı.
Mahkeme ayrıca her iki sanığın mal varlıklarının da müsaderesine hükmetti. Mahkeme, sanık Ömer Esener'in ise yeterli delil bulunamadığı için beratına karar verdi. Firari sanıklar, Zafer Dereköylü, Fatih Yurdakul, Mehmet Hasdoğan, Osman Karal, Sezai Çiftçi ve Talha Önel'in dosyaları ise ayrıldı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...