Amerikan Johns Hopkins Üniversitesi’nin yaptığı araştırmada, zorunlu BCG (verem) aşısı yapılan ülkelerdeki koronavirüs ölüm oranının aşı yapılmayan ülkelerden daha az olduğu tespitine yer verildi. Bilimsel olarak kabul gören bir dergide iddianın ortaya atılmasının ardından “BCG aşısı koronavirüse çare olur mu?” tartışmaları alevlendi.
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Kara, iddianın uluslararası ortamda, bilimsel olarak kabul gören bir dergide ortaya atıldığını belirterek, “O yayına göre, verem aşısının ulusal aşı takviminde olduğu ülkelerde ölüm oranlarının, olmayan ülkelere göre daha düşük olduğunu söylediler. Bu tek başına BCG aşısının etkisi mi yoksa başka faktörlerin de rolü olabilir mi değerlendirilmesi gerekir. Neden tek başına yeterli değil? Pek çok farklı özellik var. Ülkelerin hastane sistemleri, olaya karşı müdahaleleri, önlem alıp almamaları, kişilerin daha önce geçirmiş olduğu enfeksiyonlar ve bu enfeksiyonların sıklığı...” dedi.
Afrika örneği
Özellikle Afrika’da aşı olan çocuklar ile aşı olmayan çocuklara bakıldığında, 1 yaşa kadar ölüm oranlarının aşı olan çocuklarda daha az olduğunu belirten Prof. Dr. Kara, şöyle devam etti:
“Bu ölüm tüberkülozdan, veremden değil. İshalden, solunum yolu enfeksiyonundan, zatürreden ölüm daha az. Verem aşısı bizim savunma sistemimizin, özellikle hücresel tarafına, hücrelerle kazandığımız savunma sisteminin, bir ifade şekli ile eğitim vererek becerilerini erken kazanmasını sağlıyor. Bunun sonucunda da özellikle Afrika’da çocuklar ishal gibi, solunum yolu enfeksiyonları gibi enfeksiyonlara daha iyi cevap verebilince ölüm olmuyor. Ancak bu dünyanın gelişmiş ülkelerinde gösterilebilmiş bir etki değil. Afrika’da erken yaşlarda görülen bu olumlu cevap diğer yaşlarda aynı şekilde görülmüyor. Ayrıca, verem aşısı savunma sisteminin, cevap ve gördüğüne karşı verdiği yanıtı bir miktar olumlu yönde değiştiriyor ve bu tüm yaş grupları içinde geçerli gibi. Bu açıdan ilk defa karşılaştığımız bu yeni koronavirüste bu şekilde bir avantajı olabilir mi? Bunu değerlendirmek lazım. Ama bunun daha kanıtlanmış kesin olarak gösterilmiş bir verisi yok. Olasılığı var mı? Olasılığı var.”
Prof. Dr. Kara, şöyle devam etti:
“Bugün, bu aşıyı rutin olarak uygulamayan, Hollanda ve Almanya’da deneme amaçlı olarak sağlık personellerine uygulayanlar var. Ama o ülkeler rutinde verem aşısı uygulanmadığını da bir kez daha belirtmek gerekir. Avusturalya ve Yeni Zelanda’da da belli bir oranda uygulandı. Bizim de değerlendirme amaçlı çalışmamız olabilir mi? Değerlendirmek lazım. Bizim ülkemizde verem aşısı çocukluk çağında uygulanıyor. Tekrar ikinci defa sağlık çalışanları gibi temas ihtimali yüksek olanlara verem aşısı denenebilir mi? Bunu tartışmak lazım. Verem aşısını bir kere uyguladıktan sonra veya veremle karşılaşmış birine yaparsanız, istenmeyen etkilere, kolda şişlik, kızarıklık gibi neden olabiliyor. Bunları iyi tartmak lazım” dedi.
Yüzde 98
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 2018 yılında aşı takvimindeki aşıların uygulanma oranı yüzde 98. 2019 verileri ise henüz çıkmadığı için bilinmiyor.
Dünyaca ünlü profesör paylaştı
Yale Üniversitesi’nde İmmünobiyoloji ve Moleküler, Hücresel ve Gelişimsel Biyoloji Bölümü Profesörü ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü Baş Araştırmacısı Prof. Dr. Akiko Iwasaki de, Twitter hesabından BCG aşısının koronavirüsle mücadelede etkili olabileceğini gösteren bir paylaşımda bulundu. BCG aşılarını çocukluk döneminde “zorunlu” tutan ülkelerde korona vakalarının düşük göründüğünü kaydeden Iwasaki, bu hipotezle ilgili bazı dokümanlar paylaştı. Ünlü profesörün paylaştığı notlarda, dünyanın pek çok ülkesinde bilim adamlarının bu hipotez üzerinde çalıştığı ifade edildi. Ülkelere göre BCG aşılama politikalarını gösteren bir haritanın da paylaşıldığı notlarda, Türkiye’nin de içinde bulunduğu pek çok ülkede BCG aşılamasının bulunduğu ancak Avustralya, İsveç, İngiltere, İspanya, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde aşı programlarının yıllar önce durdurulduğu; ABD ve İtalya gibi ülkelerde ise hiç uygulanmadığı kaydedildi. Bu tezden yola çıkılarak aşının kullanılmadığı ya da programın durdurulduğu ülkelerdeki ölüm oranlarının yüksekliğine dikkat çekildi.
‘Kızamık salgını Kovid-19’a benzemez’
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan da verem aşısının bağışıklık sistemini aktive eden bir aşı olduğunu vurguladı. iddiaların tamamen gözleme dayandığına dikkat çeken Ceyhan, “Tartışmalı bir şey. Çünkü verem aşısı yaptıran ülkelerin bir çoğunun teknolojik olanakları da yeterli değil. Biz verem aşısı yapan bir ülkeyiz. Bizde de vaka sayısı çok fazla. Bir çalışma ile araştırmayla gösterilmiş bir şey değil. Bilimsel değeri yok” değerlendirmesinde bulundu. Koronavirüsten çıkartılacak dersler olduğunu da kaydeden Ceyhan, “Biz bir çok hastalığı difteri, tetanoz, boğmaca, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, su çiçeği gibi hastalıkları aşı yaptığımız için çok seyrek görüyoruz. Kızamığın, su çiçeğinin salgınları böyle Kovid-19’a benzemez. 4-5 katı daha bulaşıcı” değerlendirmesi yaptı.
(Milliyet)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...