Erdoğan'ın kabine toplantısı sonrası ekonomiye dair verdiği mesajların ardından döviz kurundaki düşüş devam ediyor.
Ekonomist Yağız Kutay Işık, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kabine toplantısı sonrası ekonomiye dair verdiği mesajlar sonrası döviz kurundaki sert düşüşü ve yeni açıklanan ekonomik tedbirleri kaleme aldı.
İşte Işık'ın o yazısı:
Dün akşam Cumhurbaşkanı yeni ekonomi tedbir kapsamında kurdaki dalgalanmayı durdurarak nispi bir istikrarı sağlamak için yeni araçların devreye alınacağını açıkladı. Açıklama sonrası dolar 18 bandından 13 seviyesinin altına gevşedi.
Böylelikle mevduatta bulunan TL henüz belli olmayan vade sonunda dolara kayan yatırımcıya “sen yerine geri dön, biz sana zararını ödeyeceğiz“ dedi. Bu uygulamaya Dövize Çevrilebilir Mevduat (DÇM) deniyor.
NEDİR BU DÇM?
Geçmişe ışık tutalım hep birlikte. Prof. Dr. Esfender Korkmaz Hocamız bu durumu çok güzel analiz etmiş. Bu derlememde bolca faydalandım kendisinden.
1967 Yılında uygulanmaya başlandı ilk olarak. O yıllardaki ödemeler dengesi sorununa çözüm olarak düşünülmüştü. Ana amaç Türkiye dışında tutulan dövizleri getirmekti. Özellikle de işçilerinkini. Sistemin en büyük özelliği DÇM sahibi elindeki dövizi devlete borç olarak veriyordu. O dönem devletin aldığı risk, DÇM’nin vade süresindeki kur farkıydı. 70’lerin başında devalüasyon neticesinde hem şahıslar hem de firmalar kaynak sağlıyordu. Hatta DÇM sahiplerine TL ile kredi imkanı bile vardı.
Ancak 72 ve sonrasında tehlike çanları çalmaya başladı. Yılın sonunda DÇM toplamı 465 milyon dolardı, karşılığında ise 5 milyar doların üzerinde kredi açılmıştı. Devamında DÇM sadece Türkiye yerleşiklere verilmeye başlandı. Bu kısıtlama bu uygulamanın doğasına aykırıydı. İlk başta amaç yurt dışında yaşayan yerleşiklerin dövizleriydi. Daha sonra yanlış yapıldığını düşünüp petrol faizi üzerinden bir DÇM sistemi inşa edildi. Krediler gözle görünür biçimde arttı. Sistemin böyle devam edemeyeceğini anlayan iktidar dehşet bir enflasyonla birlikte bu DÇM hesaplarını devletin üzerine almış oldu ve 200’ün üzerinde yabancı banka ile anlaşma yapmak zorunda kalmıştı. 78’de 7,3 milyar dolar kısa vadeli borç devletin sırtına yüklenmiş oldu.
1979 yılına gelindiğinde ertelenen kısa vadeli borçların yaklaşık yarısı DÇM idi.
Tıpkı o dönemde de bugün olduğu gibi yeterli döviz rezervi yoktu. Kur garantisine güvenen özel kesim yurt dışından yüksek faizle döviz toplanmış. Verimlilik, borçların maliyetinin altında ezilmiştir.
CUMHURBAŞKANI FAİZ ARTIRDI
Aslında CB bu konuşmasıyla birlikte örtülü biçimde faizi arttırmış oldu. Son zamanlarda TÜSİAD ve İSO gibi sanayi kuruluşları aleyhine söylediği sözleri bir nevi geri almış oldu. Doların bir rezerv para olarak önemini kabul etti. Dolayısıyla bu kararlar en az bireyler kadar yatırımcıları da ilgilendiriyor. Ne kadar süreyle devam edeceği gibi detaylar tam olarak belli olmamakla beraber yatırımcılar ileride bu opsiyonu sürekli olarak talep edebilir.
EN BÜYÜK RİSK FİNANSMAN
Aradaki fark vade sonunda bütçeden ödenecek. Oğuz Demir’in hesabına göre;
Toplam mevduat 1.3 trilyon TL. Yarısının 32 gün vadede kaldığı bir denklemde, dolar %5 değer kazanır faizler de bugün olduğu gibi %1,2 olarak sabit kalırsa aradaki %3,8’lik fark hazineye yılda 300 milyar TL yük bindirecek. Bu arada bütçemiz 1,75 trilyon TL. Sizce para basılmadan bu yapılabilir mi? Zor gibi görünüyor. Üstüne üslük ihracatçıların kur farkını da devlet karşılayacakken neredeyse imkansız.
DOLARİZE KAMU
Eksi rezervler, döviz borçlanmaları ve dövizle verilen ihaleler, dövizle verilen garantiler ve dış borcun yanı sıra hali hazırda %64’ünün döviz olduğu mevduatın kalan kısmının da dövize endekslenmesi belki de Türkiye Cumhuriyeti kamu bütçesinde böyle bir dolarizasyon görmemiştir.
Yeni sistem insanları kur garantisi üzerinden borçlanmayı teşvik edecek. Devlet elindeki en önemli iktisadi enstrümanlardan biri olan faizi belirleme gücünü piyasaya vermekle kalmadı, bütün kur riskini üstlenerek dış borcu kapatma kumarını oynama kararı aldı. Her şartta ani yükselen tüm dövizler karşısında liranın bizce yeterli olmasa da değer kazanması önemlidir. Ancak unutmayalım ki; Ekonomi temenni ve menkıbelerle değil somut, matematik kurallar ile sahada düzenlenecek bir bilim dalıdır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...