Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
KANDİL OPERASYONU
- Kandil operasyonu adım adım ilerliyor. Kandil terörle mücadele açısından bizim için stratejik bir noktadır. Kırmızı çembere alınmış yer Kandil bölgesi. İran ile Irak arasında yer alıyor. Bir kısmı Irak tarafında. Burası karargah olarak kullanılıyor. Ancak fazla sıkıştırdığımızda Irak tarafına da kaçıyorlar. Oldukça coğrafi olarak zor bir bölge. Dışarıdan hava saldırılarıyla kolay kolay derinliklere gitme imkanı yok. Fırat Kalkanı, Zeytindalı operasyonunda yaptığımız gibi, bölgemize ülkemize sızmaya çalışan, ağır silahlarla donatılmış teröristleri etkisiz hale getirmek için uzun süredir bir operasyon planı vardı. Bu plan Mart ayı itibariyle yürürlüğe girdi. Bazıları bunu seçimle ilişkilendiriyor. Çok gayrı ciddi bir yaklaşım. Türkiye'nin terörle mücadelesinin seçime indirgenmesini fevkalade ayıp sayarım. Ülkenin beka meselesi olan terörü hafife almak gibi bir yaklaşım görürüm.
Şuanda zannediyorum bölgede 40 km kadar derinliğe, 400 kilometre karelik bir alan güvenlik güçlerimizin kontrolüne geçmiş durumda.
Hedef Kandil de dahil, bölgede terörist kalmaması ve oradan ülkemize sızmaların, terörist girişlerin ortadan kaldırılması.
Bu arazi yapısından kaynaklanan zorluklarımız var. Zaman zaman içeri sızmalar oluyor. Az da olsa zaiyatımız oluyor.
(Lider kadrodan isim var mı?) Ben İzmir'de kampanya programlarını sürdürüyorum. Çok yakından takip etmedim. Bu yönde haberler geliyor ama şuanda teyit edilmiş bir bilgi yok. İhtiyatlı olmakta fayda var. Bunların yuvalarına bir hava harekatı düzenlendi. Önemli ölçüde kayıplarının olduğunu biliyoruz. Detaylar zamanla ortaya çıkacak.
Hedef 1370 kilometre, İran'dan başlayıp Akdeniz'e kadar uzanan Irak ve Suriye sınırı, ülkemiz için yüzde yüz güvenli olana kadar, hem vatandaşlarımızın can ehliyeti hem de topraklarımızın terör unsurları tarafından kullanılmasının tamamen sonlandırıncaya kadar bu faliyetlerimiz sürecek. Kesin hedef bu.
- Menbiç asıl sahiplerine iade edilsin diyoruz. Menbiç'te bizim gözümüz yok.
- Buradan çıkmaları yetmez. Silahlarının ellerinden alınması lazım. Fırat'ın doğusuna gidecek ne olacak? Orada da problem. ABD, DEAŞ'la mücadele konusunda bunlarla iş tuttu. Rakka yerle bir edildi, DEAŞ bitti. Rakka tamamen enkaz haline geldi. Biz de Afrin'de operasyon yaptık. Kimsenin burnu kanamadı. Sivil ölümü hemen hemen yok. Dolayısıyla şimdiki adım ABD'nin bir müttefik olarak sözünde durması ve bunların elinden silahları alması. Beklentimiz budur. Menbiç iyi bir modeldir. Bir başlangıçtır. (Başka yerlerde uygulanacak mı?) Tabi. Buradaki uygulamanın gidişatına göre Fırat'ın doğusunda da bunu bizim isteme hakkımız var. Bu topraklarda gözümüzün önünde PKK'nın kılık değiştirmiş adamlarını, Kandil'den emir alan adamlarını donatmak ne anlama geliyor? Bunun haklı bir izahı olabilir mi?
ABD'NİN TÜRKİYE'YE TAVRI
- FETÖ'ye ABD niye sahip çıkıyor?
- İki ülke arasında gerginlik sır değil.
- Devletler arasında güce göre hukuk olmaz.
(ABD'nin Türkiye tavrı) Topyekün bir tavır olduğunu düşünmüyorum.
(ABD ile F-35 gerilimi) Bu süreç devam ediyor, takılmıyoruz.
(Türkiye-Rusya ilişkisi nedeniyle mi NATO'dan uzaklaştı?) Rusya bizim asırlardan beri komşumuz. ABD komşumuz değil. Komşumuzla biz tabi ki iyi geçineceğiz. Bunu getirip NATO ile ilişkilendirmeyi anlamlı bulmuyorum. NATO ayrı Rusya ayrı. Rusya ile bizim ticaretimiz var, turizmimiz var. Suriye'de işbirliği yapıyoruz. Enerji işbirliğimiz hat safhada. Onların Rusya ile ilişkileri azaltın deme hakkına sahip değil ki.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...