STEFAN ZWEİG, “İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar” isimli kitabında tarihe yön veren bazı isimlerinin yaşamlarına yakın plan mercek tutar ve o insanların hayatlarındaki kırılma (yıldızlarının parlama anı… Yakalayıp yakalayamama durumu…) noktalarını hikâye eder.
Zweig “öyle olmasaydı da böyle olsaydı o kişinin tarihi ve dolayısıyla insanlığın tarihi nasıl akardı?” diye akıl da yürütür.
Klasik Zweig üslubuyla her satırı enfes bir okuma zevki veren kitaptan sonra o kişilerden kurtulup şunu düşünürsünüz:
Gerçekten de her insanın yıldızı bazı anlarda parlar. Kim yakalayabilir ki?
Bu peşrev faslı aslında Meral Akşener portresinin girişi. Tabii ki Akşener, Zweig’in hikayelerini anlattığı isimler kadar büyük bir tarihi kişi değil. Zaten mevzu o değil.
Ama Akşener’in kendi yıldızını parlarken yakalamış olması, onu bu mevzuya bağlıyor.
ŞERDEKİ HAYIR
Şöyle düşünün…
Akşener MHP’de kalsaydı… MHP’deki son görevi olan Meclis başkanvekilliği ya da herhangi bir başka görevde devam etseydi… Ne olurdu? Yanıt net. Hiçbir şey!
İşte kader, bazen birilerinin hayatının hiçbir şey olmasına izin vermez. Akşener’in yıldızı Bahçeli eliyle parlatıldı, Akşener de o yıldızı en parlak anında yakaladı ve şimdi…
Merak Akşener artık siyasi hikayesinin yabana atılmayacak bir denklemidir.
ANA BACI ASENA AMA HEP KADIN
DYP kökeni ile merkez sağa, MHP kökeni ile milliyetçi kesime, İYİ Parti ile iktidar karşıtlarına hep “ben buradayım” diyen zaman zaman ana, zaman zaman bacı, ama her zaman Asena olan bir lider portresi. Tansu Çiller sonrası uzun süre rafa kalkan erkek egemen toplumun tek kadın lideri ayrıcalığını sonuna kadar kullanıyor.
Zaman zaman “erkeklerden daha erkek” bir duruş sergilese de özellikle sataşmalarda “ama kadın…” şemsiyesinin altında araya sıkıştırdığı “ana, bacı” gibi kavramlarla kendine korunaklı bir alan inşa etmeyi son derece iyi başarıyor.
Geçmişini siyasi tramplen yapma konusunda hiçbir çekincesi yok. İçişleri Bakanlığı yapmış tek kadın olması, CV’sinde hep öne çıkıyor. Ve bakanlığı sırasında kapı kırma meselesi. Erkek egemen toplum dedik ya… İşte erkek egemen toplumda bir kadın olarak kendisini var ederken bunun gibi erkeksi tavırlarla erkeklerden rol çalmayı son derece iyi beceriyor.
KİLİT
Sadece Erdoğan’ın nereye koyacağını bilemediği siyasi bilinmez değil, Kılıçdaroğlu’nun da Millet İttifakının da rot balans ayarcısı.
Pek çok açıdan kilit.
O kilit açılmadan kimse kartını açık oynayamıyor.
Bir tek Akşener’in pozisyonu net. Geri kalan her şey muamma.
Bu gerçeklikle her geçen gün elini güçlendiriyor, daha atak davranıyor ve parlarken yakaladığı yıldızının ışığını daha görünür hale getiriyor.
Hiçbir liderin yapmadığını yapıp şehir şehir gezmesi, vatandaşlarla kavga dövüş demeden iç içe siyaset yapması biraz da o rahatlığından kaynaklanıyor.
Öyle ya da böyle; bugün eğer AK Parti’nin ve Erdoğan’ın kaybetme ihtimali satın alınıyorsa, bu senaryonun üzerine hesaplar yapılıyorsa, özetle “olmaz denen olabilir hale geldiyse” bunun en önemli mimarlarından biri olarak Meral Akşener ismi kendini yakın siyasi tarihin sayfalarına yazdırmayı başarıyor.
Sonrası mı? Pek yakında…
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |