Rusya, NATO'ya üye olmak isteyen Ukrayna'ya açtığı savaşına devam ediyor. 

Bu işgal sonrasında, Finlandiya ve İsveç NATO üyesi olmak için ilk adımlarını attı.

Malum bu iki ülke, Türkiye’mizi içten içe yakan terörün yuvalanmasını üstlenenlerden sadece ikisi…

Ve öyle bir zaman geldi ki…

Türkiye’ye muhtaç oldular.

NATO'ya katılabilmeleri, Türkiye'nin onları “veto etmemesine” bağlı…

Yani anlayacağınız gün oldu, devran döndü ve Türkiye'nin ocağına düştüler.

Türkiye haklı... 

Onlar da, ürkek ceylan görevinde.

Öyle  ki; hem haklı hem kararlı Türkiye'yi aşmak pek kolay olmayacak.

Türkiye'nin NATO'da takındığı tavır ilk değil, inşallah kararlılığı ilk olacak.

Zira 1974 Kıbrıs Barış Harekâtından sonra hayata küsen Yunanistan, Türkiye'nin adadaki varlığını gerekçe gösterip NATO'nun askeri kanadından ayrılmıştı.

17 Ekim 1980 tarihinde NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanı Org. Bernard Rogers Kenan Evren'i ziyaret ediyor.

Sebebi de, Yunanistan’ın askeri kanada geri dönebilmesi için “Türkiye'nin Yunanistan'a vetosunu geri çekmesini” sağlamak…

12 Eylül darbesini yapan “Amerikan Askeri” Kenan Evren de, tabi bu talebi büyük bir zarafetle kabul ediyor ve Türkiye vetosunu bir kaç gün sonra geri çekiyor.

Bizim en büyük düşmanlarımız içimizden bizi kemirenler olduğu için, bu duruma pek şaşırmış olamazsınız...

İçimizdeki Amerika yaşadığı sürece Türkiye tırtılın yediği yaprak gibi delik deşik olmaya devam edecek!

Tırtıllar da malum, hainler de... 

Zalimler de, çanakçıları da...

Besleyenlerin sızlanmaları da...

TÜRKİYE "O" TAVİZİ VERMESEYDİ...

Sadece bir örnek ile o dönemdeki kritik bir kararla neler kaybettiğimizi size anlatayım…

Eğer, 1980’de Kenan Evren Yunanistan’a vetoyu kaldırmasaydı ve 42 sene boyunca o veto yerinde dursaydı…

ABD, son dönemde Dedeağaç'a askerlerini yığamayacaktı. 

Amerikan askerleri, yanı başımıza üst üste yığılan kum torbası gibi cephelenmeyecekti.

Ve eğer Türkiye o zaman kararının arkasında durmaktaki direncini kaybetmemiş olsaydı…

Şimdilerde, iki İskandinav simsarı “Nasıl olsa, evet derler” diye umuda kapılıp şansını zorlamak için uğraşmayacakı.

TÜRKİYE, BU FIRSATI ÇOK İYİ KULLANMALI!

Güvenliklerinden endişe eden Finlandiya ve İsveç yıllardır Türkiye'nin güvenliğini hiçe sayan hainlerin en güvenilir kapısı…

Al-ver dengesinden bihaber sadece NATO'ya girmek isteyen bu iki ülke…

Şu anda Türkiye'nin eline düşmüşse de, arka planda mutlaka Türkiye'yi pusuya düşürmek için kurdukları hain planları var.

Bunu düşünmemek, büyük saflık olur.

Bu planlamanın ardında da, güya “en büyük müttefikimizmiş gibi” davranan Amerika'nın olduğu da aşikâr.

Sizinki güvenlik endişesi de, bizimki “Fasulye Ağacı!” mı?

Verin hainleri keselim cezalarını…

Kesin aktardığınız paraları…

Beslemeyin, türü türevlere bölünmüş teröristleri…

Hep beraber güvende olalım.

Naçizane;

Türkiye, bu süreçte karşı cephede somut bir değişim olmadan asla adım atmamalı.

Yazılı bir anlaşma bile Türkiye'nin veto tarihindeki “ikinci tavizi” olmaktan öteye gidemez!