Geçen yıl bugünleri düşündüğümüz zaman ne hallerde idik?
Nereden nereye denilen bu olsa gerek.
Ama kimse üzerine alınmasın da gelişmelere böyle bakmak masalardaki o güzel kahraman Polyanna gibi olur.
İnsanlık covıd ile yeni bir sınav yaşadı.
Ama bu sınav yaşanmış bitmiş bir sınav değil.
Hiç mi hiç bitmedi.
Bilim bitti tümendi demedi.
Peki kim dedi?
Elbette ki siyaset dedi.
Çünkü insanlar bunalmıştı daralmıştı.
Bu insanları rahatlatmak gerekirdi.
O zaman bilime ne gerek vardı ki, nasıl olsa dünyayı bilim adamları değil siyaset adamları yönetiyordu.
Kimi temkinli davrandı kimi tası tarağı atıp rahatladı.
Bu rahatlayanlar içerisinde bizde vardık.
Bizde millet olarak bu kadar cendereye gidemezdik.
Sayın Bakan Koca’ya ilk başlarda katıksız inanan ben, daha sonra yaşanılanlarla inancımı kaybettiğim için Bakanlığın her açıklamasına tek gözle bakıyordum.
İşte son bayram, bu yaz kendimize göre covıdsiz günler geçiriyorduk.
Artık her şey eskisi gibi idi.
Vur patlasın çal oynasın yiyip içip eğleniyorduk.
Tek kelime ile normalleşmiştik.
Bilime inanan dünya ülkeleri vatandaşlarını uyarıp tedbiri elden bırakmayın derken biz işi daha da küçümseyerek “Covıd artık nezle grip gibi bir şey” diyorduk.
Günümüzde geldiğimiz noktada Sayın Bakan işin vahameti görse de yine kurbağaları ürkütmeme modunda hatırlatma aşısını tekrarlar durur oluyordu.
Oysa kimse test yaptırmasa da biraz duyarlı insanlarımız nezle grip gibi denilen illet virüs karşısında evlerinde dayanılmaz ağrılarla hastanelere gittikleri zaman hep pozitif oluyorlardı.
Ve bu pozitif insanlar içimiz karantina uygulamaları başlıyordu.
Buraya kadar her şey normal değil mi?
Zaten ucunu salıverdiğimiz salgında gün itibari ile de yapılacak bir şey kalmıyordu. 
Haaa biraz daha zorlanırsak “toplu taşıma araçlarında ve kalabalıklarda maske takın” der işi biraz daha uzatırız.
Yalnız burada gözlerden kaçan büyük bir tehlike var.
İnsanlar zorla da olsa çaresizlik içerisinde hastanelere gitseler de.
Hastanelerde test yapılsa da.
Testler pozitif çıksa da.
Pozitif çıkanlara Bakanlık karantina dese de.
En salgın dönemlerinde bile karantinada olması gereken insanlarımız yolcu otobüslerinde, otellerde, seyahatlerde alışveriş yaparken yakalanmıyor mıydı?
Yakalananlara cezai uygulamalar başlatılmamış mıydı?
Bunu önleyebilmek için HES uygulamasına geçilmemiş miydi?
Evet...Evet..Evet… 
Ama artık HES uygulaması yok ki.
Karantinada olması gereken uçağa da binebiliyor, trene de otobüse de.
Karantinada olması gereken şimdi AVM de de pazarda da, kafede de.
Yani…
Nasıl olsa karantina denilse de bu iş nezle grip gibi bir şey yaaa.
O zaman karantinada olsa ne yazar olmasa ne yazar?
Kendini düşünmeyen milleti düşünür mü?  
Nasıl olsa artık mikrop öldürmüyor.
Bunu resmi makamlar söylüyor.
Kim takar karantinayı?
……………..
Beyler büyük bir ihmalkarlık söz konusu.
Madem bu salgın yeniden hortladı.
Madem Devlet karantina diyor.
O zaman hızla zaman kaybetmeden HES uygulamasına geçilmelidir.
Aksi takdirde acı patlıcanı kırağı çalmaz zihniyeti ile daha çok can yanar.
Çoluk çocuk perişan olur.
Zaten sallanan bünyeler bu kez yıkılır.
Bir kez daha bizi yöneten büyüklerimize seslenmek istiyorum, 
Ne olur bilimden uzaklaşmayalım.
Bilimin hesabı olmaz.
Bilimin A B planları olmaz.
Bilim nettir.
Bilimin sağı solu altı üstü önü arkası iktidarı muhalefeti olmaz.
Yeniden dikkat.
Şemsiye girince sonumuz felaket olur.
Demedi demeyin.