İnanın bazen de sırt çantamı alıp çekip gitmek istiyorum.
Nereye mi?
Çok çok uzaklara.
Hatta bazen Müslüman Türklerin olmadığı dağlara taşlara ulaşmak istiyorum.
Allah’ım geriye dönüp baktığımız zaman tarih yazan.
İmparatorluklar kuran.
O kıtadan öbür kıtaya at sırtında giden.
Medeniyet ve uygarlıklar öğreten.
İnsanlığın örneklerini sunup İslamiyet’in ışığını yayan bu millet ve bu milletin soyundan gelen bizler gerçekten biz miyiz?
………..
Neymiş efendim de dünya insanları bir gündem ile bir ay geçiriyorlarmış da, biz millet olarak bir günde beş gündem ile yaşıyormuşuz.
Eeeee böyle olunca ne oluyormuşuz?
Bunu bir de zeka örneği gibi konuşmuyor muyuz?
Yahu hiç kusura bakmayın ama bizi mal yerine koyuyorlar farkında mısınız?
Ağlayan çocuğu kandırır gibi atıyorlar önümüze birkaç oyuncak.
Olmadı mı veriyorlar bir elma şekeri.
Yala yala oyna dur.
Sonuç elimizde kala kala elma şekerinin o sapı kalıyor.
……………
Ekranlara çıkıp her konuda ahkam kesen uzman(!) olanlar ile ellerine verilenleri(!) yazıp sözüm ona gündem oluşturdukları sananların oyuncağı olmak istemiyorum.
Yahu bizi niye kandırıyorsunuz?
Bizimle niye dalga geçiyorsunuz?
İnsanlar aç kalmama adına, insanlar ele güne rezil olmama adına yeniden 60 lı, 70 li yılların tasarruf dönemlerine uyum sağlamaya çalışırken, yokluk ve yoksulluk nedir bilmeyen bir gençliği neyle nasıl zapt edeceğiz?
Herifseniz çıkıp bunları konuşsanıza.
…………
Evet bu ülke ve bizim nesil çok ekonomik krizler gördü.
Yokluk yoksulluk içinde büyüdük.
Yamalı pantolonlar ceketler ile değil, yamalı çoraplarla büyüdük.
Ekmeğin üzerine sürülen yoğurtlarla mutlu olduk.
Bisikletin bir ailenin ulaşım aracı olduğunu yaşaya yaşaya büyüdük.
Allah kimseyi gördükleri kaybetmekle sınamasın.
………..
Ne var ki bunları Türkan Şoray’ın Fatma Girik’in Türk filmlerindeki sahneleri sanıp gülüp geçen bir nesle yokluk yoksulluk nasıl izah edilecek?
Ekmekten şekere, benzinden mazottan elektriğe yapılan yüzde bilmem yüzde kaç zamlarla bu milleti nereye savuruyorsunuz?
……………
Kesinlikle muhalefet ağzı ile yazıp karamsar bir tablo çizmek niyetinde değilim.
Ancak muhalefetin bile dile getirmekten korktuğu toplumsal sıkıntıların patlama noktasına gelmeden acil olarak ele alınması gereken bir neslin varlığına dikkat çekmek istiyorum.
Bir babanın üç yaşındaki evladını öldürmesi, 40 yıllık eşini bıçakla delik deşik etmesi, sevdiği kızı yakıp üzerine beton dökmesi, bir evladın para vermeyen annesini babasını öldürmesi ….. gibi insanlık dışı davranışların 24 saatte bir olması sizce sadece küçük örnekler midir?
Yoksa sıradan asayiş olayları mıdır?
Dünya üzerinde yokluk ve yoksullukla ile başlayan ekonomik krizlerin ardından gelebilecek toplumsal çöküşlerin örneklerini bilmeyenimiz var mıdır?
Bizim kuşağın en canlı şekilde yaşadığı bir SSCB dağılımını hatırlayın.
Bir kuşak “Komünistler Moskova’ya” diye bağırdıktan sonra.
Moskova’dan gelip para karşılığı kendini satan doktoru eczacısına hiç insan gözü ile baktı mı?
İnanın çok korkuyorum.
Vallahi de billahi de bunun vebalinden korkuyorum.
Bizleri yönetenler bu milletle oynamaya devam etsinler.
İster birileri aya çıktık desin isterse birileri süt parası yok desin.
Ben asla işin siyasi şovunda değilim.
Ben yatıyorum kalkıyorum ve bakıyorum.
Bir neslin elimizden kayıp gitmekte olmasından korkuyorum.
Bazı çöküşlerin kalkışı olmayabilir.
En canlı örneği de AHLAKİ ÇÖKÜŞ 0n….
Demedi demeyin.