Bir mübarek ayı daha ortaladık ve büyük bir ihtimalle artık hafta sonu itibari ile insanlarımızda tat lı desek acı mı desek bir bayram telaşesi başlayacak.
Dünya’da insanlık olarak korkunç bir pandemi olayı yaşadık.
Çok şükür bu yüzyılın vebasından sağ çıkmayı başardık.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak da bu kabusu en başarılı atlatan Devletlerden birisi olduk.
İnsanlık ölüm korkusundan evlere kapanıp aile bireyleri oda oda birbirlerinden saklanırken bizim insanımız atölyesinden fabrikasına, tarlasından tezgahına bir değil bire üç üreterek cephe savaşlarının bir başka örneğini verdi.
Ve çok şükür bu savaşı da kazandık.
Gerçi artık bizde hayata dönmüş durumda iken, okullarda daha maskeleri atmaya hazırlanırken gerçi artık her yerde maske göstermelik olmuşken kulaklarımız ve gözlerimiz Çin’de Şanghay’da.
Devletin Haber Ajansının buradan yaptığı son haber;
“Şanghay'daki kapanma şehrin büyük bölümünde sürüyor
Çin'in en büyük kenti Şanghay’da artan Kovid-19 vakaları nedeniyle uygulanan kapanma kademeli olarak gevşetilmeye başlatılsa da sokağa çıkma yasağı şehrin büyük bölümünde devam ediyor.
Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi, son düşük riskli bölgelerde yaşayan yaklaşık 6,6 milyon kişinin evlerini terk edebileceğini açıkladı.
Merkez, mahallelerin vaka sayılarına göre düşük, orta ve yüksek riskli bölgelere ayrılacağını, karantina kısıtlamalarının kademeli uygulanacağını bildirmişti.
Yeni tedbirlere göre, son 14 günde vaka görülmeyen yerleşimler, "önleme bölgesi" olarak adlandırılıyor ve buralarda yaşayanlar evlerinden çıkıp düşük riskli bölgeler arasında dolaşabiliyor. Bu kategorideki yerleşimler de şu anda çoğunlukla nüfusun daha az yoğun olduğu banliyölerde bulunuyor.”
……………..
Sizce bu neyin nesi?
Çin yine yapacağı bir ÇİN lik peşinde mi?
Pahalılık denildiği zaman dünyanın etkilendiği ÇİN de yine neler oluyor sizce?
…………..
İnşallah kötü bir şey olmaz ama.
Ama iyisi de kötüsü de buradan geliyor değil mi?
…………
Bilerek işe Çin’den girdik.
Sayın Cumhurbaşkanımızın dışında bizleri yönetenler hayat pahalılığına kırk kılıf takmaya çalışsalar da cebimizden çok canımızı içimizi yakan bir hayat pahalılığını yaşıyoruz.
Her evde bir duman tüter elbette, ama bu tütenin nasıl olduğunu kimse bilmez.
Emeklisi Cumhurbaşkanını vereceği müjdeye kilitlenmişken sabit ücretliler Haziran ayında yeni bir açıklama hayalı beklerken, esnaf pazarcı çıkış ararken Sayın Bakanımızın kapak açıklaması vallahi bize çok iyi bir kapak oldu.
Eğer kaçıran okurumuz oldu ise kısaca şu kapağı hatırlatalım mı?   
“Bakan Vahit Kirişci, ayçiçek yağı ve şeker stoklarıyla ilgili algı operasyonu yürütüldüğünü söyleyerek stoklarda yeterli miktarda ürünün olduğunu açıkladı.
"Yeteri kadar yağ ve şeker stoklarımız var"
Ayçiçek yağı ve şeker stoklarıyla ilgili eleştirilere de yanıt veren Kirişci, şu ifadelerle devam etti:

"Bakanlığımızın mürekkebi kurumadan bir anda ayçiçeği yağı konusu gündeme geldi. Ama birkaç gün sürdü ve konu kapandı. Şimdi şekerle ilgili olarak birtakım çabaların, algı operasyonlarının olduğunu görüyoruz. Ama bu konularda da bizim yeteri kadar yetecek miktarda, kendi ürünlerimiz stoklarımızda, kayıtlarımızda ve depolarımızda bulunmaktadır.
"'Ülkede o yok bu yok' diyenlere kapak olsun"
Üreticilerimize buradan sesleniyorum. Ki bu üreticilerimiz, ‘Bu ülkede o yok, bu yok’ diyenlere de kapak”
…………
Sayın Bakanın göreve gelmesi ile millet yeni bir ümit oluşmuştu.
Belki giden kötü idi gelen iyi olur diye.
Ama Sayın Bakanın kapak göndermesi bizlere gerçekten iyi bir kapak oldu.
İnsanın aklına ister istemez geliyor;
“Sayın Bakanım stokçu yok, etiketlerle oynayanlar yok,… yok…yok
Peki hayat niye böyle bilmem yüzde bilmem kaç yüz pahalandı?”  
…………
Tencere tava meselesinde hepimizin dibi kara da şimdi bu kapak nereye nasıl olacak?
Orası büyük muamma oldu vallahi.