Afganistan’dan Amerika’ya, sağlıktan yüz yüze eğitime gelişmeler, demeçler, çalışmalar arka arkaya açıklansa da genel anlamda insanımızın üzerine kara bulutlar gibi çöken bir “güven” sorunu var.
Dahası kimsenin kimseye güveni yok.
Millet susuyor.
Ancak kimse kimseye inanmıyor artık.
Bence yöneticilerden sağlıkçılara bu güven meselesi üzerine insan odaklı yeni bir çalışma yapılması gerekir diye düşünüyorum.
Çünkü evde, işyerinde küçük küçük topluluklarda birbirimize karşı olan güvensizlik zaman içerisinde kontrolden çıkıp kavgaya, çatışmaya, saldırıya dönüşüyor.
…….
İzninizle bu güven sorununu açmaya çalışalım mı?
Ülkelerini yöneten liderler ve muhalifleri işin özünde işlerini yaparlar.
Toplumdaki insanlar eğer bu icraatı (!) gerçek analizler ile çözemezlerse sıkıntı o noktada başlar.
……………..
ABD askerleri Afganistan’dan çekilmiş.
ABD’de bu durum değerlendirilmiş.
Cumhuriyetçileri ile Demokratları ile halkın yüzde 70’i bu çekilmeden memnun ise dünya kimin umurunda?
Hem biz bile her yerde Amerika’nın Dünyanın Jandarmalığa soyunmasından rahatsız değil miydik?
Vietnam’da, Irak’ta bilmem nerede ne işi vardı ABD’nin demiyor muyduk?
Ha dünya şimdi soruyoruz;
“ABD çekildi Afganlı kadınlar, çocuklar ne olacak?”
…………
Yahu size ne?
Afgan ordusu 20 yıldır eğitim alıyor.
Afgan askerleri ABD silahları ile teçhizatlılar.
Peki tek mermi atmadan Taliban’a teslim oluyorlarsa kadınlar onların kadınları, çocuklar onların çocukları.
Siz tek mermi atmayan Afgan erkeklerinden, ülkelerini toplu halde koşarak terk eden Afganlı gençlerden daha mı çok düşünüyorsunuz geride bıraktıklarını?
Belki de orada öyle bir sorun dahi yok.
Ulusal tek elden yürütülen algı operasyonlarının yarın beyhude olduğunu görürsek ne diyeceğiz?
Kim kime ne kadar ve nasıl güvensin?
…………..
Virüs dünya insanlığına diz çöktürdü.
O zıkkım virüse diz çökmedik ama bizimde belimizi bükmeye çalıştı.
Yıkılmadık ancak salladık.
Canlar yitip gitti.
İnsanlarımız hastalığı yendi ama yarın bağışıklık sisteminde neyin nereden patlak vereceğine cevap veren yok.
7 den 77 ye psikolojimiz bozuldu.
Bakın belki de siyaset tarihinin en şansız, en bahtsız bakanı Sayın Koca’nın bugün dediklerine, attığı twitlere insanlar artık bakmıyorlar bile?
İnanmayı bırakın okumuyorlar bile.
Niye?
Çok büyük bir güven sorununu yaşadık da onun için.
…………….
Yüz yüze eğitime başlayamayan ve oturduğu koltuğun keyfini çıkaramadığı gibi kelle veren Milli Eğitim Bakanımız evlerde son 30 yılın hayallerini yıktı.
Devlet çocukları televizyonlardan uzak tutun diye yırtınırken.
Çocukların ellerine telefon, tablet vermeyin diye eğitim programları yapılmış iken biz ne yaptık online eğitim sistemi ile ana sınıf öğrencilerinden üniversite gençliğine geleceğimizin iki yılını çöpe attık.
…………
Analar, babalar, eğitimciler yıllardır söyledikleri şimdide yaptıkları ile aynaya baktıkları zaman kendilerinden utandılar.
Şimdi yeni bir yola çıkarken bu insanlara güvenmek istiyoruz.
Kime nasıl güveneceğiz peki?
Eğitim camiasında aşılanma oranını bilen var mı?
Aşı oranını Sağlık bakanı açıkladı mı?
Ya yeni Milli Eğitim Bakanı?
…………
Çocuklar aşılanacak mı?
Çocuklarımızda aşı yaşı kaçtır?
Bu sorulara cevap verenler olmadığı gibi her kafadan bir ses çıkıyor.
Her televizyona çıkan kendisince bir şeyler söylüyor.
Analar, babalar kime güvenecek?
Kimin dediği doğru?
Güven konusunda bugün yaşadıklarımız Hazreti Pir Mevlana’nın öfke için dediğine ne kadar da benziyor;
“Öfke rüzgar gibidir, bir süre sonra diner; ama birçok dal kırılmıştır bile.”
…………….
Bugün yaşadığımız güven problemi de Hz. Pir’in öfke benzetmesi gibi.
Buda geçecek.
İnşallah virüsü yok edeceğiz.
Ama kimsenin kimseye güveni kalmamış olacak.