Büyüklerimiz ve bizler yakın tarihteki tüm siyasi gafları, küfürleri, hakaretleri duyduk gördük ve yaşadık.
Bunların hepsi de tarih sayfasındaki yerlerini aldılar.
Öyle ki siyasi gafı yapanlar, küfür edenler, bırakın siyaset arenasından, bu dünyadan göçüp rahmetli bile olsalar da ağızlarından çıkanlar yüzünden hala karşımızda dün gibi canlı canlı dururlar.
Şimdi bunlara bir yenisi daha eklendi.
……………
Malum İyi Partili Lütfü Türkkan'ın Bingöl'de şehit yakını Tahir Gümren'e sarılsa da, sakinleştirmeye çalışsa da, bunda başarılı olamayınca vatandaşın kulağına çok iğrenç bir şekilde küfür ediyor.
……………..
Türkkan önce bunu inkar etse de küfür kameralara yansımıştı bir kere.   
Bunun üzerine başta AK Parti’nin kurmayları olmak üzere iktidar cephesi bu konuya inanılmaz atladı.
Eee konu atlanmayacak gibi de değildi hani.
Çünkü aylardır çarşı Pazar esnaf öğrenci siyaset olarak bu işin en iyi PR nı yapan ve kim yaparsa yapsın anketlere bunu yansıtan İYİ Parti, bu kez partinin ekrandaki yüzlerinden birinin ne yaptığını bilmez tavrı ile çataldan gölü yemişti.   
……………..
AK Parti önce Türkkkan’dan özür istedi.
Lütfü Türkkan, bunun üzerine sosyal medya hesabından bir video paylaştı 
"Bingöl'de daha önce sayın Akşener'e sosyal medya yoluyla hakaret ve küfreden bir vatandaş karşımıza çıkarak ifade etmek istemediğim birtakım lafları söylemeye devam etti. Ben de onu kalabalıktan uzaklaşmak isterken ciddi küfürlere maruz kaldım, 'Küfür etme' diye birkaç defa ikaz ettim. O sinir gerginliği, o sıkıntılı durum sonucu hiç yapmamam gereken bir şey yapmışım, hakaret etmişim, kötü sözler söylemişim" ifadelerini kullandı.
…………….
Ama İYİ Parti çoktan iktidarın eline fırsatını vermişti.
Golü de çataldan yemenin ötesinde yine yıllarca unutulmayacak bir şekilde jeneriklik golün fırsatı veren Türkkan artık yok edilmeliydi(!)…
……………… 
Vekilleri bakanları filan bırakın.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Bir muhalefet Milletvekilinin, temsilcisi olduğu vatandaşına ağıza alınmayacak küfürler etmesi terbiye dışıdır; asla kabul edilemez, şiddetle kınıyorum. Hele ki, kanlarıyla bu toprakları sulamış şehitlerimizin emanetine asla” derken, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Twitter hesabından yaptığı açıklamada;
"TBMM’de milleti temsil gibi kutsal bir görev için bulunan bir milletvekilinin vatandaşımıza kullandığı çirkin üslup asla kabul edilemez. Lütfü Türkkan vatandaşımızın şahsında milletimizden özür dilemelidir" dedi.
…………
Türkkan özür dilese de başta Sayın Adalet Bakanı olmak üzere siyaset bu özrü de kabul edilmiyordu. 
Dedik ya Sayın Türkkan kendisinin de asla unutamayacağı golün pasını kendisi vermişti. 
…………..
Saatler, günler geçse de “özür dile”, “dilerim” işi uzuyordu.…
“Yok özür böyle olmaz, beğenmedim” sözleri arasında iş sünüyordu. 
……………
Türkiye Harp Malulü Gaziler-Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Genel Başkanı Mustafa Işık;
"Aziz şehitlerimizin hatıralarına, kıymetli emanetlerine hakaret edenleri yüce milletimiz asla unutmaz. Şehit kanlarıyla kurulan Gazi Meclisimizde teröre destek verenlerle şehit ailelerine ve gazilere hakaret eden hiçbir parti ve milletvekili istemiyoruz" derken, Şehidin yakınları kardeşler olarak tek tek Lütfü Türkkan için dava açacaklarının demeçlerini veriyorlardı.
…………….
Bitti mi?
Bitmez.
Bu iş bitmez daha.
Yenilen golün acısını içinde hisseden ve VAR ile bile durumun kurtarılacak tarafının olmadığına artık iyice kanaat getiren İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Akşener ve partinin üst kademesi Lütfü Türkkan’ı grup başkanvekilliği görevinden aldı. 
……………….
Bitti mi?
Bitmezzzzzzzzzzzz.
Bu acılı yemek daha çok su götürür.
Hep birlikte Allah ömür verirse izleyip göreceğiz.
Bu küfür 2023 seçimlerinde meydanlarda bile konuşulacak.
……………….
Tahmin ediyorum ki Sayın Türkkan şimdi kendi kendine kaldığı zaman “Ölsem daha iyi” diyordur.
Bence de haklı.
Ölse kurtulur(!)
Kurtulur mu?
Kurtulmaz.
Tarihe not düşüldü bir kere.
Böyle bir ortamda, partisinin böyle bir çıkışında bu küfrü eden Sayın siyasetçi bahanesi ve gerekçesi ne olursa olsun ağzından çıkan ile ölse de kurtulamayacak ki.   
………………
Bu konuda bırakın meydanlarda, televizyon ekranlarında ünlü olmayı sade vatandaş bile etse bu bir kavga gerekçesi midir?
Evet.
Kavganın sonu kanlı bitse bile bir yerde insanın kendini savunma tezi midir?
Evet. 
…………….
Evde büyüklerimiz anamız babamız, okullarda öğretmenlerimiz niye bize hep “Ağzından çıkanı kulağın duysun” dediler. 
Bunu daha iyi anlayabilmek için ne güzel sözdür;
“Ağızdan çıkan söz bil ki, yaydan fırlayan ok gibidir. Ok gittiği yerden geri dönmez”
…………
Bu işde de bırakın geri dönmeyi sadece Türkkan’ı değil İYİ partiyi de siyasi arenada çok fena yakacaktır.
……….
Bizim siyasetçiler bundan ders alırlar mı?
Asla.
Çünkü Sayın Türkkan bir ilk değil ki?
Peki neden?
Çünkü millet olarak biz buyuz da onun için.
Sonuçta vekil dediklerimizde bizim içimizden çıkanlar değil mi?
O zaman?
Çok acıda olsa biz buyuz işte.
Hani sözüm ona bazı konferanslarda yarım ağız ile söylenmeye çalışılıyor ya 
“Toplum nereye gidiyor?” filan diye. 
Bu beyler sakın ola toplumun nereye gittiğini filan merak edip aramaya kalkmasınlar.
Sosyal medyada binlerce kişinin izlediği paylaşımlarda gencecik kızlarımız hanımefendiler neler söylüyorlar değil mi?
………..
Utanma duygusunu kaybedersek.
Ar damarımız çatlar ise.
Vekili de asili de kim olursa olsun karşısında konuşana, kendisini kabul etmeyene, kendisini dinlemeyene böyle ana avrat söver işte.  
…………
Sizlerden özür dilerim ama kabul etsek de etmesek de biz buyuz işte.