TURKTIME okurlarına en samimi sevgi ve saygılarımı sunarken Hazreti Mevlana’nın diyarından Selçuklu Başkenti Konya’dan da selamlarımızı iletiyoruz.

Bu çileli meslekte 40 küsur yılı aşan gazetecilik hayatımda beni heyecanlandıran, gurur veren, mutlu eden tekliflerden biriside hafta sonunda Sayın Talat Atilla Bey’den geldi.
Bizim mesleğin çile çeken tecrübeli isimlerden, mesleğine büyük saygı duyduğum Atilla Beyin “Gelin birlikte olalım” sözleri, arife günü bayramlıklarını kucağına basan çocuk gibi beni uçuruyordu.

Bizi tanımayan okurlarımız için kendimi kısaca şu cümlelerle ifade edebilirdim.
70 li yılların sonunda Konya’da yerel gazetecilik ile başlayan maraton Ankara ve İstanbul’da tam gaz devam etmiş, 2002 yılının sonunda ise Uluslararası bir Haber Ajansının Haber Ajansının üst yönetiminden emekli olarak tekrar doğup büyüdüğüm topraklara Hazreti Pir’in kentine dönmüştüm.
Dönüş sonrası Konya’da üç yeni gazetenin yayın hayatına başlamasında ekip arkadaşlarımız ile Konya basını adına “ilk” lere imza attıktan sonra bugün 70 li yıllarda meslek ile tanıştığım KONYA POSTASI Gazetesinde Genel yayın Yönetmeni olarak haftanın 7 günü 20 saat evet 20 saat en iyisini yapmaya çalışıyorum.

Hayat felsefemde “gazetecilik” bir kara sevdadır.
Mecnun için Şirin ne anlam ifade ediyorsa gazetecilik de benim için o’dur.
Yaklaşık 20 yıldır emekli bir basın mensubu olmama rağmen hala hayallerimin ve hedeflerimin doğrultusunda koşmaya devam ediyorum.
Allah izin verirse beden ve akıl sağlığımı korudukça “hastane, hapishane” (!) olmadıkça nefes aldıkça bu aşkım ile bu kara sevdam ilme yaşamaya devam edeceğim.

Xxx

Talat Bey’in teklifine havada(!) memnuniyetle peki derken, yüreğim yine kıpır kıpır ediyordu.  
Bundan sonra Konya Merkezli ama Anadolu eksenli fikir ve görüşlerimizle sizlerle olacağız.
Bu meslekte saçlarını dökmenin ötesinde vücudunda siyah tek bir kıl dahi kalmamış bir gazeteci olarak elbette TÜRKTİME gibi bizimde kırmızı çizgilerimiz var.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve ilkelerinin dışında hiçbir güç bizi bizden alamaz.
80 öncesinin kanlı Türkiye’sinde hem üniversite öğrencisi hem de bir gazeteci olarak yandık, bugün ise 40 yıldır yaşadıklarımızla pişmiş durumdayız. 
Hazreti Mevlana diyor ya “Hamdım, piştim, yandm”…
Evet piştiğimizi biliyoruz da yanmanın (!) derinliğinde yarınımızdan ürküyoruz.

Xxx

Türk siyaset tarihinin dönüm noktalarından 60 ihtilalinde dünyaya geldikten sonra, 80 ihtilalini öğrenci ve gazeteci, 28 Şubat’ı gazeteci, 15 Temmuz’da gazeteci olarak bu acı tabloları birebir yaşadıktan sonra yarın Türkiye’de ne olur? 
Ortadoğu nereye gidiyor? 
Amerika kıtasından Asya’ya bilimden ekonomiye rüzgar poyrazdan mı esiyor?
Bakıyor ve izliyoruz.

Xxx

Önce kendi küçük dünyamız.
Konya’dan çıkıp Ankara’da TBMM meclis muhabirliğinden, rahmetli Demirel ve Özal ile Cumhurbaşkanlığı muhabirliklerinde biraz olsun siyasetin nasıl bir meslek olduğunu gördük.
Doğrusunu söylemek gerekirse Dünya şehri İstanbul’da Türkiye’ye değil Dünya’ya haber servisi yaparken de “finans”ın yani paranın ne olduğunu görmeye başlıyordum. 
Konya’da gazetecilik yaparken Kayseri, Gazi Antep gibi illeri kıskanır ve bu vizyonlu şehirlerin bu misyonu para gücü ile yaptıklarını sanırdım.
Ancak İstanbul’da para ile tanışınca şunu birebir görerek yaşadım ki benim şehrim Konya finans bilek gücünde belkide en güçlü illerin başında idi. 
Ne var ki coğrafi konumu ile Türkiye’nin tam göbeğinde Doğu’yu İstanbul’a ve Ege’ye bağlayan karayolunun tam ortasında ki Selçuklu’nun Başkenti güçlü tarihi geçmişini, Cumhuriyet döneminde her iktidar partisine, adeta tek yürek sandığı teslim eden şehir verdiğinin karşılığını alamamanın ezikliğini yaşıyordu.

Xxx

Konya coğrafya kitaplarında “Buğday ambarı” ve “Tarım Şehri” olarak bilinse de inanın sanayi sektöründe bugün kötü benzetmesi ile değil teknolojiyi takip ederek üretmede Türkiye’nin ÇİN’i unvanını almış durumda.

Xxx

Bu şehir son yıllarda Ankara’nın dirsek teması ile artık spordan eğitime yaptığı “şampiyonlar ligi” nde ki yerini almış durumda.

Xxx

İlk yazımızı fazla derin sulara girmeden “selamlama, tanışma” olarak değerlendiriyor ve inşallah bundan sonra başta Sayın Talat Atilla Beyi mahcup etmeden TÜRKTİME ailesi ile Konya’nın gücü ile renk katmaya devam etme sözü veriyoruz.