Başbakan Binali Yıldırım, Wow Otel'de düzenlenen "Başbakanımız Canlarla Buluşuyor, Bayramlaşıyor" programında yaptığı konuşmada, 16 yıldır 81 milyon vatandaşın her birini aynı muhabbetle severek görevlerini yerine getirmeye çalıştıklarını anlattı.
Yıldırım, "Hepimizin yolu, Hak Muhammed Ali yoludur. Rabbimiz bir, kitabımız bir, Peygamberimiz birdir. Aynı medeniyetin ortak mirasçılarıyız. Aramızdaki muhabbet bizi kardeş yapıyor. Bizim hamurumuz, bu toprakların kültürüyle, sazıyla, sözüyle yoğrulmuştur. Samimiyetle ifade etmek isterim ki Alevi irfanından, her insanımız gibi ben de feyz aldım. Aramızda bir şey varsa o da muhabbettir. O muhabbeti korumak için birbirimizin sözüne can kulağımızı vermek, birbirimizi çok daha iyi anlamak gibi bir mecburiyetimiz vardır." ifadelerini kullandı.
'HAZRETİ FATIMA'YI ANNEMİZ BİLMEYEN BİZDEN DEĞİLDİR'
Ehl-i Beyt'in herkesin canı, cananı en kıymetlisi olduğunu belirten Yıldırım, "Hazreti Fatıma'yı annemiz bilmeyen bizden değildir. Şühedayı, Kerbela için ciğerleri yanmayan bizden değildir. 12 imam, imamlarımızdır. Hazreti mevlanın aşkı, sema ile kendini gösterir. Hazreti Hacı Bektaş-ı Veli'nin aşkı semah ile dile gelir. Hepsi bizimdir. Hepsi de gönüllerimizin sultanıdır. Yolumuz bir, maksadınız bir, maksudumuz bir, menzilimiz birdir. Farklılıklarımız, meşreplerdedir." dedi.
'DERSİM AÇIK KALPLİLİKLE KONUŞULMALI'
Başbakan Yıldırım, 1938 Dersim olaylarının büyük bir acı olduğunu ifade ederek, "Dersim ile bu ülke yüzleşmelidir. Çok açık söylüyorum, hiç bir yanlışın arkasında durmak gibi bir lüksümüz yok. O dönem Dersim'i yapanlar, bugün bunun bir şekilde öz eleştirisini, hesabını vermelidir. Devlet yaptı, devlet yanlış yapabilir. Yapmaması gerekir ama yanlış yapılmıştır. Bir daha bu yanlışların olmaması için bu meselenin de ele alınıp açık, samimi bir şekilde toplumla paylaşılması gerekir. İdam etmek için yaşını büyütüp idam ettiğiniz o insanların zihinlerindeki acıları küllendirmenin, bir daha yaşanmaması için bu olayların açık kalplilikle konuşulması gerekir." diye konuştu.
Eksiklerin olabileceğini, "her şeyi mükemmel yaptık" şeklinde bir iddia içinde hiçbir zaman olmadıklarını, ancak her zaman ülkenin kalkınması, milletin refahı için koşturduklarını vurgulayan Yıldırım, geçmişte yapılan haksızlıklara, adaletsizliklere, ayrımcılıklara son vermek için gayret ettiklerini belirterek, "Ret ve inkar politikalarını reddettik" diye konuştu.
Aşık Veysel'in "Yezit nedir ne Kızılbaş?/Değil miyiz hep bir kardaş/Bizi yakar bizim ataş/ Söndürmektir tek çaresi" dizelerini hatırlatarak "İşin özeti budur" diyen Yıldırım, ülkenin geleceği, Cumhuriyet'in 100. yılının hedeflerini gerçekleştirme bakımından bu seçimin çok önemli olduğunu vurguladı.
Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:
İstikrar çok önemli, güven çok önemli. Hem ekonomimiz için hem terörle mücadele için hem işsizliğin daha da aşağıya çekilmesi için, üreten, ürettiğini satan, ülke refahını büyüten, refahı adil dağıtan bir ülke için, bir Türkiye için sandık başına gidiyoruz. Darbelere, vesayetlere, ayrımcılığa hayat hakkı tanımayacak bir yönetim için sandığa gidiyoruz.
'SADECE ALEVİ VATANDAŞLARIMIZIN SORUNU YOK, HERKESİN SORUNU VAR'
Bütün toplum kesimlerinin sorunları var. Sadece Alevi vatandaşlarımızın sorunu yok, herkesin sorunu var. Şöyle söylesek yanlış olmaz; sorunu olmayan ölülerle delilerdir. Aslında onların da sorunları var da biz belki onların dünyasına giremiyoruz. O yüzden sorunları torunlara bırakmayacağız, sorunları çözeceğiz. Cesaretle üzerine gideceğiz. Hiçbir şeyden çekinmeyeceğiz ama doğru zeminde konuşacağız.
'EN BÜYÜK KONU SORUNUN TANIMINDA ANLAŞAMAMAK, ORTAK NOKTAYI YAKALAYAMADIK'
Alevi vatandaşlarımızla ilgili aslında meseleleri çözmek için biz zannediyorum 9-10 tane çalıştay yaptık, geçmiş dönemde. Bu meseleyi cesaretle ele aldık. Orada bir şey gördüm, çok açık konuşayım, en büyük konu sorunun tanımında anlaşamamak. Niye anlaşamıyoruz? Öyle bir farklılaşma var ki. Ali'siz Alevilikten tutun yani Aleviliği tek başına din gibi ifade etmeye çalışana kadar değişik değişik görüşler ortaya geldi ve burada maalesef bir ortak noktayı, herkesi tatmin edecek bir noktayı yakalayamadık. Benim tespitim bu yönde.
Yanlış olabilir ancak makul olanı, imkansız olanı değil, makul olanı yapmak açısından her zaman elimizde fırsat var. Alevi toplumunun inanç değerlerine, en cesur şekilde fırsat vermek, bu bizim görevimiz. Bunun için irfan merkezleri ve cemevlerinin artık statüsünü tartışma alanından çıkarmaya karar verdik.
'İHTİYAÇ OLMASA CEMEVLERİ HER YERDE YAPILIR MI?'
Fiili durumu görmemiz lazım. Bu bir ihtiyaç olmasa cemevleri her yerde yapılır mı? İhtiyaçtan kaynaklanıyor. O halde bize düşen bu ihtiyacı görmek ona göre hızlı hareket etmek. Geç de olsa önemli bir mesafe almış olmayı da ben ciddi bir kazanım olarak görüyorum ve inşallah bundan sonra daha fazla iç içe, daha fazla ön yargısız, birbirimizle konuşarak, görüşerek bu meselelerin üstesinden geleceğiz.
Seçimlerin ülkenin gelecek hedeflerine önemli bir başlangıç olmasını dileyen Yıldırım, "Ülkemizi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize gösterdiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak için yapacağımız çok daha işimiz var, çok daha projemiz var. Bu projeleri de inşallah en güzel şekilde gerçekleştireceğiz. Rabbim birliğimizi bozmasın.
Muhabbetimizi daim eylesin. Allah, birbirimizin hukukuna riayet eden kullarından eylesin. Bütün Alevi kardeşlerimizi, Sünni kardeşlerimizi, bütün vatandaşlarımızı sevgiyle, saygıyla, selamlıyorum." diyerek konuşmasını tamamladı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...