Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), yeni tip koronavirüs (Kovid-19) krizinin dünyaya olası yansımasını ortaya koyan çarpıcı bir rapor yayınladı. ILO’ya göre 2020'nin ikinci çeyreğinde küresel olarak çalışma saatlerinin yüzde 6,7'sini ortadan kalkacak ve dünya genelinde 195 milyon kişi tam zamanlı işini kaybedecek. Salgının tetiklediği bu krizden Türkiye de pay alacaktır. Peki, Türkiye bu krizden en iyi ve en kötü senaryolara göre nasıl etkilenir? Salgının ülke ekonomisi ve istihdama yönelik zararı nasıl asgari düzeyde tutulur? Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Sputnik’e anlattı.
‘2018 ortasında başlayan krize bir de Kovid-19 krizi eklendi’
Çerkezoğlu'na göre 2018 ortasından bu yana ‘ciddi bir ekonomik krizin yaşandığı’ Türkiye şimdi de salgının getirdiği kriz sebebiyle ciddi riskle karşı karşıya:
“Bütün dünyada ekonomilerin çok ciddi resesyona girdiği, neredeyse durma noktasına geldiği bir süreçte bu salgının çok ciddi etkileri olacağına sürecin en başından beri dikkat çekiyor ve bu etkinin önüne geçmek için atılması gereken adımları, hem kamuoyu, ilgili bakanlıklar ve ülkeyi yönetenlerle paylaşıyoruz. ILO raporu hakikaten çarpıcı ve işini kaybetmesi olası işçi sayısı çok yüksek. Türkiye ekonomisi 2018’in ortası itibariyle çok ciddi bir krize girdi ve bu krizin işsizlik dahil bütün yıkıcı etkilerini zaten uzun süredir yaşıyorduk. Şimdi bunun üstün ne bir de Kovid-19’un oluşturduğu tablo eklendi” diyor.
‘Türkiye tarihinin en büyük işsizlik tablosuyla karşı karşıyayız’
Çerkezoğlu “Zaten bugün Türkiye’nin en önemli sorunu işsizlik. 2019’da açıklanan işsizlik yüzde 13.7. Hükümetin yeni ekonomik programda 2019 yılı için hedefi 12.9’du. Ama bunun çok üzerinde bir işsizlik gerçekleşti. Hatta yine hükümet yeni ekonomik programda 2019 yılında 1 milyon yeni istihdam yaratacağını söylemişti. Bırakın 1 milyon yeni istihdam yaratılmasını, istihdam da daraldı. Bir önceki yıla göre 2019 yılında istihdam 658 bin kişi azaldı. Bu kadar ciddi işsizliğin üzerine bir de koronavirüs salgını nedeniyle çok ciddi bir işten çıkartma dalgasının yaşandığı açık. Dolayısıyla Türkiye tarihinin en büyük işsizlik dalgasıyla karşı karşıyayız” dedi.
‘Devlet işten çıkarmaları yasaklayarak acil önlem almalı’
Devletin işten çıkarmaları yasaklayarak acil önlem alması gerektiğine işaret eden Çerkezoğlu “Biz ilk günden itibaren devletin ve devleti yöneten siyasi iktidarın salgın süresince işten çıkarmaların yasaklanması, zorunlu ve acil temel işler dışındaki diğer işlerde çalışmanın durdurulmasını ve bütün çalışanların gelirinin devlet tarafından güvence altına alınması gerektiğini söyledik. Eğer bu adımlar atılmazsa, salgın süresince işten çıkarmalar yasaklanmazsa ve bütün çalışanların geliri devlet tarafından güvence altına alınmazsa gerçekten Türkiye tarihinin en büyük işsizlik dalgalarından bir tanesini karşılayabilmek mümkün olmayacak. Bununla ilgili gerekli düzenlemeleri yapmak son derece mümkündür. Biz özellikle işten çıkartmaların yasaklanması gerektiğini Türkiye’de ilk vaka görüldüğü itibariyle her platformda ifade ediyoruz. 17 Mart’ta Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan işçi ve işveren örgütlerinin ve bakanlığın katıldığı toplantıda bu önerimizi ayrıntılarıyla çalışma bakanına da anlattık, ilettik. Eğer bu konuda bir devlet kararı olmazsa, yani bu süreç işverenlerin insafına bırakılırsa binlerce, milyonlarca insanın işini kaybedeceği ve kaybettiği açık. Bu konuda bir devlet kararı alınmalı, bir kamu iradesi ortaya konulmalı ve bunun gereği yapılmalıdır” diyor ve şöyle devam ediyor:
‘Tedbir alınmazsa toplumsal tahribat büyük olur’
“İşten çıkartmaların yasaklanması ve bu konuda bir irade konması son derece yaşamsal. Bazı büyük firmalar işten çıkartma yapmayacağını açıkladılar ama bunlar çok sınırlı örnekler. Günübirlik çalışan, güvencesiz çalışan, taşeron şirketlerde çalışan binlerce, yüzbinlerce insan var. Bugün çalışmazsa yarın evine ekmek götüremeyecek yüzbinlerce insan var Türkiye’de. Dolayısıyla bu önlem alınmazsa ve işten çıkartmaları yasaklayıp, bütün çalışanların gelirin devlet tarafından güvence altına alınmazsa, başta işsizlik sigortası fonu kaynaklarını kullanmak olmak üzere, bu konuda çok olumsuz bir tablo yaşanacağı ve çok ciddi toplumsal tahribat ortaya çıkacağı açık.”
‘SGK ve İŞ-KUR bizimle rakamları paylaşmalı’
Çerkezoğlu “Türkiye’de işyerlerinin çok önemli bir kısmının sendikasız bırakıldığı düşünülürse şu anda bir rakam söylemek kimse açısından çok mümkün değil. Aynı zamanda ciddi bir işsizlik dalgasının yaşanacağını öngörmek zor değil. Özellikle bu konuda biz SGK ve İŞ-KUR’un verilerinin bizlerle, kamuoyuyla paylaşması gerektiğinin altını çizmek isteriz. Çünkü özellikle SGK verileri ve İŞ-KUR’daki işsizlik sigortasına başvuru sayıları, kısa çalışma ödeneğine başvuru sayıları bütün bunlar işsizlikle ilgili bize önemli veriler sunar. Eğer SGK ve İŞ-KUR bu bilgileri, rakamları gecikmeden bizlerle paylaşırsa bizim de işsizlik konusunda daha net öngörüler söyleyebilmemiz mümkün olur” diye ekledi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |