"Erdoğan'ın son adımları, Türkiye'nin Batı'yla kopuşunu kesinleştiriyor" 

Fransa'nın önde gelen haber dergilerinden L'Express'in son sayısında yer alan ve Par Christian Makarian imzasını taşıyan makalede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye ve Venezüella'ya yönelik tutumunun, Türkiye'nin Batı ile ittifakını yeniden dirilteceğine dair umutları söndürdüğü ifade edildi.

Makarian'a göre Ankara'nın Suriye'deki tavrı, Rusya ile işbirliği ve Venezüella'da Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu desteklemesi, ‘Batı ile karşı cephelerde yer almanın, Türk lider için stratejik bir tercih olduğuna işaret ediyor.'"Bu mesele daha önce de endişe doğuruyordu, ama şimdi bütün keskinliğiyle ortaya çıkıyor" denilen makalede, "Fransa ve Avrupa bir bütün olarak bundan böyle Türkiye'den küçük de olsa bir yardım beklentisi içine girebilir mi?" sorusu yöneltildi.

Makalede, 2016'da yeni bir Suriyeli mülteci dalgasının Türkiye'ye yerleştirilmesi için Ankara'yla anlaşmaya varmasının ardından AB, ‘daima Batı ile yakın ilişkiler sürdürme hedefi güden Müslüman bir ülke' ile ‘soğuk ve gerçekçi' bir çizgide yeniden görüşmelere girişme umudu içindeyken, ‘Erdoğan'ın bugünkü tavrının bunun artık mümkün olmadığını açıkça ortaya koyduğu' ifade edildi.

‘SİZ HİÇ, BİR NATO ÜYESİ ÜLKENİN RUSYA'DAN KARADAN HAVAYA S-400 FÜZELERİ ALDIĞINI GÖRDÜNÜZ MÜ?'

Yazıda şu ifadeler yer aldı: "Ankara'nın eski ittifaklarından ve yönelimlerinden çıkması bugün en üst düzeye vardı; artık NATO'ya karşı bile kısmen kibirli bir yaklaşım gösteren tamamen stratejik bir nitelik kazandı. Siz hiç, bir NATO üyesi ülkenin Rusya'dan karadan havaya S-400 füzeleri aldığını veya ilk nükleer santralini bir Rusya şirketine yaptırdığını gördünüz mü?"

‘ERDOĞAN, FRANSA'YA AYNI ŞEKİLDE ÖDETME FIRSATI BULDUĞU İÇİN MEMNUN OLACAK'

Makalenin yazarı Makarian'a göre Türkiye'nin Batılı ortaklarından giderek daha çok uzaklaştığına tanıklık eden son gelişmeler ‘son derece endişe verici.' Nitekim makalesinde, hapishanelerinde Fransız radikal İslamcıları tutan Suriyeli Kürtlerin, ABD kuvvetlerinin Suriye'den çıkmasının ardından Türkiye tarafından bir saldırı olması durumunda ellerindeki tutukluları salıvermek zorunda kalacaklarını duyurdukları hatırlatılması yapıldı: "Bunun sonucunda cihatçıların ailelerinin Irak'a, oradan da Fransa'ya gönderilmeleri gerekecek. Çünkü Ankara'nın, sırf Fransa'ya hizmet olsun diye, bu tehlikeli teröristlerin ve onların ailelerinin geçişini kolaylaştırmak arzusu bulunmuyor. Tersine, Erdoğan, kendisine sık sık insan haklarıyla ilgili durumu hatırlatmasını Fransa'ya aynı şekilde ödetme fırsatı bulduğu için memnun olacak gibi görünüyor."

‘TÜRKİYE'NİN SURİYE'DEKİ EYLEMLERİNİ ANLAMLANDIRMAK İÇİN VENEZÜELLA ÖRNEĞİNE DE BAKIN'

Makalenin yazarı Makarian, Türkiye'nin Suriye'deki eylemlerini sadece YPG-PKK arasındaki ilişki üzerinden anlamlandırmaya çalışmanın yeterli olmadığını ve Ankara'nın buradaki eylemlerinde Rusya'nın rolünün de payının olduğunu ederek şöyle devam etti:

"Türkiye'nin Suriye'deki davranış biçimini, sadece buradaki Kürtler ile (AB tarafından da) terörist olarak kabul edilen PKK arasındaki yakınlık üzerinden açıklayanlar içinse egzotik ve kendiliğinden açıklayıcı bir örnek verelim: "Erdoğan, muhalif Juan Guaido'nun, sömürücü, soyguncu ve otoriter Nicolas Maduro'nun karşısına dikildiği Venezüella'da da Rusya ile aynı safta yer aldı: Maduro bu müttefiklerine bel bağlayabilir. (…) Türk lider Maduro'ya telefonla konuştuklarında "Kardeşim, dik dur, yanındayız" demişti. Türkiye ve Venezüella arasındaki ekonomik ve finansal ilişkiler yoğun. Henüz birkaç hafta önce, Aralık 2018'de Caracas'ta bir sultan gibi karşılanan Recep Tayyip Erdoğan Maduro'nun, İran ve Rusya'nın da dahil olduğu ‘çok kutuplu cephesinin' önemli bir parçası."